BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi 7 gencin öldürüldüğü "Bahçelievler Katliamı"ndan sanık olanların 3. Yargı Paketi kapsamında infazlarının durdurulmasına tepki gösterdi. Kürkçü, "AKP Hükümeti, devletin faşistlere vefa borcunu ödüyor" derken; hiçbir silahlı eylemde bulunmadıkları halde tutuklu Kürt milletvekillerinin serbest kalmadığına dikkat çekti.

 

ANF'ye konuşan BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, 7 TİP'liyi katledenlerin 3. Yargı Paketi'nden yararlanmasıyla ilgili olarak, "Mevzuatın uygulanmasından dolayı ortaya çıkan duruma dair Erşen Sansal’ın yorumlarını okudum ve kendisine katılıyorum. Gerçekte çekilmesi gereken cezadan daha azını yatmış olarak bu indirimden yararlandılar. Hesaplamada kasıtlı olarak bir hata yapıldığını düşünüyorum. Mahkemenin bu infazı karara bağlarken hata yaptığını görüyorum" dedi.

 

'KATLİAMCILAR AKP DÖNEMİNDE AVANTAJLI HALE GELDİ'

Kürkçü, 12 Eylül darbesinin ilk gününden beri devletin faşist çevreleri koruduğunu ve aynı politikayı şimdilerde de AKP Hükümeti'nin sürdürdüğünü vurguladı: "AKP Hükümeti, darbe dönemindeki katliamcıları, faşistleri korumayı sürdürüyor. 7 TİP'liyi öldürenleri de böylece korumuş oldu. Zaten faşistler genel olarak alelade suçlardan sorumlu tutularak yargılanıyorlardı. TMK dışında mütalaa edildiler, adli ceza davalarına ilişkin suçlarla itham edilerek en az dereceden hüküm giymişlerdi. Devrimcilere cezaların infazı artırılarak uygulanırken, kendileri daima avantajlı oldular."

 

Kürkçü, 7 TİP'liyi öldürenlerin serbest kalması için "rezaletin son perdesi" nitelemesinde bulunduğu açıklamasında, şunları ekledi: "Onların serbest kalmalarını gerektiren bir şey yok aslında. MHP mahkum edilmişti. Üstelik 7 ayrı ölüm 7 kere müebbete çevrilmişti. Sanki hafif suçla cezalandırılmışlar gibi AKP döneminde serbest kalmış oldular. Devletin faşistlere vefa borcunu ödediğini düşünüyorum."

 

Katledilen 7 gencin ailesinin avukatları tarafından harekete geçildiğini belirten Ertuğrul Kürkçü, "Ama kuş yuvadan uçtu! Olumlu bir sonuç çıkacağını sanmıyorum" dedi.

 

"TAVŞANA KAÇ, TAZIYA TUT' TAKTİĞİ UYGULANIYOR"

3. Yargı Paketi kapsamında tahliye talebinde bulunan tutuklu Kürt milletvekillerine 'ret' yanıtı verilmesi hakkında ise Kürkçü, yargıçların, 'suçun ağırlığı ve adli denetimin yeterli olmadığı' kanaatinde bulunmalarına tepki göstererek, "Böyle bir gerekçe kabul edilemez. Bunu gerekçe olarak ortaya koyuyorlar. Gerekçeye hiçbir şey yazmadan talebi reddetmiş oldular" dedi. Kürkçü, asıl sorumluluğun ise AKP Hükümeti'nde olduğunu açıkladı: "AKP Hükümeti 'tavşana kaç, tazıya tut' taktiği izliyor. Meclis Başkanı ve Bekir Bozdağ, hakimler için 'mesajımızı almışlardır' diyor. Meclis'le hakim arasındaki ilişki bu olamaz. Eğer samimiysen yasayı ona göre çıkarırsın, düzenlersin. Ben, AKP'nin herhangi demokratik ilerlemeye sahip olmadığını, buna eğilimli olmadığını düşünüyorum. Yoksa, anayasada değişiklik yapılarak, mesela 'vekil seçilen hapisten çıkar' gibi apaçık bir hüküm konarak bu sorun çözülürdü. Ama Erdoğan ilk başlarda da tutuklu vekillere karşı sorumsuzluğunu 'seçecek başka adam mı bulamadılar' diyerek göstermişti.

