Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) beş yıllık yol haritasını içeren, “2019-2023 Stratejik Planı”nın detayları belli oldu. Bir milyondan fazla öğretmeni ve 20 milyona yakın öğrenciyi etkileyecek adımları içeren planda, bakanlık, imam hatiplere yönelik toplumda olumsuz bir algı olduğunu kabul etti.

Mustafa Mert Bildircin'in BirGün'de yer alabn haberine göre yeni hükûmet sisteminin ilk Milli Eğitim Bakanı olan Ziya Selçuk’un MEB’i yeniden şekillendirmek için atacağı adımlar 2019-2023 yıllarını kapsayan Stratejik Plan’da yer aldı. Beş yılda toplam 719 milyar TL harcamayı öngören planda, “Sağlıklı bir din perspektifi sunulması için” imam hatip okullarında eğitim gören öğrencilerin her yönden geliştirilmesi yer aldı. Dini eğitim veren okulların ders saatini azaltmayı planlayan Bakanlık, imam hatiplerdeki meslek dersleri ile akademik derslerin dengelenmesi için harekete geçecek. İmam hatiplilerin mesleki gelişimlerine yönelik, “Akademik Koçluk” sistemi hayata geçirilecek.

İmam hatip okullarının örgün eğitim içindeki niteliği artırılacak. Öğretim programı ve ders yapısı güncellenen imam hatiplerde verilen yabancı dil eğitimi iyileştirilecek. İmam hatipler ile yükseköğretim kurumları arasında işbirlikleri sağlanacak. MEB’in imam hatiplerdeki kaliteyi artırmak için atacağı adımların toplam maliyeti 2.7 milyar TL olacak.

Mesleki ve teknik eğitim ile hayat boyu öğrenme sistemleri, piyasanın ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenecek. Mesleki ve teknik eğitim ile istihdam-üretim ilişkisi güçlendirilecek. Özel sektörün mesleki eğitimde planlama ve uygulanma süreçlerine katkısı daha da kuvvetlendirilecek.

ÖZELLEŞTİRMEYE DESTEK 

Bakanlığın özel okullaşmanın artırılması için teşvikleri, yeni beş yıllık dönemde de devam edecek. Özel sektörün eğitim yatırımlarının desteklenmesi amacıyla yasal düzenlemeler yapılacak. MEB, özel okullarda okuyan öğrenci sayısını artırmaya çalışacak.

"KONTENJANLAR TALEPLE UYUMSUZ" 

MEB’in, Strateji Belgesi’nde, “Zayıf Yönler” listesi de yer aldı. Eğitim sendikaları ile velilerin ve öğrencilerin tepkisini haklı çıkartan listede, lise okul türü kontenjanlarının öğrenci talepleri ile uyumsuz olduğu belirtildi. Zorunlu eğitimden ayrılmaların önlenmesine ilişkin etkili bir izleme ve önleme mekanizması olmadığını itiraf eden Bakanlık, diğer bazı zayıf yönleri şöyle sıraladı:

Bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlere katılımın düşük olması,

ÜCRETLİ ÖĞRETMEN UYGULMASI  

Kariyer ve liyakata dayalı atama ve görevde yükselme sisteminin istenilen düzeyde olmaması,

Derslik başına düşen öğrenci sayısında bölgesel farklılıklar ve ikili eğitim uygulamalarının olması.

"VELİLER YÜKSEKÖĞRETİME FAZLA DEĞER ATFEDİYOR"

Türkiye’nin, “Entelektüel sermayesini artırmak ve kalkınmasına destek vermek” amacıyla fen ve sosyal bilimler liselerinin niteliğinin güçlendirileceğini açıklayan MEB’in, bu okulların sayıca artmasını risk olarak görmesi dikkati çekti. Bakanlık, çocuğu fen ve sosyal bilimler liselerinde okuyan velilerin yükseköğretime, “çok fazla” değer atfettiğini savundu.