Hrant Kasparyan / Demokrat Haber

İstanbul Kadıköy’deki Bahariye Caddesi üzerinde bulunan Ayia Triada Rum Ortodoks Kilisesi’ne dün yapılan ırkçı saldırı ve kundaklama girişimi, bugün Kadıköy’de düzenlenen eylemle protesto edildi.

Irkçılığa Geçit Yok İnisiyatifi’nin çağrısıyla Kadıköy’de Bahariye Meydanı’ndaki Boğa anıtında bir araya gelen yüzü aşkın kalabalık protestocu grup, “Diyarbakır’da ölüm, kiliseye yangın. Faşist saldırıları boşa çıkaracağız!” yazılı pankart açtı.

Düzenlenen protesto eylemine, Caferağa Dayanışması, HDP il ve ilçe teşkilatlarından temsilciler, HDK üyeleri ve İnsan Hakları Derneği Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon üyeleri de katılarak destek verdi.

Sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçen protestocu grup, Bahariye Caddesi’nden Mehmet Ayvalıtaş Meydanı’nda doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşte, “Kiliseye, havraya, komşuma dokunma!” yazılı dövizler taşındı.

Batman’da zorunlu askerlik yaptığı sırada 24 Nisan 2011 tarihinde kışlada öldürülen Sevag Balıkçı, Samatya’da Ermeni kadınlara yönelik olarak yapılan nefret saldırılarında öldürülen Maritsa Küçük, Kadıköy Yeldeğirmeni’nde öldürülen gazeteci Nuh Köklü ve geçen ay Kadıköy çarşıda öldürülen Bahadır Grammeşin yürüyüş boyunca atılan sloganlarla anıldı.  

Semt sakinleri ve esnafın da alkışlarla destek verdiği ırkçılık karşıtı yürüyüş, kundaklama girişimi ve ırkçı saldırının hedefi olan Ayia Triada Rum Kilisesi’nin önünde tamamlandı.

Burada protestocu kitle adına yapılan basın açıklamasında, son dönemde İstanbul Kadıköy’de yoğunlaşarak artan ırkçı saldırılar ile seçim süreci ve sonrasında Diyarbakır’da yaşanan provokasyon girişimlerine dikkat çekildi.

“EMNİYET FAİLLERİ YAKALAMIYOR, SALDIRILAR DEVAM EDİYOR”

Dün akşam Kadıköy’de Ayia Triada Rum Ortodoks Kilisesi’nin ırkçı bir saldırıya maruz kalarak yakılmak istendiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Kilise kapısını ateşe veren şahıs tekbir getirerek, Hıristiyan ve Yahudiler karşı ırkçı sloganlar attı. Olay yerinde gözaltına alınan saldırgan için, polis ekibi daha hiçbir araştırma yapmadan “Akli dengesi bozuk biri” diyerek saldırıya karşı tutumunu ortaya koşmuştur. Oysa, “İdeolojik değil” diyerek savuşturulmaya çalışılan bu saldırı hükümetin izlediği nefret politikalarının bir sonucudur.

Birkaç aydır, hem Kadıköy’de hem ülke genelinde yaşanan ırkçı nefret eylemleri bir tesadüf olamaz. Aralık ayında Yeldeğirmeni’nde yine bir kilise Noel haftasında kundaklanmış Şubat ayında Kadıköy’den duvarlara ırkçı sloganlar ve tehditler yazılmış, Ermeni halkına karşı ırkçı bir miting düzenlenmiştir. Seçim sürecinde ise nefret söylemi ve tehditlerin hedefi Kürtler olmuş, iki hafta kadar önce Marmara üniversitesinde okuyan iki Kürt genci faşistler tarafından alıkonularak işkenceden geçirilmişti. Şimdi de, bir kilise yakılmaya çalışıldı.

Daha ilk dakikadan “münferit bir olay” açıklaması yapan Emniyet’in bu tavrını daha birkaç ay önce kartopu oynarken hiç yoktan bir bahane ile katledilen Nuh Köklü ve bir taciz girişimini önlemeye çalışırken öldürülen Bahadır Grammeşin’den hatırlıyoruz.

Kadıköy’de aylardır devam eden bu saldırılara karşı yetkililerin bu tavrı, saldırıların devamına ve daha da büyümesine yol açmaktadır. Medyada her gün nefret söylemi kusan hükümet sözcüleri, bu saldırıların sorumlularıdır. Emniyet teşkilatı da aldığı bu tavırlarla açıkça bu saldırılara ortak olmaktadır.

Cezalandırılmayan ve bilerek görmezden gelinerek, üzeri kapatılan bu saldırıların araştırılmasını saldırganların cezalandırılmasını ve örgütleyen yapıların teşhir edilerek cezalandırılmasını talep ediyoruz.

ERDOĞAN VE HÜKÜMETİN SÖYLEMLERİ IRKÇILIĞI KÖRÜKLÜYOR”

Hükümet sözcüleri ve Erdoğan, her fırsatta Ermenilere, Yahudilere, Kürtlere diğer inanç ve kimliklere yönelik nefret söylemleri, Diyarbakır’da arka arkaya yaşanan saldırılara Kadıköy’de ise farklı inançlara mensup halklara yönelik ırkçı saldırılara yol açmaktadır.

Dün kiliseyi yakmaya çalışan saldırganın bir yandan tekbir getirip bir yandan da Yahudilere karşı slogan atması bu nefret söyleminin bir sonucudur. Son bir haftada Diyarbakır’da yaşananlar da aynı nefret ortamının bir sonucudur.

Bizler ırkçılık karşıtları olarak hedef gösterilen Kürt, Rum, Ermeni, Yahudi ve tüm diğer kimlik ve inançların yanında olup ısrarla barışı savunacağız. Diyarbakır’dan İstanbul’a kadar yapılan tüm provokasyonlara karşı barışı ve birlikteliğimizi büyüteceğiz. Seçimler sonrasında oluşan barış ortamına son vermek üzere organize edilen provokasyonların artacağından endişe ediyoruz

Bu girişimlere rağmen barış konusunda ısrarlı olacağız.

Tüm duyarlı ırkçılık karşıtlarını bu saldırılar karşı hedef gösterilen halklarla dayanışma içinde olmaya ve bu saldırıları boşa çıkarmak için mücadele etmeye çağırıyoruz.

Kadıköy’de ırkçıları istemiyoruz!

Irkçı ve faşist saldırıları boşa çıkartacağız!”