Evrensel yazarı İhsan Çaralan, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır ziyareti üzerinden yeni çözüm süreci iddiaları ve olası erken seçim gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretinin “Erdoğan çözüm sürecini yeniden başlatacak!, Erdoğan erken seçime hazırlanıyor!” gündemleri üzerinden tartışıldığını anımsatan Çaralan, “Erdoğan yeni bir çözüm süreci başlatabilir mi?” sorusuna yanıt aradı.

“Çözüm süreci”ne dair hatırlatmalar tamamen bir kara propaganda malzemesi olarak kullanılmak istenmektedir” ifadelerini kullanan Çaralan, “Nitekim Erdoğan bu niyetini Diyarbakır’da yaptığı konuşmada; ”KCK, PKK, PYD, HDP’siyle hep birlikte benim Kürt kardeşlerimin kanını iliğini sömüren bu çete son 1000 yıldır bu milletin başına gelmiş en büyük musibettir” diyerek açıkça göstermektedir. Böyle bir yaklaşım ortadayken, Erdoğan’ın “Yeni bir çözüm süreci başlatacağı”nı iddia etmek, eğer iktidarın kara propagandasının gönüllü militanları olmak değilse aşırı saflıktır” dedi.

İhsan Çaralan’ın Evrensel’de, “Erdoğan Diyarbakır’a ‘Yeni bir çözüm süreci’ için mi gitti?” başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:

ERDOĞAN YENİ BİR ÇÖZÜM SÜRECİ BAŞLATABİLİR Mİ?

Erdoğan Diyarbakır ziyaretinde, bir yandan çözüm sürecinden söz ederken öte yandan çözüm sürecinin diğer bileşeni olan HDP ve PKK’yi “Kürtlerin düşmanı, kan dökücü, halka zulmeden” odaklar olarak gösterdi.

“2005 yılında size ne demişsek, bugün de yarın da aynı yerde olacağız... Çözüm sürecini biz başlattık. Çözüm sürecini sonlandıran biz olmadık. Çözüm sürecini HDP’nin gizli gündemleri sonlandırdı...” diyen Erdoğan’ın, son 16 yılda yaşananlar dikkate alındığında eğer amacı hâlâ “Kürt sorunu çözümü” bekleyen kimi liberal çevrelere çiğnesinler diye sakız vermek değilse tamamen boş laftan ibarettir.

Nitekim Erdoğan 2021’de, “2005’teki yerimdeyim” diyerek, aradan geçen 16 yıl içinde;

*Binlerce kişinin hayatına mal olan “savaşa” varan çatışmaları,

*Milyonlarca Kürt’ün hayatının altüst edilmesini,

*HDP’nin kriminalize edilip legal siyasetin dışına itilmesi girişimlerini, HDP’li binlerce siyasetçinin tutuklanmasını,

*HDP’nin seçilmiş belediye başkanlarının, belediye yöneticilerinin görevden alınıp yerlerine kayyum atanmasını, tutuklanmasını,HDP’ye kapatma davasına varana kuşatmayı olmamış gibi göstermektedir.

*Ya da bu yapılanların, “Kürt sorununu ezerek çözme” amaçlı geleneksel strateji haklı ve meşru gösterilerek yapılmaya devam edileceği anlamına gelmektedir.

Bu yüzden de “çözüm süreci”ne dair hatırlatmalar tamamen bir kara propaganda malzemesi olarak kullanılmak istenmektedir.

Nitekim Erdoğan bu niyetini Diyarbakır’da yaptığı konuşmada; ”KCK, PKK, PYD, HDP’siyle hep birlikte benim Kürt kardeşlerimin kanını iliğini sömüren bu çete son 1000 yıldır bu milletin başına gelmiş en büyük musibettir” diyerek açıkça göstermektedir.

Böyle bir yaklaşım ortadayken, Erdoğan’ın “Yeni bir çözüm süreci başlatacağı”nı iddia etmek, eğer iktidarın kara propagandasının gönüllü militanları olmak değilse aşırı saflıktır!

ERDOĞAN ‘ERKEN SEÇİM’E HAZIRLIK İÇİN Mİ DİYARBAKIR’A GİTTİ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son haftalarda, AKP teşkilatları ve milletvekillerine hitap ederken hep, “Şimdiden 2023 seçimleri için çalışmaya başlamalarını” isteyen konuşmalar yapması, bu konuşmalarının direktif olarak anlaşılmasını istemesini, başta Erdoğan’ın diz dibi gazetecisi Abdulkadir Selvi olmak üzere AKP’nin vakanüvistleri “Erken seçime hazırlık” olarak yorumluyorlar.

Diyarbakır ziyaretinde de “2023’te yapılacak seçime” vurgu yapması ve parti teşkilatını çalışmaya çağırmasının arkasında hiç kuşkusuz;

İktidarın ekonomiden dış politikaya, iç politikadan pandemiye... her alanda açmazdan açmaza sürüklenmesi,

Gerek AKP ile MHP arasında gerekse AKP içindeki klikler arasındaki mücadelenin kontrol edilemez bir çizgiye doğru evrilen bir trende girmiş olması,

Ekonomik krizin ve pandeminin faturasını halka yıkan ekonomik politikalardan duyulan hoşnutsuzluğun artarak, sosyal patlamalara yol açma ihtimali... gibi gelişmelerin bir “erken seçimi” her an gündeme getirme ihtimali olsa da, Erdoğan’ın 2023’teki seçim için milletvekillerinden ilçe örgütlerine kadar partisini teyakkuza geçirmesinin asıl nedeni, partideki erimeyi önlemek, partideki metal yorgunluğunu, çalışma hevessizliğini ve parti içindeki rant paylaşımının yeniden yapılacağı üstünden aşmakla ilgili olduğunu söylemek yanlış olmaz.

ERDOĞAN KÜRT HALKINA HİÇBİR VAATTE BULUNAMADI!

Çünkü Erdoğan’ın erken ya da zamanında ilk seçimi kazanmaktan başka hiçbir kutsalı, hiçbir ilkesi yoktur!

Ancak o her ne kadar ilkesiz olsa ve seçimi kendisine kazandıracağı her yol ve yöntemi meşru görse de gerek MHP ile, tarikat ve cemaatlerle, girdiği ittifak, gerekse sahada uzun yıllardır yaşanan ağır sorunlar onu ve partisini yeni adımlar atamayacak biçimde kuşatmıştır.

Yazının tamamı burada.