İHD Adana, Mersin, Hatay ve Malatya şubeleri, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne ilişkin açıkladığı hak ihlalleri raporda, 743’ü anneleriyle birlikte 3 bin çocuğun cezaevinde olduğu kaydedildi. Diyarbakır Barosu ise, Türkiye'yi taraf olduğu BM sözleşlererine uymasını istedi. 

Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin kabul edilmesiyle ilan edilen 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla birçok kentte yapılan açıklamalarla, çocuklara yönelik hak ihlalleri raporları açıklandı. Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, İzmir Barosu Çocuk Hakları Komisyonu ile İnsan Hakları Derneği Adana, Mersin, Hatay ve Malatya şubeleri, açıkladığı raporlar ve yaptıkları açıklamalarla Türkiye’nin taraf olduğu BM sözleşmesinin gereklerini yerine getirmediğini söyledi.

DİYARBAKIR

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, Tahir Elçi Toplantı Salonu’nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Baro Başkan Yardımcısı ve Çocuk Hakları Koordinatörü Avukat Gazal Bayram Koluman, Türkiye’nin BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’ne koyduğu çekincelerin kaldırılması gerektiğini söyledi.
 
YARGI REFORMU’NDA YETERSİZ

Koluman, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin ilk paketinde yapılan düzenlemelerin yeterli olmadığını belirterek, ikinci yargı paketinin içerisinde daha önce gündeme gelen ancak kamuoyundan yükselen tepkilerin ardından geri adım atılan, “çocuk ile cinsel istismar failinin arasındaki yaş farkının 10'un üzerinde olmaması ve evliliğin gerçekleşmesi halinde cezanın ertelenmesi” hükmünün de yer alacağı öne sürüldüğünü belirterek, “Bu düzenlemenin çocuk yaşta, erken ve zorla evlendirmelerin önünü açacağı ve cinsel istismarı meşrulaştıracağı açıktır” dedi.
 
‘CEZAEVLERİ ÇOCUKLARIN GELİŞİMİNE UYGUN DEĞİL’

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na sokakta yaşayan çocukların tespiti ve barınması noktasında yasal sorumluluğunu hatırlatan Koluman, cezaevlerindeki çocuklara dikkati çekti. Koluman, “Birçok çocuğun ağır suçlamalarla adli mekanizmalarla tanışmakta, tutuklanarak, karakollarda, sokaklarda, cezaevlerinde kolluk güçleri tarafından şiddette maruz kalarak, uzun süre sağlıksız cezaevlerinde tutuklu kalmaktadır. Tutuklama kararı verilirken bireyin çocuk olduğunun dikkate alınması, çocuklar için alternatif tedbirlerin değerlendirilmesi ve tutuklamanın son çare olması gerekmektedir. Aynı şekilde cezaevlerinde ebeveynleriyle kalan çocukların da eğitim-beslenme-sağlık hakları ihlal edilmekte, ayrı yatakları bulunmamakta, oyuncak ve gıdaya ulaşmakta sıkıntı yaşamaktadırlar. Hiçbir cezaevinin çocuğun gelişimi için uygun olmadığı ve annenin varlığının bu süreçteki önemi göz önüne alındığında cezaevinde çocuklarıyla birlikte kalan kişiler için denetimli serbestlik ve ev hapsi gibi uygulamaların tartışılması ve hayata geçirilmesi gerekmektedir” diye konuştu.

Silahlı çatışmalarda, çocukların yaşama ve korunma haklarına ilişkin BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nin 38’inci maddesini hatırlatan Koluman, bu yükümlülüklere rağmen çatışmalı süreç, savaş ve mayın atıkları sebebiyle çocukların hayatını kaybetmeye devam ettiğini kaydetti.

Yapılan hak ihlallerini sonucunda taraf olan ülkelerin, sözleşmeyi içselleştirilmediğinin görüldüğünü dile getiren Koluman, iktidar ve tüm siyasi partileri çocukların maruz kaldığı sıkıntılara kalıcı politikalar üretmeye çağırdı. 

MALATYA 

İHD Malatya Şubesi, Kız Meslek Lisesi önünde duyarlılık standı açtı. Açılan stantta ilk konuşan çocuklar, BM Çocuk Ve Göçmen Çocuk Hakları Bildirgesi’ni okudu. Daha sonra açıklama yapan İHD Şube Başkanı Gönül Öztürkoğlu, eğitim alanında asimilasyon politikalarının devam ettiğini, anadilde eğitim konusunda atılan adımların yetersiz olduğunu belirterek, "Çocuğa özgü bir adalet sisteminden bahsetmek giderek zorlaşıyor. Çocuk İşçiliği ile Mücadele Eylem Planları hazırlanmasına rağmen, pek çok çocuk ağır ve kayıt dışı işlerde çalıştırılmaya devam ediliyor. Çocukların cinsel istismara maruz bırakılmaları meşrulaştırılıyor. Failler korunuyor, erken yaşta evliliklere izin verilmesi ve önünün açılması ile meşrulaştırılıyor" diye belirtti. 

