SIRRI SÜREYYA ÖNDER: UTANMAZCA AÇIKLAMALAR YAPILIYOR

 

BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Şırnak Uludere’de yaşanan katliamı “İkinci 33 kurşun vakası” olarak nitelendirdi. Önder, yaşanan katliama "Meclis’teki temsilcilerimizin açılım-saçılım demelerine bakmayın. Bizim size vereceğimiz yegane şey halkın kursağından kesip aldığımız, size attığımız bombalardır. Size düşen tek şey isyandır" denildiğini vurguladı.

 

BDP’li Önder Meclis’te Kafkas Dernekleri Federasyonu yöneticilerini kabul etti. Kabul sonrası Uludere’deki katliamla ilgili değerlendirmede bulunan Önder, “Şırnak Uludere olayı 68 yıl sonra bu devletin ikinci 33 kurşun vakası, ikinci Muğlalı vakasıdır” diyerek şunları söyledi:

 

“Suriye’de polisin kötü muamelesini bir başka ülkeye müdahale gerekçesi sayan zihniyet burada savaş uçakları ile kendi evlatlarını öldürmekte, katliama uğratmakta, imha etmektedir.”

 

"SİZE DÜŞEN SADECE İSYAN DENİLİYOR"

 

Ekonomik, sosyal, kültürel birçok boyutu olan mesele sadece polis ve askere teslim edilirse ancak bunun yaşanacağını savunan Önder, “Yol kazası, yanlış istihbarat, koordinatlar şaştı, öbürü beşti diye bu halka kimse yalan söylemesin” dedi.

 

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in açıklamalarını eleştiren Önder, “İçişleri Bakanı bu imhanın olacağını, bunu yenilerinin takip edeceğini iki gün önce pervasızca dile getirdi. Siz bir halkı topyekun terörist ilan ederseniz, bu da sizi kesmez sanatçıyı, köylüyü, aydını, siyasetçiyi de bunun içine dahil ederseniz o savaş uçağı da bu gariban kaçakçılık yaparak hayatını geçindirmeye çalışan Kürt köylüsü gençlerini katleder” dedi.

 

Sarhoş Atlar Zamanı filmini hatırlatan Önder, kaçakçılığın o bölgenin geçim kaynağı olduğunu hatırlattı hükümeti barış, ortaklaşma, eşitlik temelli yaklaşım geliştirmeye çağırdı. Önder yaşanan olayı, “Meclis’teki temsilcilerimizin açılım-saçılım demelerine bakmayın. Bizim size vereceğimiz yegane şey bu yoksul halkın kursağından kesip aldığımız, size attığımız bombalardır. Dolayısıyla size düşen tek şey isyandır. İsyan edin demektir bu” diye yorumladı, “Bu halk ne ferasetli halk ki bu kadar baskı ve zulme rağmen ortak vatan, eşitlik, özgürlük, demokrasi çizgisinde duruyor. Bunu herkesin düşünmesi gerek” dedi

 

HDK: HÜKÜMET KATLİAMIN HESABINI VERMELİDİR

 

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) yaptığı açıklamada Uludere’nin Roboski köyünde yaşanan katliamı kınayarak, olayın sorumlusunun AKP Hükümeti olduğunu belirtti.

 

HDK İstanbul Tabip Odası’nda Şırnak’ın Uludere ilçesi sınırında yaşanan katliama ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada ilk konuşma yapan BDP Mersin milletvekili Ertuğrul Kürkçü, katliamın sorumlusunun AKP hükümeti olduğunu belirterek, Kürtlerin büyük bir yas içinde olduğu ve olayın infial yarattığını belirtti.

 

Basının AKP’nin kontrolünden çıkarak yaşanan katliamın üstüne gitmesi gerektiğini vurgulayan Kürkçü, katliamın ardından "kaza" türü söylemleri eleştirerek, ticaret yapan insanların sınırda kimlik ayırt etmeksizin yapılan saldırıda öldürüldüğünü söyledi.

 

Bölgede kaçakçılık olarak adlandırılan durumu, yurtları bölünmüş insanların karşılıklı olarak alışveriş yapması olarak değerlendiren Kürkçü şöyle dedi: "Silah ve uyuşturucu kaçakçılığı hariç bölgedeki ticaret, askerlerin gözetimi altında yapılıyor. Bu konuda bir serbestiyet var.’’

 

Genelkurmay'ın özür dilememesini ve hükümetin infiali umursamamasını eleştiren Kürkçü, "Bölgenin tüm kent ve ilçelerinde derin bir keder ve infial var" dedi. Savaşın gazetecileri, akademisyenleri, öğrencileri, işçileri kısacası herkesi hedef aldığını ve ilerlediğini belirten Kürkçü, "Haydut devletinde değiliz, eğer değilsek, sorumlular açığa çıkarılmalı, medya üzerine düşeni yapmalıdır. Teslim olmamalıyız. Hükümet bunun hesabını vermelidir ve bunun bir bedeli olmalıdır. Bize lazım olan tek şey hakikat" şeklinde konuştu.

 

BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ise Uludere’de yaşanan vahşetin Türkiye’nin savaş politikalarından bağımsız olmadığını söyledi. Bir taraftan Kürtler üzerinde yapılan siyasi ve askeri operasyonlar diğer tarafından gazeteci ve aydınlara yönelik baskı, HES’lere karşı çıkanlara karşı yürütülen baskı politikalarını hatırlatan Tuncel, AKP Hükümetinin muhalefet istemediğini söyledi. Tuncel, yaşanan olayın faillerini ortaya çıkması için mücadelelerinin devam edeceğini anlatarak, başlatacakları “Sende bir ses ver” kampanyasının Uludere’deki vahşetin aydınlatılmasıyla başlanacağını belirtti.

