Meclisin TSK'ya Suriye ve Irak'ta sınır ötesi operasyona yetki veren tezkereyi onaylaması, İngiltere basınında geniş yer buldu.

The Times, "Türkiye kavgaya karıştı, IŞİD'le mücadeleye odaklanmalı" diyor, Independent gazetesi Suriyeli Kürtlerin 'kuşkuyla yaklaştığına' dikkat çekiyor, The Daily Telegraph da, 'Türkiye'nin asker gönderme vaadinde bulunmadığını' yazıyor.

The Times gazetenin haberinde yer alan ifadeler şöyle: "Türkiye, mülteci akınını engellemek ve Süleyman Şah'ı korumak için güvenli bölge kurmak istiyor. Fakat bu adım, maliyeti yüksek bir uçuşa yasak bölge oluşturulması ihtiyacını doğuracağı ve Esad'ın birliklerine karşı muhtemel hava saldırıları gerektireceği için ABD'nin muhalefetiyle karşılaşıyor."

Haberde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile görüşmesinde ABD Başkanı Barack Obama ile geçen hafta yaptığı telefon konuşmasında Suriye tarafına bir tampon bölge kurulmasını gündeme getirdiği ve Washington'u da uçuşa yasak bölge oluşturması konusunda uyardığı belirtiliyor. Yazı, Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsünün, 'ABD'nin tampon bölge seçeneğini değerlendirmeği' yönündeki sözleriyle devam ediyor.

The Times gazetesi başyazısında da Türkiye'yi ele alıyor. "Türkiye kavgaya karışıyor" başlıklı yazıda, şu ifadeler var:
"(…) Ankara'nın IŞİD'e karşı sabitleşen belirsiz tutumunu değiştirmesinin zamanı gelmişti. Eğer Türkiye operasyona tam olarak müdahil olursa, Suriye'de de işler hızla yoluna girebilir." "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çatışmada üç aşamalı hedefi var: Suriye'de güvenli bölge oluşturmak, Suriye'de uçuşa yasak bölge ilan etmek, Beşar Esad rejiminin düşüşünü hızlandırmak için Suriye muhalefetini eğitmek."

"Bu hedefler hem Türkiye içinde hem Türkiye dışında tartışmalı. Kürtler, tampon bölgenin başlıca amacının Türkiye, Suriye ve Irak'taki Kürtlerin daha büyük bir Kürdistan kurmasını engellemek üzere tasarlandığına inanıyor."

"Dün meclisteki milletvekilleri, Nato veya BM'nin desteği olmadan Türk askerinin Suriye'de faaliyet göstermesinin, Ankara'nın bölgesel güç olma heveslerini tehlikeye atacağını belirtti."

"Diğer yandan ABD, uçuşa yasak bölge ilan edilmesine, Esad rejimine doğrudan meydan okumak anlamına gelebileceği ve IŞİD'le mücadelenin amacından sapabileceği gerekçeleri nedeniyle kuşkuyla yaklaşıyor."

"ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, Türkiye ve Suriye uçakları arasında yaşanabilecek bir it dalaşının, Nato'yu Esad'a karşı geniş çaplı bir savaşa sokmasından korkuyor."

The Times, yine de Erdoğan'ın stratejisinin makul olduğunu ve koalisyonun misyonuyla örtüştüğünü yazıyor ve askerinin sınır ötesine, giderek kontrolsüz bir yer haline gelen Suriye'nin kuzeyine girmesi anlamına gelecek olsa bile Türkiye'nin kendini koruma hakkı olduğunu belirtiyor.
Gazete, BM onayı gerektirecek bir uçuşa yasak bölge ilanının ise ileride, Esad rejiminin IŞİD'e karşı mücadeleyi sekteye uğratması durumunda bir seçenek olarak değerlendirilebileceği yorumunu yapıyor.

