HDP Mardin Milletvekili Ali Atalan, Nusaybin’deki operasyonlara ilişkin, “Kolluk kuvveti mensuplarının savaşmak istemedikleri açığa çıkıyor. Bir şehrin bütününe yakın bölümünü yıkmanın, halkı terörize etmenin, yüz binlerce insanı yerinden yurdundan etmenin, iradesine ipotek koymanın ve onuruna dokunmanın aslında asker ve poliste de bir huzursuzluğa yol açtığı ve operasyonlarda kendilerinde demoralizasyon yarattığı ve hatta istifa ettikleri biliniyor” dedi.

HDP Mardin Milletvekili Ali Atalan Mardin’in Nusaybin ilçesinde 14 Mart tarihinde Mardin Valisi tarafından ilan edilen 7’nci "sokağa çıkma yasağı" 51’inci gününde abluka operasyonları DİHA’ya değerlendirdi.

‘NUSAYBİN’DE OPERASYONLAR İSTEDİKLERİ GİBİ OLMADI’

Genelkurmay Başkanı’nın ilçeye ikinci defa geliyor olmasının, süren savaş halinin vahametini gösterdiğini ifade eden Atalan, "AKP hükümetinin gayri meşru, gayri hukuki ve bütün ahlaki değerlerden yoksun, Kürt düşmanlığı temelinde geliştirmiş olduğu bu kirli savaşı Nusaybin’de istedikleri gibi sürdürmede bir hayli zorlandıkları ve sıkıntı çektikleri görülmektedir.

“Kolluk kuvveti mensuplarının savaşmak istemedikleri açığa çıkıyor. Bir şehrin bütününe yakın bölümünü yıkmanın, halkı terörize etmenin, yüz binlerce insanı yerinden yurdundan etmenin, iradesine ipotek koymanın ve onuruna dokunmanın aslında asker ve poliste de bir huzursuzluğa yol açtığı ve operasyonlarda kendilerinde demoralizasyon yarattığı ve hatta istifa ettikleri biliniyor.

“Genelkurmay Başkanı Akar’ın Nusaybin’e iki ziyaretini bu bağlamda görmek ve değerlendirmek gerekiyor. Kürt halkı zorluk çekebilir, eziyet görebilir, kırım ve kıyımdan da geçirilebilir ama iradesinden, özgürlüğünden, statü talebinden ve onurundan hiçbir güç onu vazgeçiremez” ifadesini kullandı.

‘BU BİR TALAN POLİTİKASIDIR’

AKP hükümetinin savaş politikalarının en kirli boyutunun Nusaybin’de yaşandığını dile getiren Atalan, “Bu bir talan politikasıdır. Saldırılara paralel olarak bir şekilde tarihi yapıtlar da tahrip ediliyor, bir halkın tarihi yok edilmek isteniyor. Günün 24 saati aralıksız bir şekilde imha ve insanları yok etme amaçlı bir politika sergileniyor. Böylesi büyük bir vahşete tanıklık ediyoruz” dedi.

Operasyonların  AKP ideolojisine uygun bir şekilde gerçekleştiğini söyleyen Atalan, “O nedenle burada yaşanan vahşet bizleri çok şaşırtmıyor. Tam da AKP hükümetinin ideolojisine göre strateji belirlenerek iradesizleştirme politikaları yürütülüyor. Bu vahşet tablosunu AKP iktidarından buyana tanıyoruz” ifadelerinde kullandı.

‘AKP’NİN SAVAŞ ÇIĞIRTKANLIĞINA DUR DEMELİYİZ’

AKP hükümetinin farklı etnik kimliklere sahip halklara ve tarihe karşı düşmanca bir tutum içinde olduğunu ifade eden Atalan, "Bu anlamda Türkiye halklarına önemli bir görev düşüyor. Demokrat, sol ve sosyalist oluşumların ülkeyi savaş alanına çeviren AKP hükümetinin savaş çığırtkanlığı yapmasına daha fazla tepki göstermeli, karşı çıkmalı ve onu boşa çıkarmalıdır. Özellikle Türk halkının totaliter anlayışa sahip olan AKP'ye değil, birlikte yaşamak istediği Kürt halkına ve onun özgürlük talebine sahip çıkmalıdır. Bu savaşın sonuçlarının yaratacağı etki sadece Kürt halkını değil, tüm Türkiye halklarını ilgilendirecektir. Yol yakınken AKP’nin bu tekçi, diktatöryal konseptine ve savaş çığırtkanlığına hep birlikte dur diyelim” dedi.