HDP’li belediyelere kayyım atanmasının “Kürt düşmanlığı”ndan kaynaklandığını söyleyen TİP Genel Başkanı Erkan Baş, AKP’nin koronavirüs salgınını, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ikinci bir “lütuf” olarak gördüğünü ifade etti.

Tüm dünyada hükümetler koronavirüs salgınına karşı mücadele edip, önlemler almaya çalışırken Türkiye’de ise AKP hükümetinin gündeminde kayyım atamaları var. AKP, salgın etkisinin giderek arttığı bugünlerde Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) ait 8 belediyeye daha kayyım atadı. Batman, Diyarbakır’ın Ergani, Eğil, Lice ve Silvan ilçeleri, Bitlis’in Güroymak ilçesi, Iğdır'ın Halfeli ve Siirt'in Gökçebağ belde belediyeleri eşbaşkanları görevden alınarak, yerlerine kayyım atandı. 
 
'AKP’NİN AJANDASI KÜRT DÜŞMANLIĞI’
 
Tolga GÜney'in Mezopotamya Ajansı'nda yer alan haberine göre, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, ülkedeki insanlar salgına karşı nasıl mücadele edebileceğini düşünürken AKP’nin ise iktidarını nasıl güçlendireceğini düşündüğünü ifade etti. AKP’nin ajandasının önemli başlıklarından birinin “Kürt düşmanlığı” olduğunu vurgulayan Baş, Kürt halkının iradesinin kırmak için de kayyım yoluna başvurulduğunu kaydetti.
 
Daha önceki kayyım süreçlerini de gayrimeşru ve hukuk dışı gördüklerini dile getiren Baş, Türkiye’nin koronavirüs salgınıyla mücadele ettiği süreçte kayyım atamaları yapılmasının tamamen gayri insani olduğunun altını çizdi. Baş, AKP'nin koronavirüs salgınını 15 Temmuz darbe girişimi sürecinde olduğu gibi ikinci bir “Allah'ın lütfu" olarak gördüğünü söyledi. 
 
Hükümetin salgınla mücadele ortamında yurttaşların daha önce tepki gösterdiği uygulamaları tekrar hayata geçirmeye çalıştığını dile getiren Baş, buna örnek olarak ise cinsel istismar suçlularının affedilmek istenmesi ve doğal koruma alanlarının imara açılmasını örnek gösterdi.
 
KRİZİ FIRSATA ÇEVİRME ÇABASI
 
HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu ise, büyüyen salgın tehdidine rağmen AKP iktidarının ekonomi politikalarını ve klasik siyasi çizgisini devam ettirdiğini ifade etti. AKP’nin her kriz ve toplumsal yıkımı fırsata çevirmeye çalıştığını söyleyen Piroğlu, kayyım atamaları, doğal koruma alanlarının imara açılması ve Afrika bankalarına aktarılan milyarca liranın bunun kanıtı olduğunu vurguladı.
 
Kayyım atamaları ile HDP’nin salgına karşı yapabileceklerinin önüne geçilmek istendiğini dile getiren Piroğlu, “Kayyım ile Kürdistan ve Kürt halkına saldırının yanı sıra bunun batıda karşılıklarını da göreceğiz. Muhtemelen CHP’li bütün belediyelerde yetki tırpanlanmasına da gidilecek. Devlet, kriz döneminde halk ile toplumsal muhalefetin sosyal dayanışma ilişkileri kurmasını engellemeye çalışıyor. Çünkü sadece devlet ile halk arasında bağ kuracak bir tekel yaratmaya çalışıyor” dedi. 
 
‘HALKI ÇARESİZ BIRAKMAK İSTİYORLAR’
 
Piroğlu, kayyım atamalarının aynı zamanda iktidarın koronavirüs salgınıyla nasıl mücadele edeceğinin göstergesi olduğunu da kaydetti. Toplumsal muhalefetin baskı altına alınarak, halkın çaresiz bırakılmak istendiğini söyleyen Piroğlu, iktidarın bu yolla halk üzerinde yeniden hegemonya kurmak istediğini vurguladı. Piroğlu, “HDP bu salgının başladığı andan itibaren tüm Türkiye’ye salgına karşı kapsamlı bir mücadele planı ördü ve bir örgütlenmeye girdi. HDP’yi bu toplumsal muhalefetin dışına çıkarmanın bir aracı olarak da bu kayyum saldırısı görmek gerekiyor” diye belirtti.