Gazeteci Kemal Can, eski başbakan Ahmet Davutoğlu liderliğinde kurulan Gelecek Partisi’nin tanıtım toplantısındaki açıklamalarını değerlendirdi.

Davutoğlu’nun açıklamaları ve kurucular listesinin Gelecek Partisi’nin AKP çizgisinden fazla uzaklaşmayacağını ifade eden Can,” Gelecek Partisi’nin yeni olmamakla birlikte en dikkat çekici ve siyasi gündemi etkileyebilecek çıkışı, hiç kuşkusuz açıkça parlamenter sistemden yana olduğunu açıklamış olması” diye yazdı.

Davutoğlu’nun, “Geleneğe bağlı özgürlükçüdür siyaset anlayışımız. Geleneğe bağlılığımız gelenekten kopuş değildir” ifadelerini değerlendiren Can, “Gelecek Partisi hazırlık sürecinde izlediği yöntem, Davutoğlu’nun önceki açıklamaları ve şimdi de kurucular kurulunun bileşimiyle, AKP’nin mücavir alanından fazla uzaklaşmayacağını gösteriyor. Babacan’ın kuracağı partiyle mesafenin nedenlerinden birinin de bu olduğu söylendi. Davutoğlu’nun tanıtım toplantısında dile getirdiği “Geleneğe bağlı özgürlükçüdür siyaset anlayışımız. Geleneğe bağlılığımız gelenekten kopuş değildir” sözlerini bu tercihin ifadesi olarak dinlemek mümkün. Pek çok meseleyle ilgili olarak mevcut durumu ve mevcut iktidarı sorun olarak açıkça ima eden ama tüzel kişilik olarak AKP’yi karşısına almayan bir çizgi tutturmaya çalışılacağı ve yakın hedefin AKP tabanı olarak düşünüldüğü anlaşılıyor” dedi.

Davutoğlu’nun yeni şeyler söylemediğini ifade eden Can, ekonomi konusundaki açıklamalarının da zayıf olduğunu belirtti.

Can, “Şeffaflık, siyasi ahlak yasası, imar rantının vergilendirilmesi, yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü gibi konularda, mevcut duruma ilişkin rahatsızlığa temas edip çok da yeni öneriler sıralanmıyor. Özellikle ekonomi meselesi konunun güncelliği düşünüldüğünde dikkat çekici bir zayıflıkta. Davutoğlu’nun doğrudan kendi alanı olduğunu düşündüğü dış politika, “popülist dil değişecek, iç siyasete malzeme yapılmayacak” sınırında ele alınıyor. Çeşitli haberlerde spota çıkartılan “anadilin eğitimde ve sosyal hayatta kullanımı” ve cemevlerinin statüsü bile aslında çok ileri ve yeni vaatler sayılmaz. Peki, “Zamanı geçmiş eski sözleri tekrar etmeye değil yeni şeyler söylemeye geliyoruz” cümlesinin altı nasıl dolacak?” diye sordu.

Gazeteci Kemal Can’ın Gazete Duvar’da yayınlanan yazısının bir bölümü şu şekilde:

Gelecek Partisi’nin, AKP içinden gelişen rahatsızlık potansiyeli ve siyasetin genelindeki krize, bir üslup ve kadro sorunu olarak yaklaşmayı deneyeceği anlaşılıyor. “Ortak akıldan uzaklaşma, sorunlu lider kültü ve edilgen kadro” gibi göndermeler doğrudan AKP teşkilatlarına gidiyor. “Susmaya değil konuşmaya, bağırmaya değil sakince anlatmaya geliyoruz. Surat asmaya değil tebessüm etmeye geliyoruz” cümleleri de “yumuşak muhalefet” tercihini işaret ediyor. Bu tercihin imkanlarının, dikenli bir dil seçen Akşener’in ve gerilimde iktidarı yalnız bırakan İmamoğlu kampanyasının aldığı farklı sonuçlar açısından gözden geçirilmesi isabetli olur. İktidarın ve özellikle Erdoğan’ın, tansiyonu kolayca ele geçirebildiği çatışmaları daha çok istediği sır değil.

Gelecek Partisi’nin yeni olmamakla birlikte en dikkat çekici ve siyasi gündemi etkileyebilecek çıkışı, hiç kuşkusuz açıkça parlamenter sistemden yana olduğunu açıklamış olması: “Yeni sistemle birlikte; karar alma süreçlerinde ve yetki kullanımında yaşanan daralma yönetimde ciddi bir verimlilik, etkinlik ve güven sorunu ortaya çıkarmanın yanında, demokratik standartlarda da sert bir düşüşe yol açmıştır. Bu sistem devam ettiği takdirde demokratik toplum düzenini sürdürmek mümkün olmayacaktır. Bu çerçevede, ülkemizin tarihi tecrübesi ve mevcut yapısını göz önünde bulundurarak, her türlü vesayetten arındırılmış demokratik bir parlamenter sistemi savunuyoruz.” Sıfırdan yazılacak bir yeni anayasa ve yeni bir siyasi partiler yasası, bu çıkışın vaatleri olarak sıralanıyor.

Yazının tamamı burada.