Londra’da Türkiye Araştırmaları Merkezi (CTS, Centre for Turkey Studies) tarafından düzenlenen tartışma platformlarının konuğu bu kez Gazeteci ve Yazar Ece Temelkuran’dı. Prof Dr İbrahim Sirkeci'nin yönettiği, SOAS’da düzenlenen ve 250’yi aşkın kişinin katıldığı panelde Ece Temelkuran Türkiye siyasetinde Balkon konuşmalarının analizini yaptı. Muhafazakâr politikalarla yeni bir toplum yaratıldığını söyleyen Temelkuran KCK ve Ergenekon operasyonlarını değerlendirdi.

 

BASIN VE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ

CTS tarafından düzenlenen panelde Türkiye’deki son gelişmeler ele alındı. “Balkon Otoritesi; Türkiye’nin yeni rejiminin kısa bir tarihi” konulu panelin konuşmacısı Gazeteci - Yazar Ece Temelkuran, Türkiye’deki basın ve düşünce özgürlüğünün durumuna değinerek sunumuna başladı.

 

Temelkuran, basın örgütleri tarafından Türkiye’nin sürekli eleştirildiği ve yüz kadar gazetecinin halen hapishanelerde bulunduğunu belirterek, “ İnsan Hakları Derneğinin bildirdiğine göre 2009 yılından sonra 11 bin kişi politik nedenlerden dolayı cezaevlerine alındı. 700 öğrenci cezaevlerinde. Bu rakamlar Türkiye’deki basın ve düşünce özgürlüğünün düzeyini göstermeye yetiyor” dedi.

 

BALKON KONUŞMALARI

Türkiye’de muhafazakâr politikaların hegemonyası ile yeni bir toplum yaratıldığını Türkiye’nin yeni toplumunu tanımlamak için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarından bazı alıntılar yapmak gerektiğinin altını çizen Temelkuran sözlerini şöyle sürdürdü;

“Ben bu söylevleri “Balkon Konuşmaları” olarak adlandırdım. Çünkü bu konuşmaların hepsi AKP merkezinin balkonunda yapıldı. AKP’nin ikinci kez iktidara gelmesinin ardından 2007 yılında Tayyip Erdoğan balkona çıktı zaferini kutladı. Ve şunu söyledi; “Şimdi tek ulus, tek ülke, tek bayrak tek devlet demeliyiz. AKP’ye oy vermeyenler ülkenin diğer renkleridir” dedi. Ertesi günkü yazımda Başbakanın kendisine oy vermeyenleri hedeflediğini yazdım ancak yoğun eleştirilere maruz kaldım ve benim AKP karşıtı olduğum dolayısıyla demokrasi karşıtı olduğumu söylediler.”

 

ERGENEKON VE KCK OPERASYONLARI

Türkiye gündemini bir süredir meşgul eden Ergenekon ve KCK operasyonlarına değinen Temelkuran bunları AKP’nin seçimlerde gösterdiği performans ile açıkladı.

 

“Ergenekon bir Kemalist Milliyetçi örgütlenmedir ve üyelerinin çoğu ordu ve gizli servislerin üyelerinden oluşuyor. Bazı gazeteciler, yazarlar bu örgüte katılmakla suçlandılar ve bazıları tutuklu durumda” diyen Temelkuran seçimler sonrasındaki balkon konuşmaları hakkında şu önemli noktalara dikkat çekti;

 

“Mart 2009 yerel seçimlerine gelelim. AKP seçimlerde istediği sonuçları alamadı. Nüfusun yoğun olarak Kürt olduğu Türkiye’nin Güney Doğu’sunda AKP tatmin olacak kadar oy alamadı. AKP’nin Güney Doğu’da seçimleri kaybetmesinin ardından KCK operasyonları başladı. AKP ve dolayısıyla ‘demokrasinin düşmanları’ bu kez Kemalist elit hedef değildi, “terörist” Kürtler hedefti. KCK, PKK’nin şehir yapılanması olarak ilan edildi ve temizlenmesinin görev olduğu belirtildi. Çünkü demokrasiye tehdit oluşturuyordu. Tabi tüm bunlar AKP’nin algılamasına göre ele alınıyorlardı.

 

Ergenekon ve KCK operasyonları adı altında toplu tutuklama operasyonları başlatıldı. İnsan hakları kurumlarının verilerine göre tutuklamalar bir önceki yıla göre yüzde 100 artış gösterdi.

 

Balkon konuşmalarında AKP destekçilerinin çoğunluk ve diğerlerinin de azınlık olduğu gibi bir sonuç çıkıyor.”

 

Tartışmalara geniş zaman ayırmak için sunumunu kısa tutan Temelkuran, dinleyicilerden gelen çok sayıda soruya da cevap verdi.

 

Türkiye Araştırmaları Merkezi (Centre for Turkey Studies- CTS) direktorü İbrahim Döğüş program sonrası Demokrat Haber’e yaptığı açıklamada, CTS olarak farklı düşüncelerden Türkiyeli önemli isimlerin katılacağı benzer programları düzenlemeye devam edeceklerini açıkladı.