İZMİR
 
İzmir Barosu Çocuk Hakları Komisyonu, Bayraklıda bulunan İzmir Adliyesi Çocuk Hakları Merkezi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi. Baro Başkanı Özkan Yücel, Çocuk Hakları Merkezi Sorumlu Yönetim Kurulu üyeleri Cansu Bildirici ve Gamze Karaoğlu ile çok sayıda avukat katıldı. İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi üyesi Ceren Bozyel, BM Sözleşmesi’ne dikkati çekerek, şunları söyledi: “Her çocuğa tek tip bir elbise giydirilmek istendiği apaçık ortadadır. Alınan tüm kararlarda, uygulanılmak istenen tüm proje, işlem ve eylemlerde öznel bir değerlendirme yapılmalı, her çocuğun özel olduğu ve ihtiyaçlarının farklı olduğu anlayışından vazgeçilmemelidir.” 

‘ÖZGÜR BİR DÜNYA MÜMKÜN’

Çocukların maruz kaldığı hak ihlalleriyle ilgili açılan davalara müdahil olacaklarının aktaran Bozyel, “Dava dosyalarına müdahil olmak dahil çocuklar ile ilgili her işlem ve eylemde çocuklar için mücadele edilmeye devam edilmektedir. Çocuk Hakları Merkezi’nde avukatlarımız nöbet tutmakta ve çocuklara ücretsiz hukuki yardım hizmeti sunulmaktadır. Çocukların hiçbir tehlike ve tehdide maruz kalmadan, gelecek kaygısı duymadan, barış içinde ve güvenli bir ortamda çocukluklarını mutlu ve özgürce yaşayabilecekleri bir dünya mümkün” dedi.

HATAY

İHD İskenderun Şubesi, dernek binasında basın toplantısı düzenledi. İHD Merkezi Çocuk Komisyonu Üyesi Bestami Çorapçı, “Yetişkinlerin savaşları çocukların yaşam hakkını yok ediyor” diyerek, çocuklara özgü bir adalet sisteminden bahsetmenin giderek zorlaştığını dile getirdi.  Çorapçı, “Her şart altında Çocuk Hakları’nın korunması için duyarlılığımızı sürdürecek ve takipçisi olacağız” diye konuştu.

MERSİN

İHD Mersin Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu da, Özgür Çocuk Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Çok sayıda kurum temsilciliğinin katıldığı açıklamada konuşan İHD Mersin Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu Sözcüsü Zeynep Kaya, çocuk haklarının ciddi anlamda ihlal edildiğini söyledi. Çatışma süreçlerinin çocukları ciddi anlamda etkilediğini dile getiren Kaya, çocukların korunması için devleti sorumluluk ve görevlerini yerine getirmeye çağırdı.

ADANA

İHD Adana Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu ise şube binasında düzenlediği basın toplantısıyla 2019 yılı Çocuk Hak İhlalleri Raporu’nu açıkladı. Eğitim Sen Adan Şubesi yöneticileri, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Halkların Demokratik Partisinin (HDP) temsilcilerinin katıldığı toplantıda, İHD Çocuk Hakları Komisyonu Sözcüsü Berivan Ender Aydemir raporu açıkladı.

3 BİN ÇOCUK CEZAEVİNDE

Aydemir, Türkiye’nin dünyada "Çocuk bayramını” kutlamakla övünen bir ülke olmasına rağmen gerçek bir çocuk politikasının oluşturamadığına işaret etti. 743’ü anneleriyle birlikte 3 bin çocuğun cezaevlerinde olduğu bilgisini veren Aydemir, kentte tespit edilen çocuklara yönelik hak ihlalleri şöyle: 
 
* 13’ü erkek toplam 93 çocuk taciz edildi.
 
* 27’si erkek toplam 545 çocuk reşit olmayanla cinsel ilişki.
 
* 133’ü erkek toplam 701 çocuk cinsel istismara maruz kaldı.
 
* 366 çocuk aile içi şiddet ve kötü muamele maruz kaldı.
 
* 4’ü erkek toplam 6 çocuk adli olaylarda öldü.
 
* 762’si erkek toplam bin 195 çocuk kasten yaralandı.
 
* 14’ü erkek toplam 109 çocuk hakkında kayıp başvurusu yapıldı.
 