Yazı şöyle devam ediyor:
"Fakat her şeyden önemlisi, Türkiye'nin İslam Devleti'ne (IŞİD) karşı mücadeleye odaklanması. Bu, Nato savaş uçaklarına, fırlatma rampası ve yakıt ikmali için, İncirlik dâhil kendi üslerini açması, Türk askerlerini, Suriye ordusuna karşı değil, yalnızca cihatçılara karşı mücadele için konuşlandırması anlamına geliyor. Ve ayrıca, amacının gerçekten net olması gerekiyor: IŞİD'e tüm örtülü para kaynaklarına son verilmesi, aşırı grupların yeni katılım sağlamasına ve Batılı cihatçıların Suriye'ye girişlerine engel olunması ve sınır ötesi yakıt ticaretinin durdurulması."

Gazete, çoğu muhalif milletvekilinin 'Türkiye'nin kavgaya karışmaması' yönündeki tavırlarının da yanlış olduğunu belirtip yazıyı şöyle noktalıyor: "Erdoğan'ın sınırlarındaki karışıklıktan bu kadar etkilenen ülkesi için bunun bir seçenek olmadığının farkına vardı. Nato'ya dâhil olan ve bu savaşa kendisini adayan Türkiye, gerçek bir yumrukla, meşru bir şekilde bölgesel güç olduğunu iddia edebilir."

Independent gazetesi de, tezkerenin geçmesiyle Türk politikacıların 'Irak ve Suriye'de IŞİD'le mücadele sözü vermiş olduklarını fakat Kürtlerin, Türkiye'nin amaçlarına kuşkuyla yaklaştıklarını' yazıyor.

Gazete, Türkiye'nin koalisyona katılımıyla ilgili özellikle Türkiye'ye sığınan ve Kobani'de akrabaları olan Suriyeli Kürtler arasında görüş farklılıkları olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye'ye sığınan ve IŞİD saldırısında yaralanan Ahmet Ali, tezkereyle ilgili "Stalingrad gibi olacak" diyor.
Independent gazetesindeki haber şöyle:

"Türkiye'nin savaşa girişindeki gerçek amacıyla ilgili Suriyeli ve Türkiyeli Kürtler arasında yaygın bir şüphe var. Çoğu, IŞİD'in büyümesine hükümetin engel olmadığına aksine yardımcı olduğuna inanıyor."

Gazeteye konuşan Suriyeli Kürtlerden Ahmet Ali, "Türkiye Rojava'ya gelirse, IŞİD'e yardım eder. Uluslararası koalisyonun parçası olarak gelmeliler" diyor.

Independent, Suruç'ta da Türkiyeli Kürt bir baba oğul arasında tezkereyle ilgili yaşanan tartışmayı da aktarıyor.
30 yaşındaki Necdet Özer, Türkiye'nin zayıf olduğunu ve kendisini savunmak için uluslararası koalisyona katılması gerektiğini söylüyor ve "Tampon bölge kurmamız lazım, IŞİD'e saldırmamız lazım ve Suriye'deki savaşa son verilmesi için ABD'ye ihtiyacımız var" diyor.

Babası Fiyat ise oğlunun sözünü kesip çıkıyor: "Burada böyle düşünen bir tek sen varsın. Artık benim oğlum değilsin, nasıl böyle bir şey dersin? Kürtlerin bulunduğu hiçbir ülke, Türkiye, Suriye, Irak, İran hiç biri Kürtlere saygı duymuyor. Kendi savaşımızı kendimiz vermeliyiz."

The Daily Telegraph gazetesi de tezkereyle ilgili haberinde, "Meclisin onayladığı, bir sene geçerli olacak tezkere çok geniş kapsamlı ve hiçbir şekilde Türkiye'nin silahlı askerlerini Suriye ve Irak'a göndereceği vaadini vermiyor" ifadelerini kullandı.

Guardian gazetesi de tezkerenin onaylandığını aktardığı haberinde, Uluslararası Af Örgütü'nün Türkiye'den sorumlu araştırmacısı Andrew Gardner'ın şu sözlerine yer verdi:

"Güvenli bölge, yalnızca mülteciler için 'bir güvenlik yanılsaması' sağlar. Sınır bölgeleri, Suriye'deki savaşında sıkışmış güç durumdaki bölgelerdir ve hiç kimse oradaki mültecilere güvenlik garantisi veremez."