Gazeteci-yazar Ece Temelkuran, Muz Sesleri isimli romanının tanıtımı için geldiği Almanya’nın Essen kentinde, okuyucularıyla buluştu. Burada kitabından pasajlar okuyan Temelkuran, Türkiye’deki cezaevlerinde devam eden ölüm oruçlarına ilişkin de, “İnsanlar göz göre göre ölüyor” diyerek, AKP hükümetini eleştirdi.

KİTAP TANITIMI İÇİN ALMANYA'DAYDI

“Muz Sesleri” romanın tanıtımı için Almanya’nın Essen kentinde okurcularıyla bir araya gelen gazeteci-yazar Ece Temelkuran, şehir kütüphanesinde bir okuma akşamı verdi. Burada kendi kitabından bölümler okuyan yazar, Muz Sesleri’nin hikâyesini anlattı. Kitabın geçtiği Beyrut’u ve oradaki yaşanan savaşlara değinen Temelkuran, Ortadoğu’nun savaşlar, bölgesi olduğunu hatırlattı. İlk olarak, 2006 yılında Beyrut’a gittiğini söyleyen yazar, yaşadığı bir hikâyeyi şu cümlelerle aktardı: “Birkaç genç kız, ölüleri gömdükten sonra dans etmeye başladı. Şok oldum şaşırdım, nedeni sorduğumda ise;’ dans etmesek deliririz’ diye cevap verdiler. Oldukça ilginçti. Bizim ülkemizde de bir savaş var, gençler, ölüme gönderiliyor ama kimse bir savaşa gittiğini bilmiyor. Geldiklerinde ya deliriyor, ya da hasta oluyorlar. Yıllarca o sorunlarla yaşıyorlar. Evleniyorlar, çocukları oluyor. Böylece bir toplum gittikçe hasta ve deli oluyor.”

'İNSAN YAKININI KENDİNİ YAZAMIYOR'

Kitabın bazı bölümlerinde ne kadar Lübnan ve Beyrut anlatılmış olsa da aslında, Türkiye’nin sorunlarının da anlatıldığını belirten Ece Temelkuran, bir okuyucunun “Neden bu ülkenin savaşını anlatmıyorsunuz?” sorusuna ise; “İnsan yakınını, kendini yazamıyor. Ben çok düşündüm Diyarbakır’a ya da Mardin’e gidip, orada bir süre yaşayıp, yazayım. Ama yapamıyorum nedenini bilmiyorum. Bu konuda çok duyguluyum, olmuyor” diye konuştu.

'BU UTANÇ VERİCİ BİR ŞEY'

Türkiye cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine ilişkin de yazar Ece Temelkuran görüşlerini şu cümlelerle dile getirdi: “Ben 1993 yılından beri ölüm oruçlarını takip ediyorum. İktidarlar, ölümler, olmadan çözüme yaklaşmıyor. Burada da öyle görünüyor. 60 gündür hükümet hala sessiz. Bu zülümdür, zalimliktir. Ve biz bir şey yapamıyoruz. Elimizden de bir şey gelmiyor. Ben şuanda sadece BBC de yazıyorum, bir o var. Sadece üzgünüm. Ben, açlık grevleri ve ölüm oruçlarına yöntem olarak karşıyım. Ama bu insanların başka çarelerinin de olmadığını da biliyorum.

En acı ve utanılacak şey de, bu insanların her gün göz göre göre eriyerek, ölüme gitmelidir. Biz de izliyoruz. Bu utanç verici bir şey. Bununla birlikte iktidarın yalanlarına karşı sessiz kalmakta bunun kadar utanç vericidir.” (anf)