HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, İzmir İl Örgütü’nün Menemen’de düzenlediği iftar yemeğine katıldı.

Erdoğan’ın idam açıklamasına yanıt veren Temelli, “25 Haziran’da tüm tutsak yoldaşlarımız özgür kalacak bu da bizim Erdoğan’a cevabımızdır. Bu ülkede barış adına ne yapılmışsa bunun önüne geçiyorlar, kim barış istiyorsa ona tutsaklık düşüyor. Eğer bu ülkeye barış gelsin diyorsanız önce tecridi kaldıracaksınız. Tecrit artık bu ülkeye uygulanıyor, tecrit kalkmadan barışın önünü açamazsınız. 24 Haziran’da sandığa gittiğimizde sadece HDP’ye uygulanan barajı yıkmayacağız, aynı zamanda huzurun ve barışın önündeki barajları da yıkacağız. 24 Haziran’da oyumuza ve siyasi irademize sahip çıkacağız” dedi.

Temelli, burada yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

‘BÜTÜN HESAPLARI HDP'Yİ BARAJ ALTINDA BIRAKMAK’

Bu ülkenin Erdoğan sorunundan 24 Haziran’da hep birlikte kurtulacağız. Barışı, demokrasiyi, huzuru getireceğiz. Bütün hesabını 24 Haziran’da bizi baraj altında bırakmak üzerinden yapıyor. HDP baraj altında kalırsa bizim en az 80 vekilimizi alacak ve Meclis’te çoğunluk elde edecek. 2. turu da kazanacak. Bütün hayali bu. HDP’yi baraj altında bırakmak. Bizler 7 Haziran’da ve 1 Kasım’da olduğu gibi bu barajı yine yıkacağız. Taş olacağız, Demirtaş olacağız, başlarına düşeceğiz.

Bunlar boş hayal. Bunu bildiği için 7 Haziran’a giderken hayata geçirdikleri kirli oyunları tekrar oynamaya başladılar. Yine savaş politikalarıyla bu ülkeye zulüm yaşatmak istiyorlar.

‘AFRİN SEÇİMLERE YETİŞMEDİ ŞİMDİ KANDİL SENARYOSUNA BAŞLADILAR’

1 Kasım’da da aynısını yapmışlardı. Bu oyuna düşecek miyiz? Şimdi kalkmış yine Kandil senaryosu, yok “5 km gittik” yok “10 km döndük”, Afrin’e yaptıklarını unutmadık. 150 bin Afrinli yerinden, yurdundan oldu, çünkü seçim hesabı yapıyorlardı. Bu seçim hesabı için Suriye iç savaşında, tek huzurlu yere, tüm halkların bir arada yaşadığı bir şehre IŞİD artığı çetelerle saldırdılar. Bakın Afrin’in seçimlere bir katkısı olmadı, yetişmedi, şimdi geldi Kandil senaryosu. Çünkü diyor ki “ben bu savaş senaryosuna devam edersem milliyetçilik üzerinden oy alırım.” Bu ülkenin güzel insanları tüm halkları, Türk halkı, Kürt halkı artık buna izin vermeyecek. Yan yana gelecek bu faşizm duvarını hep birlikte yıkacak.

‘BU ÜLKEYİ YÖNETECEĞİM DİYEN ZATIN VAADİ İDAM’

Hakkımızı, aşımızı, işimizi çalanları faşizmin çöplüğüne süpüreceğiz. Kalkmış “Kürt sorunu yok” diyor, savaşı körüklüyor. Yolsuzluk her yeri sarmış, bu da yetmedi dün yeni bir şey çıktı karşımıza: idam. Cumhurbaşkanı adayı, ülkeyi bizzat yöneteceğini söyleyen bu zat insanlara idam vadediyor. Hem de kime; bu onurlu halkın biricik evladı Demirtaş’a. Kobanî’den dolayı 53 insanın yaşamını yitirmesinin suçlusu olarak Demirtaş’ı gösteriyor. Buradan seçimde üç beş oyun hesabını yapıyor. Bakın, biz öyle tehditlere papuç bırakacak, boyun eğecek ve diz çökecek bir parti değiliz. Dün olduğu gibi bugün de içeride ve dışarıda direneceğiz, 24 Haziran’da biz kazanacağız.

‘İDAM İSTEYEN ERDOĞAN'A CEVABIMIZDIR: 25 HAZİRAN'DA TÜM TUTSAKLARIMIZ SERBEST KALACAK’

25 Haziran’da tüm tutsak yoldaşlarımız özgür kalacak bu da bizim Erdoğan’a cevabımızdır. Bu ülkede barış adına ne yapılmışsa bunun önüne geçiyorlar, kim barış istiyorsa ona tutsaklık düşüyor. Eğer bu ülkeye barış gelsin diyorsanız önce tecridi kaldıracaksınız. Tecrit artık bu ülkeye uygulanıyor, tecrit kalkmadan barışın önünü açamazsınız. 24 Haziran’da sandığa gittiğimizde sadece HDP’ye uygulanan barajı yıkmayacağız, aynı zamanda huzurun ve barışın önündeki barajları da yıkacağız. 24 Haziran’da oyumuza ve siyasi irademize sahip çıkacağız.

Bugün sorun o kadar büyük ki, nereye elinizi atsanız bir sorun yumağı ile karşılaşıyorsunuz. Sorunları çözmek için artık güçlü bir siyasi iradeye ihtiyaç var. Bu bizim küçük miting sabaha kadar sürer, ben size söyleyeyim. Her cümle başına beş slogan düşürüyorsunuz, sabaha kadar buradayız.

‘BİR ARADA YAŞAMANIN YOLU BU İKTİDARDAN KURTULMAKTAN GEÇİYOR’

Tüm bu sorunları Kürt sorununu, demokrasi sorununu, emeğin, kadınların sorununu çözmenin yolu bu sorunları besleyen iktidardan kurtulmaktan geçiyor. Erdoğan iktidarı artık en ciddi sorunumuzdur. Ülkeyi kamplaştırarak nefret söylemleriyle öyle bir düşmanlık siyaseti yürütüyor ki, bundan kurtulmadıkça bir arada yaşayamayız. Bir arada yaşamanın yolu bu iktidardan kurtulmaktan geçiyor.

Daha 2 gün önce 3 tane Kürt inşaat işçisi sırf Kürt oldukları için 5’inci kattan aşağı atıldılar. Bütün bu inşaatları bu işçiler yapıyor, bütün tarlalarda ürünleri bu işçiler topluyor, bu zenginliği bu işçiler üretiyor, sonra bu işçilerin payına şiddet düşüyor, nefret düşüyor. Madem birlikte üretiyoruz, madem bu ülkenin zenginliğinde hepimizin alın teri var, o zaman burası bizim ortak vatanımızdır. Kim ki bizi düşmanlaştırır, onun bu ülkede yeri yoktur. Bu güzel ülke hepimizin, Kürtlerin, Türklerin, Ermenilerin, Alevilerin, Müslümanların…

‘BU ÜLKEYİ IŞİD ÇETELERİ İLE BİRLİKTE YAKAN DA YIKAN DA AKP'DİR’

Bütün tarihleri karıştırıyor. Kobanî'nin tarihini almış 2014'ten 2015'e getirmiş, diyor ki “bunlar 7 Haziran’da başarı elde ettiler, bu ülkeyi yaktılar.” Bu ülkeyi o IŞİD çeteleri ile birlikte yakan da yıkan da sizsiniz. Suruç’u, 10 Ekim’i, Cizre’yi, Sur’u ve Kobanî’yi unuttuk mu, kimin nereyi yaktığını çok iyi biliyoruz. Diyor ki “bu ülkeyi sattılar.” Bu ülkenin geçmişini de geleceğini de siz sattınız. İnsanları kandırmaya çalışıyor. İnsanlar kanmayacak da aldanmayacak da.

‘LAFI ÇEVİREMEYİNCE KIRAATHANE OLDU SANA KÜTÜPHANE’

Vadettiği şey kıraathane. Her mahalleye bir kıraathane açacakmış. Bize iş lazım, aş lazım, eğitim lazım, sağlık lazım. Biz kıraathaneyi ne yapacağız! Çıkmış diyor ki “siz kıraathaneyi bilmiyorsunuz. Neymiş, meğerse öğrencilerin ders çalıştığı yerin adıymış.. Bak bak bak… Onun adı kütüphane, sen kıraathane dedin. Nasıl çevireceğim buna bakıyor, kıraathane oldu sana kütüphane. Adnan Menderes Havaalanı’nı da bu açtı. Bunların bütün ayarları bozuldu bunların şimdi MR’a (emar) ihtiyacı var.

Gelin bu davete katılın. Bakın Demirtaş diyor ki “ Ben Cumhurbaşkanı olduktan sonra yetkilerimi kullanmayacağım” yerel demokrasi ile güçlendirilmiş bir parlamenter rejim için çalışacağım. Biz de diyoruz ki OHAL’i kaldıracağız. Bu olağanlaşma ve bu geçiş süreci sorununda çoğulcu, laik bir ülkede hep bir arada yaşayacağız. Ama bu yetmez. Bu adaletsiz ülkeye adalet getirmeliyiz. Kuvvetler ayrılığıyla, evrensel hukuk anlayışıyla, insan haklarıyla adalet getirmeliyiz. Yoksulluğa son vermeliyiz, işsizliği bitirmeliyiz. Çiftçinin, esnafın, hepsinin hakkını koruyan bir hakça dağıtım programı yaptık. Üreten biziz, eken biziz, biçen biziz, o zaman yöneten de biz olacağız. Kentlerimizin yağmalanmasına son vereceğiz. Doğanın talanına da, kirliliğe de son vereceğiz. İnsanca bir yaşamı var edeceğiz. 24 Haziran’da sandıklara giderken yeni bir yaşamı var etmeye gideceğiz.

Çok az bir zaman kaldı. Artık hepimizin müşahit olma zamanıdır. Herkes HDP seçim bürolarına ve il-ilçe teşkilatlarına gitsin, müşahit olsun. Oyumuzu kullanalım ama sonra da oyumuza sahip çıkalım. Yurt dışında oy verme başladı. Yurt dışında başlayan oy vermenin çok iyi sonuçlar doğuracağını biliyoruz. Bir oy çok şeyi değiştirir. Yurt dışındaki oylar sayesinde Bursa’dan, Kocaeli’nden, Antalya’dan vekil çıkartabiliriz. Hepinizin yolu açık olsun, dönen dönsün yolundan biz dönmeyiz.

Demokrat Haber/İzmir