Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Acil Yardım Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi'nde öğrenci ve akademisyenlerle bir araya gelen Akil İnsanlar Heyeti Ege Grubu'ndan Baskın Oran'ın, "Çözüm için cim karnında noktayız" ifadeleri üzerine grup üyesi Avni Özgürel, "Cim kadar dayak yiyoruz" dedi.

Akil İnsanlar Heyeti’nin Ege Grubu üyelerinin AKÜ Acil Yardım Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi'nde öğrenci ve akademisyenlerle bir araya geldiği toplantıda konuşan grup üyesi Baskın Oran, çözüm sürecinin ardından kişisel ve toplumsal hakları kapsayan reformların yapılmasını gerektiğini söyledi.

Başbakan Erdoğan'ın reformları gerçekleştirmemesi ya da tüm yetkileri kendi elinde toplaması halinde Kızılay'da protestolara katılacağını belirten Baskın Oran, Kürtlerin bağımsızlık talebinde bulunmadığını, sadece özerklik istediğini kaydetti. Oran, 1921 anayasasıyla Kürtlere özerklik hakkını verildiğini, ancak 1924'te anayasanın değişmesiyle özerkliğin hayata geçmediğini söyledi.

Kürtlerin buna isyan ettiği ve PKK’nin nedeninin bu olduğu görüşünü savunan Baskın Oran, "Biz bireysel haklara en ufak bir saygı göstermediğimiz için bu kan banyosuna girdik" dedi. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş mantığı ile hareket etmesini hata olarak niteleyen Baskın Oran, "Gazi Mustafa Kemal'in alıp getirdiği Batı, o dönemde diktatör bir Batı'ydı. O dönemde o Batı getirilmeliydi. Çünkü o dönemde bir başkası, kişisel haklar oralarda da yoktu. Ama bugün o Batı da çok farklı. Artık karşımızda Avrupa Birliği'ni kuran, demokratik bir Batı var. Türkiye de diktatör Batı mantığındaki devletten çıkmalı. Biz, Gazi Mustafa Kemal'in çağdaşlık hedefini alırsak, Batı gibi demokratikleşmeliyiz. Bunun için de hem kişisel hem toplumsal haklar verilmeli" dedi.

'ELEŞTİRİ HAKKIMI SAKLI TUTUYORUM'

Görevi kabul ederken süreçte yanlış giden konuları ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'padişah yetkisiyle' donatılması konusunda eleştiri hakkını saklı tutacağını AKP yöneticilerine aktardığını belirten Oran, AKP'lilerin ise kendisine 'Bize çok seslilik lazım' dediklerini söyledi.

Sürecin Türkiye'nin demokratikleşmesinin birinci safhası olduğunu belirten Baskın Oran, "Bunun ardından reformları gerektiren ikinci safha gelmeli. Bu ikinci safhanın da programı hemen ilan edilmeli. Gerçi bu program belki hazırdır ama tartışmalara yol açmamak için açıklanmamıştır. Ama bugün nasıl barış bayrağını alıp buraya geldiysem, bu sürecin sonunda eğer haklarla ilgili düzenlemeler, reformlar yapılmazsa o zaman protesto bayrağını alıp Kızılay'a çıkmak gerekir ve ben de çıkarım" diye konuştu.

"PKK'YI DEVLET TERÖRÜ DOĞURDU"

Kürtlerin 1806 yılından bugüne özerklik istediğini, sadece 1990-1993 yılları arasında bağımsızlık istediğini öne süren Baskın Oran, şunları söyledi:

"İstedikleri özerkliği de Gazi Mustafa Kemal 1921 Anayasası'nın 11'inci maddesinde vermişti. 1921 Anayasası'nda TBMM hükümetinin yetkileri iç ve dış politika, maliye, milli savunma, birden fazla vilayeti ilgilendiren konulardı. Vilayetler şura adında özerk ve bölgesel meclislerle yönetiliyor. Ancak özerklik, 1921 Anayasası'nın kısa süre yürürlükte kalmasıyla hiçbir zaman uygulanamadı. Sonunda da biz Kürtleri ayaklanmaya mecbur bıraktık. PKK'yı kuran 1980 askeri darbesidir. Bakın PKK'nın kuruluşu 1980. Cinayetlerin başlaması ise 1984. PKK terörü var ama bunu doğuran devlet terörü de var. PKK'yı, 12 Eylül devlet terörü doğurmuştur."

"TOPLANTILAR YIPRATICI"

Akil İnsanlar Heyeti Ege Grubu Başkan Vekili Avni Özgürel, 3 günden bu yana Afyonkarahisar ve Uşak'ta görüşmelere devam ettiklerini belirtti. Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini anlatan Özgürel, "Ama tarihinin önemli bir dönemecinde. Cumhuriyeti kuran kadroların da hayalindeki Türkiye'yi gerçekleştirmek için son bir hamleyi yapmak durumundayız. Modern, çağdaş, eksiksiz demokrasisini inşa etmiş bir ülke olarak Cumhuriyetin 100'üncü yılına ulaşmak istiyoruz" dedi.

Avni Özgürel'den sonra konuşan Baskın Oran ise çözüm sürecinin uluslararası gelişmelerle birlikte ele alınması gerektiğini kaydetti. Türkiye'nin kabuk değiştirdiğini anlatan Oran, "Kabuğu kendisine dar geliyor. Kabuksuz kaldığı için endişe içindeyiz. Şehit aileleri ve gazilerle toplantı yaptık. Benim için fevkalade yıpratıcıydı. Onların bütün sıkıntılarını not aldık, bizim asıl görevimiz de bu" diye konuştu. Oran, şöyle devam etti:

"Şu anda Türkiye'de yapılmakta olan bu ve bu heyetin de 'cim karnında nokta kadar' bir görevi var. Türkiye'nin 1920 ve 30'larda kuruluşu yapılmıştı, şimdi devamı sağlanıyor. Bunu, Fransa Devlet Başkanı Mitterrand, 1981'de yaptığı konuşmada, 'Fransa devleti 14'üncü Louis zamanında son derece sert ve merkezi yöntemlerle kuruldu. Bugün devam etmesi için adem-i merkeziyetçilik gerekmektedir. Merkeziyetçilik yerine adem-i merkeziyetçilik gerekmektedir. Mitterrand bu sözleri Fransa'yı kastederek söyledi. Ama o sözlerdeki Fransa kelimesi yerine Türkiye kelimesini koyarsanız bize 'cuk' oturacaktır."

Baskın Oran'ın 'cim karnında nokta' tanımlaması, Avni Özgürel'in dikkatini çekti. Özgürel, "Hocam 'Cim karnında noktayız’ diyor ama cim kadar dayak yiyoruz" dedi.

Gazeteci Fehmi Koru da 100 gündür ölüm haberi alınmadığını, bunun da önemli bir kazanım olduğunu söyledi. Toplantı daha sonra basına kapalı devam etti.

CİM KARNINDA NOKTA NE DEMEK?

Arapça’da ‘cim’ harfi kocaman bir yuvarlak içinde tek noktadan ibarettir. Bu söz de ‘devede kulak’, ‘deryada katre’, ‘sahrada kum’ gibi azlık ve düşük oran belirtmek için kullanılır.