Tükiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ‘HDP desteklemezse’ senaryosunu şöyle değerlendirdi: “Biz bir seçim ittifakı değiliz. Seçimde ayrı taktikler geliştirebiliriz. Farklı tavırlar alabiliriz. ‘Mutlaka ortak tavır alacağız’ demem. Ama mümkün olduğunca ‘emek ve özgürlük ittifakı‘nın ortak bir tutum almasını zorlar.”

Baş, ortak tutum alınması için çabalayacaklarını da aktardı.

Erkan Baş, TV100’de gazeteci Candaş Tolga Işık’ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

“Türkiye İşçi Partisi Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığını destekleyecek mi” sorusuna Baş, şu yanıtı verdi: 

*Memleketin Saray Rejimi’nden kurtulması için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz, ama muhataplarımızı da görmemiz gerekiyor.

*Önümüzdeki hafta sonu, Türkiye İşçi Partisi’nin parti meclisi olarak, parti adına en yetkili karar organı, iki gün Hatay’da toplanacağız. Süreci değerlendireceğiz, bütün ayrıntılarıyla değerlendireceğiz. 

*Ondan sonra Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bileşenleriyle bir toplantı alacağız. Diyeceğiz ki “‘Emek ve özgürlük ittifakı’nın bütün bileşenleri yan yana gelsin, biz ittifak olarak bir ortak tutum alalım.”

HDP DESTEKLEMEZSE

HDP’nin Kılıçdaroğlu’nun adaylığını desteklemediği bir senaryoda, aynı ittifakın bileşeni olarak TİP’in alacağı tutuma ilişkin soruyu yanıtlayan Baş, şunları söyledi:

*Destekleme ve desteklememe gerekçelerini görmemiz lazım. Neden destekliyor ya da neden desteklemiyor? 

*Ama bence şunu yapmak gerekir: Bizim ittifakımızın hem cumhurbaşkanlığı seçimleri de hem parlamento seçimlerinde ortak bir tutum alması lazım. 

*Emek ve Özgürlük İttifakı’nı diğer ittifaklardan ayıran bir yanı var. Biz bir seçim ittifakı değiliz.

*Seçimde ayrı taktikler geliştirebiliriz. Farklı tavırlar alabiliriz. ‘Mutlaka ortak tavır alacağız’ demem. Ama mümkün olduğunca ‘emek ve özgürlük ittifakı‘nın ortak bir tutum almasını zorlar Türkiye İşçi Partisi. TİP kendi kararlarını kendisi alır. Ama bir ittifak olduğu için bunu önemser.

*Ben dünden beri AKP’lilere baktığım zaman onların da yenilgi hissettiğini görüyorum, onlar da artık yavaş yavaş herhalde bavulları toplamaya başlayacaklar. Öyle hissediliyor. 

‘SÜREÇTE EN CAN SIKICI ŞEY’

*Bu son krizde de en çok canımı sıkan şey; siyaset bir ülkenin kaderi, masaya sıkıştırılabilir mi? Masada iki kişi birbirini sevmese ülkenin geleceği başka türlü şekilde olacak, bu olmaz. Dolayısıyla biz bunu çok önemseyeceğiz. Yani emekçilerin, yoksulların, halkın siyasette daha etkin olacağı bir modeli Türkiye’nin önüne koymamız gerekiyor.

*Kürt sorunu, Alevi sorunu, eşitsizlikler, kadınlara dönük baskılar, gençlere dönük baskılar… Bunların ortadan kaldırılacağı bir yeni yüzyıla ihtiyacımız var. ‘Emek ve özgürlük ittifakı‘nın buranın kurucu üyesi olduğuna inanıyorum.

HESAPLAŞMA

Erkan Baş, “Hesap soracağız, hepiniz yargılanacaksınız” sözlerine de açıklık getirerek şunları kaydetti:

*Evet biz hesap soracağız, çünkü Türkiye’nin geride kalan 20 yılda yaşadıklarıyla ilgili bir hesaplaşma yaşamaması durumunda, sağlıklı, halkçı bir yeniden kuruluş gerçekleştirilemez. 

*Dolayısıyla orada, parlamentoda ve önümüzdeki dönem siyasette bir bütün olarak, bu iki ittifak dışında doğrudan bu iki ittifakın kapsayamadığı, bu iki ittifakın temsil edemediği geniş kesimlerin bir güç olarak bulunması gerekiyor.

*Yargılanmaktan hesap vermekten kim korkar? Suçlular korkar. Suç işlediysen, yargılanmaktan da hesap sorulmasından da korkarsın. Burada kastettiğim şey, AKP’ye ya da MHP’ye oy vermiş yurttaşlarımız falan değil. 

‘YURTTAŞLA HESAPLAŞMAYACAĞIZ’

*Biraz önce söyledim ya, bizim düne kadar AKP ve MHP’ye oy veren üyelerimiz var artık. Dolayısıyla biz yurttaşla bir hesaplaşma içerisine girmeyeceğiz. 

*İktidar bu hesaplaşma ihtiyacını görüyor ve bundan o kadar korkuyor ki, o küçücük bir azınlık var, bir suçlular güruhu, onlar kendilerinden hesap sorulmasını engellemek için, ‘Arkadaşlar bunlar hepimizi yargılayacaklar’ diye goygoy yapmaya başladılar. Suç işlemeyen kimsenin korkmasını gerektiren bir şey yok.

‘SUÇUN HESABI SORULMALI’

*Burada küçük bir suçlular güruhu var. Onların hesap vermesi bu memleketin geleceği açısından çok önemli. Onlar hesap verecekler ki, 20 yıl sonra, 30 yıl sonra aynı şeyleri yapmayı kimse aklından bile geçiremesin. 

*Deprem bölgesine giden herkes Türkiye İşçi Partisi’ne hak veriyor. Gidiyorsun sokakta yürüyorsun. Üç tane bina var, ikisi çökmüş. Ortadaki binanın camı bile kırılmamış ya. Şimdi o iki tane binanın doğal afet sonucu yıkıldığını söyleyebilir miyiz? Burada suç var. Suçun hesabının sorulması gerekiyor ki bu ülke aydınlığa çıkabilsin.