Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ hakkında “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla açılan davanın karar duruşması görüldü. Van 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Yüksekdağ, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, duruşmaya AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın avukatı da hazır bulundu. 
 
'SEGBİS'TE NEDEN SÜREKLİ SIKINTI ÇIKIYOR?'
 
Duruşmada ilk olarak savunma yapan Yüksekdağ, şuana kadar görülmeyen şekilde katıldığı duruşmalarda SEGBİS sisteminde sürekli ses probleminin çıktığını belirterek, bunun kendisine has mı yoksa teknik bir sorun mu konusunda şüphe duyduğunu söyledi. Kendisinin bir siyasetçi olduğunu, bir siyasetçinin de bazen sert, bazen kimilerinin hoşuna gitmeyecek sözler sarf edebileceğini ifade eden Yüksekdağ, "Çünkü ben siyasetçiyim ve bu benim işim. Ben siyasetçi olarak sert eleştiriler de yapabilirim. Bunun suç olmaması gerekiyor" dedi. 
 
'BİZ SIRTIMIZI HALKIMIZA DAYADIK'
 
"Cumhurbaşkanına hakaret" iddiasıyla yargılandığı davanın bir yargılama değil, iktidarın ömrünü daha çok uzatmak için kendilerine yönelik geliştirdikleri bir siyaset tarzı olduğunu vurgulayan Yüksekdağ, "Bu halk iradesine darbedir. Biz bu darbeyi savurduğumuz için şuan buradayız. Bizim içeride olmamız bir fikri ve düşünceyi cezalandırmadır. Bir hakikat, bir fikir yıllarca cezaevine atılarak cezalandırılamaz. Bu yöntem tarih boyunca defalarca kez denendi ama asla başarıya ulaşamadı. Tüm bunlara rağmen halk yine partisinin arkasında duruyorsa bu gerçek asla kaybedilemez ve cezalandırılamaz. Çünkü biz sırtımızı halkımıza dayadık. Bu ve buna benzer iktidarlar daha önce de 'bunlar güçlerini nereden alıyor?, 'neden bu kadar cesaretli davranıyorlar' diyorlardı. Tüm bunlara söylüyoruz ki, biz cesaretimizi halkımızdan, halkımızın iradesinden alıyoruz" diye belirtti. 
 
‘ZALİMİN KARŞISINDA DİRENECEĞİZ'
 
Erdoğan'ın cumhurbaşkanı ama aynı zamanda bir partinin lideri olduğunu hatırlatan Yüksekdağ, şöyle devam etti: "Bu parti lideri bize karşı hasmane bir tutum sergiliyor. Yani biz siyasetçiler ne söylersek söyleyeyim, bizim tüm sözlerimiz cumhurbaşkanına hakaret olarak sergilenebilir. Bu davalarla 'bize konuşmayın', 'sesiniz çıkmasın' diyorlar ama biz asla susmadık, susmayacağız. Bugün Tayyip Erdoğan tüm gücünü bu ülkenin mazlum halkına karşı kullanıyor. Bunu söylemeyelim mi? Türkiye halkları bir korku ordusuna mı dönüşsün? Biz buna izin mi verelim? Asla böyle bir durum olmayacaktır. Direneceğiz. Biz zalimin karşısında direneceğiz. Biz direnmezsek onlar kazanır. Halkımız ve biz direniyoruz ve onlar kaybedecek. Bu ülkede Erdoğan'dan büyük halk var. Biz zulüm ordularına karşı sırtımızı bu halka dayadık. Saraylar bir gün mutlaka çöker ve orada bu hükmü sürenler bu enkazın altında kalır." 
 
'ÇOK BÜYÜK KAZANACAĞIZ'
 
Yüksekdağ konuşmasını, "Biz asla yenilmeyeceğiz. Cesaretle, dirençle zulmedenlere karşı direneceğiz. Halkımız bunu çok iyi bilsin ki çok büyük kazanacağız ve onlar da tarih önünde hesap verecekler" diyerek tamamladı. 
 
Yüksekdağ'ın ardından avukatlar da savunma yaptı. Kısa bir aranın ardından kararını açıklayan mahkeme Yüksekdağ'a "Cumhurbaşkanına hakaret" iddiasıyla bin 740 TL para cezası verdi.