* Biri erkek toplam 2 çocuk intihar etti.
 
* 19’u erkek toplam 75 çocuk intihar teşebbüsünde bulundu.
 
* Suda toplam 3 çocuk boğuldu.
 
* Yangın bir çocuk yaşamını yitirdi.
 
* Toplumsal olaylarda toplam 16 çocuk gözaltına alındı.
 
Aydemir, çocuklar için talep ve önerilerini de şöyle sıraladı:
 
* Son 10 yılda artış gösteren çocuğun cinsel istismarı vakaları nedeniyle çocuklara yönelik etkili koruyucu tedbirler alınmalı, toplumsal eğitim süreçleri başlatılmalıdır.
 
* Ülkemizin son 6 yılı içerisinde içinde bulunduğu çatışmalı süreci nedeniyle travmatik süreçler yaşayan, yerinden edilen, sosyo-ekonomik zorluklar yaşayan çocuklara yönelik tedavi süreçleri başlatılmalı, çatışmalı süreçlerin en çok çocukları etkilediği unutulmamalıdır.
 
* Kültürel ve tarihsel kökleri sebebiyle ırkı, dini, dili, ne olursa olsun çocuğa karşı ayrımcılığın önüne geçilmesi için etkili mekanizmalar geliştirilmelidir.
 
* Türkiye hapishanelerinde 743'ü annesiyle birlikte kalan bebek olmak üzere, 3 binden fazla çocuk bulunmaktadır. Çocukların bulunması gereken yerler hapishaneler değildir. Adalet Bakanlığı bu soruna bir an önce etkili bir çözüm bulmalıdır.
 
* Çocukların eğitim hakkına erişimin önündeki; okula erişimin güç olması, nitelikli eğitim alamama vb. gibi engeller kaldırılmalıdır.
 
*  Son yıllarda her ne kadar sayılarında azalma meydana gelmiş olsa da, bir yerlerde devam ettiği hala bilinen çocuk evliliklerinin önüne geçilmeli, çocuklara yönelik etkili koruma mekanizmaları geliştirilmelidir.
 
* Türkiye’de 2 milyondan fazla kayıtsız çocuk işçi bulunmaktadır. Çocuk işçiliğin önüne geçilmeli, aileleri istihdam edilmelidir.
 
* Türkiye’de son yıllarda suça sürüklenen çocuk sayısında ve bağımlılık yaratan madde kullanıcısı çocuk sayısında artış meydana gelmiştir. Bu sebeple çocuklara yönelik ceza adalet sisteminde rehabilite edici düzenlemeler yapılmalı, çocukların madde bağımlılığının önüne geçilmesi amacıyla çocuklara yönelik yerel yönetimlerle ortaklaşıp sosyal, eğitsel faaliyetler yapılmalıdır. 
 
* Türkiye’de anadili Türkçeden farklı olan milyonlarca çocuğun kendi anadillerinden koparılmadığı bir ortamda eğitim görmeleri en temel hakları olup, bu haklarının gereklilikleri yerine getirilmelidir.
 
* Türkiye’de farklı inanca mensup çocukların zorunlu din dersine tabi tutulması sözleşmeye aykırıdır. Farklı inanç mensubu çocuklara yönelik zorunlu din dersi uygulamasına son verilmelidir.
 
* Türkiye de 1.5 milyon sığınmacı/göçmen çocuk bulunmaktadır. Bu çocukların bir kısmı yeterli sağlık, beslenme ve eğitim hakkından yararlanamamaktadır. Sığınmacı/göçmen çocukların bu hakları önündeki engeller kaldırılmalı, bu haklarının kullanılması kolaylaştırılmalıdır.
 
* Türkiye toplumunun üçte birinden fazlasını oluşturmalarına rağmen yönetim mekanizmalarına katılmaları sağlanamamış olan çocukların, kendilerini ifade etme ve yönetim mekanizmalarında söz sahibi olmaları sağlanmalıdır.
 
* Çocukların kendi kültüründen yararlanma ve kendi dilini kullanma hakkının tanıyan Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 17, 29 ve 30. maddelerine ve BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 27. maddesine konulan çekinceler kaldırılmalıdır.
 
* BM Ulusal veya Etnik, Dinsel veya Dilsel Azınlıklara Mensup Olan Kişilerin Haklarına dair Bildiriye ve Birleşmiş Milletler Yerli Halklar Hakları Bildirisine ve BM Çocuk Hakları Komitesinin 2009 tarihli genel yorumuna uygun düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
 
* BM UNESCO Eğitimde Ayrımcılığın Önlenmesine Dair Sözleşmeye taraf olunması gerekmektedir.