Sağlık Bakanlığı'nın yayınladığı günlük durum raporlarına göre, Temmuz ayının ilk haftasıyla birlikte Güneydoğu Anadolu'dan bildirilen yeni vaka sayısı da artış gösteriyor.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi, İstanbul'dan sonra yeni vaka artışının en yüksek olduğu yer olduğu görülüyor.

Hatice Kamer'in BBC Türkçe'de yer alan haberine göre Temmuz ayında toplam yeni vaka sayısı bu bölgede 2 bin 500'ün üzerinde çıktı.

Bakanlık açıklamalarına göre, Diyarbakır ve Mardin, vaka sayısının arttığı 15 ilin içinde yer alıyor. 1 Haziran itibarıyla yayınlanan raporda Güneydoğu'da toplam vaka sayısı 16 bin 813 olarak kaydedildi.

1 Haziran'a kadar 28 günün vaka sayısı ise 6 bin 923 oldu ve 100 bin nüfusa oranı ise yüzde 77,1.

Yaklaşık olarak Haziran'da ortalama günlük vaka sayısı 247'lerde izlerken, bu oran Temmuz'un ilk haftasında 293'lere çıkmış görünüyor.

1 Haziran, koronavirus ile mücadele için alınan tedbirlerin büyük oranda gevşetilmeye başlandığı bir tarih.

BBC Türkçe'nin bu bölgede vaka sayılarındaki artışın nedenlerini sorduğu hekimler, maske kullanımı ve sosyal mesafe kuralına uymama, seyahat yasağının kaldırılması ile yaşanan iç göç, bölgenin sosyolojik yapısı ve hanehalkı nüfusunun fazla olmasının kişisel izolasyona uygun olmaması, restoran, kafe gibi mekanların açılması, düğün, nişan, taziye gibi toplu alanlarda bulunmak gibi birçok etken sıraladı.

'HIZLI NORMALLEŞME BÜYÜK ETKEN'

Türk Tabipler Birliği Üyesi ve Diyarbakır Gazi Yaşargil Araştırma Hastanesi hekimlerinden Doktor Halis Yerlikaya, 1 Haziran'dan sonra çok hızlı şekilde normalleşme sürecine geçmesini de ana nedenlerden biri olarak gösteriyor.

Diyarbakır'da günde 40-50 hastanın aynı anda yatırıldığı, bir ara hastanelerde hasta sayısının 400'ü geçtiği ve aynı odaya birden fazla hastayı yatırmak zorunda kaldıklarını anlatan Yerlikaya şöyle devam etti:

"Bölgede ve Diyarbakır'da salgının etkilerini 1 Haziran'dan sonra görmeye başladık. Üç aylık karantina sürecinde Diyarbakır'da yaklaşık 25 hastayı kaybederken, 1 Haziran'dan sonra hemen her gün 2-3 hastamızı kaybediyoruz. Karantina sürecinde enfekte olan sağlık çalışanı sayısı 80 iken şu an testi pozitif çıkan sağlıkçı sayısı 216. Salgını şimdi daha katmerli yaşıyoruz."

Bu tabloyu sadece vatandaşın uyarıları dikkate almıyor şekilden yorumlamanın yanlış olduğunu savunan Yerlikaya, farklı dinamik ve parametrelerin de etkili olduğunu ifade ediyor.

"Hala birinci dalga bitmedi ve bölge olarak birinci dalganın pik noktasındayız" diyen Dr. Yerlikaya, bölgede yoksul ilçelerde vaka sayısının daha yüksek olduğuna dikkati çekiyor.

BÖLGEDEKİ ŞEHİRLERDE EŞ ZAMANLI ARTIŞ

Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ve İl Pandemi Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Çelen, Diyarbakır Mardin Batman, Şanlıurfa, Gaziantep ve Siirt gibi illerde eş zamanlı bir artışın olduğunu belirtiyor.

Seyahat yasaklarının kalkmasıyla bölgeye doğru çok sayıda geliş ile vakalarda artış yaşandığını söyleyen Çelen, maske kullanımı, sosyal mesafe, hijyen kuralına uyulmamasının da büyük bir etken olduğunu kaydediyor.

Bölgenin kalabalık aile yapısı olduğunu hatırlatan Çelen, bu durumun virüsün kısa sürede yayılmasına neden olduğunu söylüyor.

Dünyada salgın vakalarında üç dalganın beklendiğini söyleyen Çelen, halen birinci dalganın devam ettiğini ekledi.

Çelen, "Türkiye'de de şu an birinci dalgadayız. İkinci dalga dememiz için vaka sayısının sıfıra inmesi gerekiyor. İkinci dalga gelmeyebilir, gelse bile etkisi daha düşük olabilir. En büyük hata bu konularda beklentiyi yükseltmek" dedi.

'NEDEN PANDEMİ KÜLTÜRÜNÜN GELİŞMEMESİ'

Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Çelen ise ana nedenin normalleşmenin erken başlaması olduğuna katılmadığını ve bu durumun arkasında pandemi kültürünün gelişmemesinin yattığını savundu.

Çelen, "İspanya gribinden milyonlarca insan öldü, Asya yaşanan grip vakalarında yine çok sayıda ölüm yaşandı ve Asya'da insanlarda bir pandemi kültürü oluştu, kendilerini nasıl korumaları gerektiğini öğrendiler, bu yüzden Asya ülkeleri çabuk toparlandı. Ama bizim insanlarımız dikkatsiz davranıyor. Oysa bununla yaşamayı öğrenmek zorundayız" dedi.

Çelen, bu işin düzelmesi için aşının bulunması gerektiğini ve aşı bulunamazsa dünya nüfusunun yüzde 60'ının doğal bağışıklık kazanacağını belirterek, evde kalarak mevcut sistemin düzelmeyeceğini vurguladı.

MARDİN TABİP ODASI: DEVLET HASTANELERİNDE YER KALMADI

Vaka sayısının arttığı bir başka il ise Mardin.

Mardin Tabib Odası Eş Başkanı Doktor Osman Sağlam da Yerlikaya gibi normalleşme sürecine erken geçildiği görüşünde.

Sağlam, 1 Haziran'dan sonra Covid-19 teşhisi konan 15-40 yaş arası kesimde gözle görülür bir artış olduğuna dikkat çekiyor.

Mardin devlet hastanelerinde artan vaka sayısı nedeniyle yoğun bakım servislerinde yer kalmadığını, bulgusu ağır seyretmeyen hastaların eve gönderildiğini söyledi.

"370 yataklı Mardin Devlet Hastanesi'ne en az 300 tanı konmuş hasta tedavi ediliyor" diyen Sağlam şunları aktarıyor:

"Mayıs ayına kadar günde 2-3 Covid tanısı koyuyordum ama haziran itibariyle günde bir hekim olarak ortalama benim tanı koyduğum vaka sayısı 10'u geçiyor. Mardin'de günde ortalam 100 yeni vaka tespit ediliyor" dedi.

Sürecin en başından beri şeffaf yürütülmediğini, İl Pandemi Kurulu'nun TTB ve sendikalarla hala bilgi ve veri paylaşımında bulunmadığını söyleyen Sağlam, Kızıltepe, Nusaybin gibi nüfusun fazla olduğu ilçelerde vaka sayısının çok yüksek olduğuna dikkat çekiyor.

Sağlam'a göre en büyük bulaş alanı taziyeler, düğünler, asker uğurlama süreçlerinde evlerdeki yemekli davetler.