Devlet, 33 yıl önce gözaltında kaybedilen Nurettin Yedigöl'ün oy kullanması için seçmen kağıdı gönderdi. Kardeş Yedigöl, "Bu nasıl devlet, bu nasıl insanlık, bu nasıl adalet?" diye sordu.

Cumartesi Anneleri, 470. kez Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. Bugünkü eylemde, 33 yıl önce gözaltında kaybedilen Nurettin Yedigöl'e hala seçmen kağıdının gönderildiği ortaya çıktı.

Kayıp yakını Muzaffer Yedigöl, ağabeyi Nurettin Yedigöl için gönderilen seçmen kağıdını gösterdi, "Bu nasıl devlet, bu nasıl insanlık, bu nasıl adalet" dedi.

"Bizim sorunumuz artık kemikler değil. Türkiye'de hukuk, adalet sorunu"  diyen Muzaffer Yedigöl, 33 yıl önce kayıpların hesabı sorulsaydı bugün Gezi başta olmak üzere bir çok yerde insanların öldürülemeyeceğini, hesap sorulabileceğini belirtti.

CHP'li olduğunu belirten Yedigöl, "Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum; hukuktan, adaletten, insan haklarından bahsediyorsunuz. Hiç aklınıza Cumartesi Anneleri gelmiyor mu? Önce samimi olun. Demokrasi, insan haklarının yolu Cumartesi Meydanı'ndan geçer" diye konuştu.

Bu hafta, 19 yıl önce Mutki'de gözaltında kaybedilen Kemal Birlik, Abdulbaki Birlik, Zübeyir Birlik ile Zeki Alabalık'ın dosyaları açıklandı.

Birlik ailesi adına Çetin Birlik, mektup gönderdi. Birlik, "Babam'ı, iki ağabeyimi katlettiniz. Tanıklara rağmen katilleri bıraktınız. Babamın adını verdiğimiz 1 yaşındaki oğlum Abdulbaki'ye neyi reva göreceksiniz?" diye sordu.

Haftanın metnini Zeynep Yıldız okudu. Yıldız, Abdulbaki, Kemal, Zübeyir Birlik ve Zeki Alabalık'ın gözaltında kaybedilmesinden, dönemin Kızıltepe İlçe Jandarma Komutanı, Ergenekon sanığı Hasan Atilla Uğur başta olmak üzere, Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Emniyet Genel Müdür Mehmet Ağar, İçişleri Bakanı Meral Akşener, Başbakan Tansu Çiller ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in sorumlu olduğunu söyledi, "Onlar, işlenen bu insanlık suçunun hesabını vermelidir" dedi.  

Yıldız, bunun gerçekleşebilmesi için topluma seslendi: "Yarın seçim var, liderlerin sesini değil, kendi vicdanınızın sesini dinleyin. Meşrulaştırılmak istenen faşizan uygulamalar, hukuksuzluğa, yolsuzluğa, keyfiliğe rıza göstermeyin. Şeffaf, katılımcı, insan haklarına saygılı, evrensel hukuka ve vicdana uygun yönetimler talep edin. Oy vererek iktidara getirdiklerinizin işlediği suçlardaki sorumluluğunuzu unutmayın."

CEZAEVİ ÇIKIŞINDA KAYBEDİLDİLER

Mutki'de yaşayan Kemal Birlik ile akrabası Zeki Alabalık, "PKK'ye yardım ve yataklık ettikleri" iddiyasıyla, 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Tahliye günü olan 29 Mart 1995'te babası Abdulbaki Birlik ve oğlu Zübeyir Birlik, onları karşılamak için Mardin Kızıltepe Hapishanesi'ne gitti. Askerler onları hapishanenin içerisine aldı. Ama ne tahliye olanlardan ne de karşılamaya gidenlerden bir daha haber alınamadı.  

Tanıklar, onları Kızıltepe'de askeri bir araca bindirilirken gördüklerini ailelerine anlattı. Hapishanede bulunan tanıklar, dönemin Jandarma İlçe Komutanı Hasan Attila Uğur’un, Kemal Birlik'i ölümle tehdit ettiğini, bir başka görevli olan tanık ise tahliyeden 2 gün önce Atilla Uğur'un hapishaneyi arayarak Kemal ve Zeki'nin tahliye gününü sorduğunu savcılıktaki ifadesinde anlattı. Kemal Birlik, ziyarete gelen ailesine Atilla Uğur'un kendisini "Cezaevinden çıktığın gün benim bayramım, senin felaketin olacak" diye tehdit ettiğini söyledi.  

Birlik ve Alabalık aileleri, tüm yetkili kurumlara başvuru yaptı, ancak sonuç alamadılar. Soruşturma dosyası 2012 yılına kadar Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tozlu raflarında kaldı. İHD Mardin Şubesi'nin ısrarı üzerine dosya raftan indirildi. Yapılan başvuru üzerine 13 Haziran 2013'te Kızıltepe'ye bağlı Yurtderi (Egare) Köyü'nde eski bir su kuyusunda yapılan kazı çalışmasında insan vücudunun çeşitli yerlerine ait kemik parçaları bulundu. 4 Mart 2014'te İstanbul Adli Tıp Kurumu bulunan kemiklerin, Abdulbaki, Kemal, Zübeyir Birlik ile Zeki Alabalık'a ait olduğunu açıkladı. Böylece, 19 yıl sonra bir inkar bir resmi yalan daha açığa çıkmış oldu.. (ANF)