Diyarbakır ’da, geçen yıl kalekol protestosu sırasında Medeni Yıldırım adlı gencin ölümü ve sekiz yurttaşın yaralanmasına ilişkin soruşturmada, mermiyi sıkan el halen bulunamadı. Ateş eden askerleri ‘şüpheli’ değil, ‘şikâyetçi’ sıfatıyla dinleyen savcılık, ölen Medeni Yıldırım’la beş yaralının el svapları üzerinde patlayıcı ve silah atış artığı olup olmadığını inceledi. Olay yerinde bulunan şişelerde Yıldırım’ın parmak izi, kanında da uyuşturucu madde olup olmadığı araştırıldı.

İsmail Saymaz'ın Radikal'de yer alan haberine göre Diyarbakır Lice’de, geçen yıl 28 Haziran’da Kalecik Jandarma Karakolu yanındaki ‘kalekol’ inşaatının yapımı köylüler tarafından protesto edilmişti. Yüzünü kapatan birkaç gösterici tel örgüleri aşarak, iş makinelerini ve çadırları ateşe vermişti. Bu sırada karakoldan açılan ateşle 19 yaşındaki Medeni Yıldırım ölmüş, sekiz kişi de yaralanmıştı. Diyarbakır Savcılığı’nca soruşturması yapılan bu dosya, özel yetkili savcılıkların lağvedilmesi sonrasında Lice’ye gönderildi. Gizlilik kararının kaldırılmasıyla 10 aydır sır gibi saklanan işlemler gün yüzüne çıktı.

Soruşturma dosyasına göre olayın hemen ardından Lice Başsavcılığı’nca askerler hakkında ‘kasten öldürme ve yaralama’ savıyla, göstericiler hakkında da ‘kamu malına zarar, direnme, örgüt propagandası ve yasadışı gösteri’den soruşturma başlatıldı.

Karakol çevresinde yapılan incelemede, askerlerce atılmış mermilere ait 317 kovan ile göstericilerin attığı ileri sürülen patlamamış iki el yapımı bomba bulundu. Bilirkişi incelemesinde 156 kovanın 21 ayrı G-3 marka tüfekle, 133 kovanın beş ayrı tek atımlık tüfekle, 26 kovanın tam otomatik silahla atıldığı saptandı. Altı kovanın hangi silahtan atıldığı belirlenemedi. Medeni Yıldırım’ın ölümüne neden olan mermi çekirdeği bulunamadı. İki yaralıdan çıkarılan mermi nüvesi, silahı belirlemeye yetmedi.

Savcılık faili bulamazken Medeni Yıldırım ve olayda yaralanan ikisi kadın beş kişinin el ve yüz svabı ile parmak izleri üzerinde inceleme yapıldı. Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı’nın 2 Temmuz 2013 tarihli ekspertiz raporuna göre Medeni Yıldırım’da ve beş kişide ‘patlayıcı madde kalıntısı’na rastlanmadı. Yaralılardan N.K. hariç olmak üzere, hiçbirinde ‘silah atış artığı’ bulunamadı. N.K.’nin elinin üzerindeki artığın da yakın mesafeden ateş edilmesine bağlı olabileceği vurgulandı. Ayrıca Yıldırım’ın parmak izleri, olay yerinde bulunan üç pet şişe üzerindeki parmak izleriyle karşılaştırıldı. Yıldırım’ın parmak izi çıkmadı. Son olarak, vurulmasıyla ilgisi olmadığı halde, Yıldırım’ın kanında bir madde bakıldı. Adli Tıp Diyarbakır Grup Başkanlığı Kimya İhtisas Dairesi raporunda, Yıldırım’ın kanında alkol, uyuştucu bulunmadığı, sadece esrar metaboliti bulunduğu ifade edildi.

Savcılık, kitleye ateş eden ve ateş emri veren askerlerden 10’unu ‘şikâyetçi’, 18’ini ‘şikâyetçi şüpheli’, bazılarını ise ‘tanık’ sıfatıyla dinledi. Uzman Jandarma M.Ü., Başçavuş S.A.Y.’nin 5-6 el ateş ettiğini belirterek, “Protestocuları hedef alıp almadığını bilmiyorum” dedi. S.A.Y. ise üzerlerine taş, molotofkokteyli ve EYP fırlatıldığını, 5-6 kişinin iş makinelerinin yanına gidip çadırları ateşe verdiğini ileri sürdü. ‘Kalabalığın olduğu yerden 1-2 el silah sesi duyduğunu’ iddia eden Yurtoğlu, uyarı amaçlı olarak havaya ateş açıp 30 mermi yaktığını savundu. Gruptakilerin nasıl yaralandığını bilmediğini söyleyen S.A.Y., mağdurlardan şikâyetçi oldu.