 

HERKESE SORUMLULUK DÜŞÜYOR

 

HDK İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, Uludere’de yaşanan katliamın Türkiye’de yanlış giden bir şeyin olduğunu ortaya koyduğunu belirtti. Tüzel, HDK olarak olayın faillerinin ortaya çıkartılması için gerekli mücadelelerinin olacağını ifade etti. Yaşanan katliam karşısında halkın vekilleri olarak, sendikacıların, aydınların, yazarların üzerine düşeni yapması gerektiğini belirten Tüzel, basının da üzerindeki baskılara karşı artık halkların bir arada eşit yaşam isteğinin sesi olması ve halkların ortak sesi olması yönünde haber yapması gerektiğini söyledi.

 

BDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy ise yaşanan olayda kazan bombası kullanılmış olabileceğini söyledi. Olayda yeni silahların denenmek için kullanılmış olabileceğini de belirten Aksoy, olayın demokrasi güçlerin vereceği mücadele ile aydınlatılacağını dile getirdi.

 

Yapılan açıklamaya, BDP Mardin Milletvekili Erol Dora, Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu, Yazar Nuray Mert, Prof Dr. Gençay Gürsoy, Prof Dr Ahmet Tonak, Prof. Dr. Fatma Gök, Evrensel Kültür Dergisi Yazıişleri Müdürü Nuray Sancar, EDP Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek’inde aralarında bulunduğu çeşitli kurum temsilcileri de katıldı.

 

TAKSİM’DE KATLİAM PROTESTOSUNA MÜDAHALE

 

İstanbul Taksim Meydan’ında yüzlerce kişi Roboski Katliamını protesto etti. BDP Milletvekilleri Sebahat Tuncel ile Ertuğrul Kürkçü’nün de katıldığı protesto gösterisinde kitle sık sık “katil Erdoğan” sloganları attı.

 

Kitle Taksim Meydanı’ndan yapılan basın açıklaması ardından Tarlabaşı’nda bulunan BDP İl binasına doğru yürüyüşe geçtiği sırada polis gaz bombaları ile saldırmaya başladı. Kitle arasında bulunan gençler saldırıya taşlarla karşılık vermesi üzerine çatışmalar yaşandı.

 

TÜRK VE TUĞLUK: ORGANİZE BİR KATLİAMLA KARŞI KARŞIYAYIZ

 

Roboski köyünde yapılan katliamla ilgili açıklama yapan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk, Kürt halkının organize bir katliamla karşı karşıya olduğunu belirterek, "Kürtler ilk kez bir devlet katliamıyla karşılaşmıyorlar. Bundan önce de defalarca denediniz. Tasfiye seferleriniz diğerlerinde olduğu gibi bugün de sonuçsuz kalacaktır. Değerli halkımız ve onun temsilcisi olan bütün örgütlü gücümüz sonuna kadar direnecek ve size boyun eğmeyecektir" dedi.

 

BDP KATLİAMI KINAYARAK HALKI BİRLİĞE ÇAĞIRDI

 

BDP, Roboski’de yaşananların açık bir katliam olduğunu belirterek, "Gün bu acılar karşısında dimdik ayakta durma, birbirine kenetlenme ve halkımızın yanında olma günüdür" dedi.

 

BDP Eşgenel Başkanları Gültan Kışanak ve Selahattin Demirtaş, Şırnak'ın Uludere İlçesi Roboski Köyü'nde yaşanan katliama ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Türkiye'nin katliamlar tarihine dün bir yenisinin daha eklendiği belirtilerek, yaşanan katliamda yaşları 15 ile 20 arasında olan 35 çocuğun katledildiği vurgulandı. Yaşananların açık bir katliam olduğunun altının çizildiği açıklamada, "Uludere katliamı Orgeneral Mustafa Muğlalı'nın 1943'te Van'ın Özalp ilçesinde 33 köylüyü kurşuna dizdirdiği katliamın bir benzeridir. Ne yazık ki tarih, o katliamcı zihniyet 68 yıl aradan sonra bir kez daha tekerrür etmiş ve bu kez Şırnak Uludere'de yaşanmıştır. Şimdi bu katliama bir kılıf uydurulmaya çalışılmaktadır. Genelkurmay'ın resmi açıklaması tümüyle bu katliamın üstünü örtmeye yöneliktir" denildi.

 

HAYATINI KAYBEDENLERİN AİLELERİNE BAĞSAĞLIĞI

 

Açıklamada, AKP'nin gerçek yüzünün bir kez daha ortaya çıktığı belirtilerek, Kürt sorununu hava bombardımanları ve siyasi soykırım operasyonları ile ortadan kaldırılamayacağının bir kez daha ortaya çıktığı kaydedildi. Yaşanan katliamın şiddetle kınandığı açıklamada şunlar kaydedildi: "Halkımızla birlikte meydanlarda demokratik tepkilerimizi daha da yükselteceğiz ve bu katliamın, bu katliamı gerçekleştirenlerin, bu katliamın sorumlularının peşini asla bırakmayacağız. Katliamcı zihniyeti her yerde, her zeminde teşhir edeceğiz, lanetleyeceğiz. Bu katliamda yaşamlarını yitirenlere Allah'tan rahmet, acılı ailelerine ve tüm halkımıza başsağlığı diliyoruz. Gün bu acılar karşısında dimdik ayakta durma, birbirine kenetlenme ve halkımızın yanında olma günüdür."