Diyarbakır Sağlık Platformu, koronavirüs (Kovid-19) salgınına ilişkin Tabip Odası’nda basın toplantısı gerçekleştirdi.

Platform bileşeni sağlık örgütleri temsilcilerinin katıldığı toplantıda Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Mehmet Şerif Demir konuştu.

‘ÖNÜMÜZDEKİ 1-2 HAFTA ÇOK KRİTİK’

Koronavirüsün dünya genelindeki verilerini paylaşan Demir, hastalığın diğer ülkelerdeki yayılma hızına bakıldığında önümüzdeki 1-2 haftanın çok kritik olduğunu söyledi.

“Hasta sayısının hızla artabileceğini öngörerek, planlamaları ivedilikle yapmak ve gerekli önlemleri zamanında alarak uygulamak yaşamsal önemdedir" diyen Demir, önlemlerin alınmaması halinde her gün yüzlerce hasta kaybının yaşanacağı uyarısında bulundu.

Demir, "Öte yandan hastalıkla mücadelede, hastaların zamanında saptanması ve izole edilmesi, ‘sosyal uzaklaşma’ önlemlerinin zamanında ve etkili olarak uygulanması ve sağlık hizmetlerinin hızla örgütlenerek hastaların tedavi edilmesi sayesinde hem hastalığın yaygınlaşması önlenebilmiş hem de ölüm oranları azaltılabilmiştir” dedi. 

‘DİYARBAKIR'DA TEST YAPILMALI'

Demir, virüsün Türkiye’deki yaygınlığının belirlenmesi için ulaşılmış olması gereken test sayısının çok gerisinde olduğunu ifade etti.

Demir, “Bugüne kadar 7 binin üzerinde hastada test yapıldığını biliyoruz. Oysa salgınla mücadelede başarılı olan ülkelerin deneyimleri bu sayının çok daha üzerinde olmamız gerektiğini göstermektedir. Bakanlığın uygulanan test sayıları ile pozitif ve negatif çıkan test sayılarını günlük olarak kamuoyu ile paylaşmasını gerekli buluyoruz. Test merkezlerinin hızla artırılması ve alt yapısı yeterli üniversite laboratuarlarının da sürece dâhil edilmesi gereklidir. Sağlık Bakanlığın referans merkezi olarak belirlediği 25 hastaneden biri de Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi. Ama burada testler bakılmıyor. Şu anda Türkiye genelinde sadece 6 merkezde test yapılmaktadır. Bu testlerin Ankara’ya gönderilmesi ve sonuçlarının alınması zaman almaktadır. Büyükşehir olması ve bölge açısında da merkez olduğundan kaynaklı Diyarbakır’da testin yapılması gerekmektedir” çağrısında bulundu.

‘SAĞLIK ÇALIŞANLARI KORUNMALI’

Sağlık çalışanlarının koruyucu önlemlerin eksiksiz ve tüm çalışanları kapsayacak biçimde alınması gerektiğine de değinen Demir, şunları söyledi:

“Sağlık çalışanlarının salgın yönetimi sırasında yaşayabilecekleri aksaklıkları iletecekleri bir yapı oluşturulmalıdır. Hastalığın yayılmasını azaltmak için sadece bu hastaların izleneceği merkezler oluşturulması konusunda bir hazırlığa gereksinim vardır. Salgında en fazla risk altında olan grup sağlık çalışanlarıdır. Sağlık çalışanlarının hastalıktan korunması için gereken önlemler bir an önce alınmalıdır. Sağlık kuruluşlarında kişisel koruyucu malzeme eksikliği sahada gördüğümüz önemli sorunların başında gelmektedir. Kamusal ve özel sağlık kurumlarında sağlık çalışanları için gerekli olan uygun nitelikteki kişisel koruyucu malzemeler (cerrahi/basit maske, N95/FFP2/FFP3 türü maskeler, önlük, eldiven) yeterli düzeyde temin edilmelidir. Sağlık kuruluşlarında ihtiyacı karşılamaya yetecek miktarda el antiseptiği bulundurulmalıdır”

‘MALZEME YETERLİ DEĞİL’

TTB Merkez Konseyi üyesi Halis Yerlikaya ise, Türkiye'nin kritik eşik olan 100 hastaya ulaştığını, ancak yeterli önlem alınmadığını söyledi.

Hong Kong ve Singapur gibi ülkelerin sıkı izolasyon önlemlerine yetişemediklerini dile getiren Yerlikaya, "Şu andaki temel hedef İtalya ve İran gibi ülkeler gibi olmamak. Sonuçta bulaşıcılığı çok yüksek olan bir hastalıkla karşı karşıyayız. Bunun bilinciyle hareket etmek zorundayız. Biz tabipler odası olarak bu sürecin şeffaf bir biçimde yürütülmesi, meslek odalarının bu sürece dahil edilmesi gerektiğini söyledik. Bu mücadelede sağlık çalışanların ihtiyaçları karşılanmadan salgının üstesinden gelmek çok zor. Sağlık emekçileri olası bir felaket durumuna hazır durumdalar, fakat malzeme ve yoğun bakım sayısı yeterli değil" uyarısında bulundu.

VAKALAR YURTDIŞI KAYNAKLI’

Türkiye’deki tüm vakaların yurtdışı kaynaklı olduğunu ifade eden Yerlikaya, "Yurtdışından gelenlerin bir kısmında testlerin yapıldığını gördük, ancak gelenlerin bir kısmı kaçmaya çalıştığını da biliyoruz. Milletvekilleri yine halkın arasına kaynaştığını biliyoruz. Buralarda çok ciddi kaçaklar var ve bu kaçaklardan kaynaklı topluma yayılan bir enfeksiyon var. Türkiye’nin her yerinde bu hastalığın olduğu bilinciyle hareket etmeliyiz. Her kapıda bu hastalık olduğu gerçeğiyle olaya yaklaşmamız gerekiyor. Bu nedenle Diyarbakır'da kaç hastanın olduğu konusu fazla önemli değil" diye konuştu.

‘ACİL VAKALAR DIŞINDA BAŞVURMAYIN'

Diş Hekimleri Odası yöneticisi Arzu Özbek de, merkezi sistemden randevu alan hastaların randevularının iptal edildiğini belirterek, acil vakaların dışında kimsenin hastanelere başvurmamasını istedi.

‘TEYİTSİZ HİÇBİR HABER PAYLAŞILMASIN’

Son olarak konuşan SES Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, gazetecilerin teyit edilmeyen hiç bir haberi paylaşmaması gerektiğini belirterek, salgın durumlarında herkesin evde kalması gerektiğini söyledi. 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı