Gezi Parkı eylemleri gerekçesiyle 840 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala ve tutuksuz 15 sanığın yargılandığı davanın 6. duruşması bugün Silivri’de İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Yiğit Aksakoğlu, Can Dündar’ın da aralarında bulunduğu 9 sanık haklarında isnat edilen tüm suçlardan beraat etti. İfadesi alınmayan yedi sanığın dosyası ise ayrıldı. Bu kapsamda davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala’nın da tahliye edilmesi bekleniyor.

Gezi davasında sanıklara verilen beraat kararına karşı İstanbul Cumhuriyet Savcısı Edip Şahiner mahkemeye istinaf başvurusunda bulundu.

Diken’den Kemal Göktaş’ın haberine göre, Şahiner, sanıklar hakkında verilen kararın bozulması gerektiğini savundu ancak ayrıntılı dilekçeyi mahkemenin gerekçeli kararını açıklamasından sonra istinaf mahkemesine sunacağını belirtti.

Şahiner’in verdiği dilekçe ‘süre tutum’ dilekçesi olarak biliniyor. Bu dilekçeyle savcılık, kararı istinaf etmesi için gereken süreyi, gerekçeli kararın yazımından sonraya kadar uzatmış oldu.

Mütalaada ceza isteyen savcılığın, kendi talebine aykırı karar çıkması nedeniyle kararı istinafa götüreceğine kesin gözüyle bakılıyordu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, mahkemeye gerekçeli kararın yazılana kadar itiraz hakkının saklı tutulmasını talep etti.

Başsavcılık, dilekçesinde gerekçeli kararın hazırlanmasının ardından beraat kararları için itiraz edeceğini belirtti.

“SÜRE TUTUM” NE DEMEK?

Türk hukukunda “süre tutum dilekçesi”, esasen kanunlarda yer alan bir ifadeye dayanmaz. Hukuk uygulamasında, yargı kararlarıyla oluşturulmuş bir kurumdur. Ceza davaları ile iş davalarında kullanılan tabirdir. Ceza davalarında, karar tefhim edildiği, yani sanıkların ve-veya vekillerinin yüzüne karşı açıklandığı andan başlayarak, gerekçeli karar yazılana kadar “süreyi durdurmak” için verilen dilekçe bu isimle anılır. Eskiden “müddeti muhafaza” denilirdi, “kısa temyiz dilekçesi” adıyla da anılmaktadır. Çünkü esasen bu dilekçe bir temyiz ya da istinaf yoluna başvuru dilekçesidir. Başvuruyu yapan, gerekçeli karar açıklandıktan sonra o karara göre kendi başvuru gerekçelerini sunma hakkını bu yöntemle korumayı amaçlar.