Ankara’da iki gün sürecek olarak merkez konferansı toplandı. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Kürt sorunu çözülmeden demokrasi ve özgürlüğün gelmeyeceğini ifade ederken, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise Türkiye’nin iki kutba mahkum olmadığını söylerek, “Eskiyi devam ettirecek hiçbir zihniyet Türkiye’de halkların istediği çözümleri, geleceği kuramaz" dedi.

HDP 5. Büyük Olağan Kongre öncesinde yapılan konferanslar sürecinin sonunda Ankara’da 4. Büyük Konferans toplandı.

“Büyük Direniş Büyük Yürüyüş” şiarıyla Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen konferansa 684 kayıtlı delege katıldı.

Konferansın açılışında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Herkes bilmelidir ki, Kürt sorunu çözülmeden, Türkiye’ye demokrasi ve özgürlük gelmez. Türkiye’de Kürt sorununu demokratik ve onurlu şekilde çözme iradesi gösteremeyen hiçbir iktidar, aktör başarılı olamayacaktır. Biz bu sorunun hem iktidarın hem de mevcut muhalefetin mutlaka ama mutlaka gündeminde olması gerektiğinin altını önemle çiziyoruz” dedi. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında yerel demokrasiyi, özgürlükçü laikliği ve onurlu barışı, Türkiye halklarıyla birlikte var edeceklerini belirten Buldan, Cumhuriyetin ilk yüzyılında acı çekenlerin, ezilenlerin muhakkak kazanacağını söyledi. İktidarın Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına ve Güney Kürdistan’a dönük kapsamlı savaş ve ilhak siyaseti yürüttüğünü belirten Buldan, “Dünyanın neresinde bir Kürt kazanımı varsa buna düşmanlık eden bir iktidarla ve bu zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu hiç kimse aklından çıkarmasın. Bu saldırılar yalnızca Kürtler için değil, Türkiye toplumunun tamamı için yıkıcı sonuçlar yaratmaktadır” dedi.

"HDP’NİN ANAHTAR ROLÜ SEÇİMLERLE SINIRLI DEĞİL"

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da Türkiye’de siyasetin iki kutba sıkıştırılmaya çalışıldığını söyledi. Türkiye’nin iki kutba mahkum olmadığını ifade eden Sancar, “Eskiyi devam ettirecek hiçbir zihniyet Türkiye’de halkların istediği çözümleri, geleceği kuramaz. Bu iktidar zaten iyice çökertmiştir bu ülkeyi, felaketin eşiğine getirmiştir. Ama çıkış eski zihniyeti farklı yöntemlerle devam ettirecek yönetimlerde değildir. Çözüm üçüncü yoldadır” dedi.

HDP’nin “anahtar” rolünün sadece seçimlerle sınırlı olmadığına dikkat çeken Sancar, “Bunu sadece oy oranıyla açıklamaya çalışanlar da yanılıyor. Bütün baskılara rağmen inancını yitirmeyen, desteğini asla esirgemeyen, tam tersine bizlere bu yürüyüşe, bizlere daha da kararlı bir şekilde destek sunan bir halk gerçeği var. Eğer bu halk gerçekliğini sayı olarak algılarsak yanılırız, eksik anlarız. ‘Çözüm, anahtar biziz bizdedir’ dediğimiz de bu halk desteğini elbette kast ediyoruz” diye konuştu.

"DEMOKRASİ İTTİFAKININ TEK HEDEFİ SEÇİM DEĞİL"

Bu yolu demokrasi ittifakı ile yürümeye karar verdiklerini ifade eden Sancar, bu konunun sadece seçim ittifakı olarak değerlendirilmemesi gerektiğini anlattı. Seçimler tarihi önemde olduğunu ifade eden Sancar, “Bu seçimler Türkiye’de sadece iktidarın ve parlamentonun belirlenmesiyle sınırlı bir sonuç doğurmayacaktır. Bu seçimler aynı zamanda yeni bir başlangıcın mümkün olup olmadığını da gösterecektir. Bu sistemi; sömürü, savaş, rant ve talan sistemini, bu çete ve suç düzenini değiştirip değiştiremeyeceğimizi de belirleyecektir. Biz diyoruz ki bu sistemi de, bu düzeni de değiştirecek güç vardır; bu iktidarı da gönderecek güçlü bir halk iradesi mevcuttur” dedi.

Parti kapatma davalarına ilişkin ise Sancar şu ifadeleri kullandı: “HDP’yi bir tabela, bir bina gibi düşünüyorlar. Biz kararımızı çoktan verdik, sonuna kadar yürüyeceğiz. HDP’yi savunacağız, yaşatacağız ve büyüteceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.”