 

BDP Mersin Milletvekili Kürkçü, 3 Yargı Paketi'nde "örgüt üyeliği"ne dair hiçbir olumlu ibare içermediğini ve dolayısıyla bu suçlamayla yargılananların da tahliyesinin mümkün olmayacağını sözlerine ekledi.

 

"İKTİDARIN KAFASINDAKİ REFORM BU"

Avukat Erşen Sansal, bianet'e yaptığı değerlendirmede, bu yasa çıkarılırken aynen bu sürecin planlandığını söyledi. Yasal düzenlemeyi yapan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının kafasındaki "reformun" bu olduğunun altını çizen Sansal Bahçelievler Katliamıyla ilgili 34 yıllık yargı sürecini takip ettiğini ve tahliye kararını yadırgamadığını ifade etti.

 

"Duruşmada avukatlar düzenlemenin müvekkillerinin serbest bırakılmasını sağlamak için çıkarıldığını söylediler. Bununla övünebiliyorlar çünkü güç onların gücü."

 

"Şu an Bahçelievler katliamı nedeniyle sadece Haluk Kırcı hapiste kaldı. Ancak Kırcı bir tek Bahçelievler katliamı nedeniyle değil, aynı zamanda Susurluk nedeniyle de cezaevinde."

 

PEKİ YA TAHİR CANAN?

1979'da siyasi cinayet işlediği iddiasıyla 36 yıla hüküm giyen, 1991'de şartlı tahliye ile serbest kalan ancak 1993'te örgüt üyesi olduğu iddiasıyla 12,5 yıla hüküm giyen ve 1991'deki şartlı tahliyesi yanan, 12,5 yıllık ceza tüm sonuçlarıyla mahkeme tarafından kaldırılmasına karşın 31 yıl cezaevinde yatan Tahir Canan için ise henüz bir gelişme yok.

 

Canan'ın avukatı Yıldız Koluaçık, yedi genci öldüren ve suçları sabit olan kişiler serbest bırakılırken Tahir Canan'ın son 33 yılın 31 yılını cezaevinde geçirmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.

 

Koluaçık, 3. Yargı Paketi, meclisten geçmeden önce, henüz komisyon aşamasındayken Tahir Canan'la benzer durumda olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ana davası sanıklarından Caner Erdinç'in 30 Mayıs'ta tahliye edildiğini hatırlattı.

 

Caner Erdinç de 12 Eylül döneminde 36 yıla mahkum olduktan sonra 1991'de şartlı tahliye ile serbest bırakılmış, 2005'te işlediği bir suç nedeniyle 12 yıl ceza alınca şartlı tahliyesi yanmıştı.

 

Erdinç, komisyonda yürütülen yargı reformu çalışmaları gerekçe gösterilerek Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 30 Mayıs 2012'de, tahliyesine beş yıl kala, serbest bırakılmıştı.

 

"AKP KİMLERLE YÜRÜMEK İSTEDİĞİNİ GÖSTERİYOR"

Tahir Canan'ın dosyasının Yargıtay'da olduğunu hatırlatan Koluaçık, Canan'ın tahliyesi için başvuru yaptıklarını ama henüz bir sonuç alamadıklarını ifade etti.

 

"Yedi TİP'liyi öldüren katillerin tahliye edilmelerinin adalet duygusunu incittiğini düşünüyorum. 12 Eylül yargılamalarıyla ilgili, genel bir karar haline dönüştürmeden sadece bu kesimi tahliye etmeye ve ödüllendirmeye yönelik yasal düzenlemenin kamu vicdanı açısından yaralayıcı olduğu görüşündeyim."

 

"12 Eylül yargılamalarıyla ilgili düzenleme sadece ülkücü sanıkların ödüllendirilmesine hizmet eden bir düzenleme. AKP hükümeti de bu şekilde aslında kimlerle birlikte yürümek istediğini göstermiş oldu."