İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin yürüttüğü “Türkiye’de Kutuplaşmanın Boyutları” araştırmasının sonuçları açıklandı.

Araştırmanın ilk 2015 yılında yapılmıştı. Kasım – Aralık 2017 tarihlerinde,  Türkiye’nin 18 yaş üstü nüfusunu temsil eden, 16 ilde yaşayan 2004 kişiyle yüz yüze görüşmeler gerçekleştirildi.

Evrensel’de yer alan habere göre, yürütücülüğünü İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Emre Erdoğan'ın yaptığı araştırmayla ilgili, “Kutuplaşma parti taraftarları arasında sosyal mesafe, ahlaki üstünlük ve siyasal hoşgörüsüzlük olarak gözlemlenebiliyor. Türkiye’de yaşanan sürece dair farklılaşan algılar, en uzak görülen parti taraftarlarıyla arasına sosyal mesafe koyma ve ahlaki olarak kendini daha üstte görmeyle neticeleniyor; siyasal haklar açısından da hoşgörüsüzlüğü doğuruyor” dedi.

Kasım 2015 seçimleri sonrası siyasal kutuplaşmanın farklı boyutlarını inceleyen araştırmanın başlıca sonuçları şöyle:

EN UZAK HİSSEDİLEN SİYASİ PARTİ HDP

Araştırmaya katılanlar, kendi partilerine en uzak hissettikleri siyasi parti taraftarlarının hangisi olduğu sorulduğunda en fazla HDP taraftarlarını (yüzde 53) belirtirken, AKP taraftarları yüzde 24’lük oranla ikinci sırayı aldı. HDP taraftarları neredeyse diğer parti tabanlarının hepsinde “en uzak hissedilen parti taraftarı” olarak tanımlandı.

AKP’lilerin yüzde 64’ü MHP’lilerin yüzde 80’i ve İYİ Partililerin yüzde 63’ü HDP taraftarlarını kendilerine en uzak parti taraftarı olarak görüyor. CHP’liler için AKP’liler, HDP’liler içinse MHP’liler en uzak hissedilen parti taraftarları.

UZAK GÖRÜLEN PARTİ TARAFTARLARIYLA SOSYAL İLİŞKİDEN UZAK DURULUYOR

Araştırmanın sonuçlarına göre, görüşülen kişilerin yüzde 79’u kızlarının en uzak hissettikleri partinin taraftarlarından biriyle evlenmesini istemiyor. Yüzde 74’lük bir kesim o partinin taraftarlarından biriyle iş yapmak istemediğini belirtirken, komşu olarak istemeyenlerin oranı da yüzde 70. Çocuklarının o partinin taraftarlarından birinin çocuklarıyla oynamasını istemeyenlerin oranı da yüzde 68.

HER PARTİ TARAFTARI KENDİNİ AHLAKEN ÜSTÜN GÖRÜYOR

Araştırmada bir dizi sıfat sayıldığında, katılımcıların iyi sıfatların tamamını kendi parti taraftarlarına uygun gördüğü gözlemlendi: Ülkesinin yararına çalışan (yüzde 92), Vatansever (yüzde 91), Onurlu (yüzde 90), Zeki (yüzde 84), Cömert (yüzde 83) ve Açık Fikirli (yüzde 83). Buna karşılık, bütün kötü sıfatlar da “diğer” parti taraftarlarının özelliği olarak sayıldı: Ülkeye tehdit oluşturan (yüzde 86), Bencil (yüzde 84), İkiyüzlü (yüzde 84), Zalim (yüzde 83), Kibirli (yüzde 80) ve Bağnaz (yüzde 74).

DİĞER PARTİNİN SİYASİ ÇALIŞMA YAPMASI İSTENMİYOR

Görüşülenlerin yüzde 47’si kendilerini en uzak hissettikleri parti taraftarlarının yürüyüş yapmasına olumsuz yaklaşıyor. Yüzde 44’lük bir kesim o grubun toplantı düzenlemesini, yüzde 43’lük bir kesim de basın açıklaması yapmasını onaylamıyor. Diğer grubun telefonlarının dinlenmesini onaylayanların oranı da yüzde 50.

OHAL KONUSUNDA SESSİZ KALDILAR

Araştırmaya katılanlara “OHAL uygulamaları hakkında bir tartışmaya” sıralanan ortamlarda katılıp katılmayacakları soruldu. Görüşülenlerin yüzde 64’ü aileleriyle yedikleri bir yemekte böyle bir tartışmaya katılacaklarını belirtirken, arkadaşlarıyla dışarıda yedikleri bir yemekte bu tartışmaya katılacağını söyleyenlerin oranı yüzde 57 oldu. Mahalle toplantısında bu konuyu tartışacaklarını söyleyenlerin oranı yüzde 45; Facebook ve Twitter’da tartışabileceklerini söyleyenlerin oranıysa yüzde 25 civarında.

‘KUTUPLAŞMA ARTACAK’

Araştırma sonuçlarını yorumlayan Doç. Dr. Erdoğan ve Prof. Dr. Uyan-Semerci, yaşanacak bir dizi seçim nedeniyle siyasal kutuplaşmanın önümüzdeki dönemde de artma ihtimali olduğunu düşündüklerini belirtti. Kutuplaşmanın bu kadar yaygınlaşmasının demokrasinin niteliğinin artmasının önündeki en büyük engellerden biri olduğunu belirten araştırmacılar, daha fazla kutuplaşmanın önlenebilmesi için farklı siyasi parti taraftarlarının diğerleriyle temas edebilecekleri, farklı görüşlerle karşılaşıp o fikirleri tartışabilecekleri ortak ortamların gelişmesi gerektiğini söylediler. Araştırma ekibi, medyadaki çeşitliliğin artmasının farklı parti tabanları için bir Ortak Dünya oluşmasına yardımcı olacağını ekledi.