Marmara Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi, açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı.

Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ ve birçok partili katıldı.

"Leyla Güven haklıdır tecrit kaldırılmalıdır" pankartının açıldığı eylemde, "Yüzbinler olup 3 Şubat'ta Bakırköy'de olacağız", "Hepimiz Leyla'yız", "Tecridi kır faşizmi parçala" dövizleri taşındı.

'ORTADOĞU HALKLARINA UYGULANIYOR'

Eylemde ilk olarak söz alan HDP Milletvekili Dersim Dağ,  Abdullah Öcalan üzerinde ağır bir tecrit uygulandığını ve tecride karşı bir direnişin örgütlendiğini dile getirdi.

Direnişin yayılarak büyüdüğünü ifade eden Dağ, "Herkes 'Leyla Güven haklıdır. Öcalan üzerindeki tecrit kalkmalıdır' dedi. Çünkü biz biliyoruz ki bu tecrit sadece Sayın Öcalan’a değil tüm Ortadoğu halklarına uygulanıyor. Bu tecrit kalkmadığı sürece bu ülkeye barış, özgürlük ve eşitlik gelmez" dedi.

Leyla Güven'in ateşten bir parça olduğunu ve bu ateşin yayıldığını dile getiren Dağ, Leyla Güven şahsında başlayan direnişin daha da büyütülmesi gerektiğini vurguladı.

Dağ ayrıca, 3 Şubat Pazar günü Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda yapılacak olan mitinge katılım çağrısında bulundu.

'AÇLIK GREVİ EYLEMCİLERİNİN SAYISI ARTACAK'

Basın açıklamasını yapan HDP Bahçelievler Eşbaşkanı Özlem Noyan, Güven’in Öcalan’a yönelik uygulanan mutlak tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı süresiz -dönüşümsüz açlık grevi eyleminin 82'nci gününe girdiğini hazırlatarak, "Yine aynı taleple Sayın Öcalan üzerinde yürütülen mutlak tecridin kaldırılması için toplam 59 cezaevinde 240 tutsak süresiz -dönüşümsüz açlık grevine başlamıştır. Bununla birlikte Türkiye ve Kürdistan'da birçok cezaevinde ise dönüşümlü açlık görevleri de devam etmektedir" dedi.

Noyan, Öcalan üzerinde sürdürülen mutlak tecridin devam etmesi halinde açlık grevi eylemcilerinin sayısının her geçen gün artacağını söyledi.

'GÜVEN'İN TAHLİYESİ LÜTUF DEĞİLDİR'

12 Ocak’ta Öcalan’la kardeşi Mehmet Öcalan'ın görüşmesine de değinen Noyan, bu görüşmenin açlık grevlerindeki tutukluların ve onları sahiplenen halkın mücadelesi sayesinde olduğunu ifade etti.

Noyan, Öcalan'ın kendisinden yıllar sonra haber alınmasının önemli olduğunu fakat apar topar yapılan görüşmenin cezaevlerini ve halkı tatmin etmediğini kaydetti.

25 Ocak'ta Leyla Güven'in tahliye edildiğini sözlerine ekleyen Noyan, şöyle devam etti:

"AKP iktidarı Güven'in tahliye edilmesi ve Öcalan ile yapılan görüşmeyi bir lütuf olarak görmemizi istemektedir. Bu bir lütuf değildir. Güven'in 'Sayın Öcalan'la aile avukat ve siyasi heyetlerin görüşmesi sağlanana kadar açlık grevine devam ediyorum' demesi bizler için mücadelenin artarak devam etmesi gerektiği inancını artırmıştır."

'ZİNDAN DİRENİŞÇİLERİ HAKLIDIR'

Öcalan’a uygulanan tecridin ülkenin her kesimine yönelik olduğunun altını çizen Noyan, İmralı mutlak tecridinin tüm topluma yayıldığını söyledi.

İmralılaşan Türkiye gerçeği karşısında mutlak tecridin geriletilmesinin, halkların üzerindeki kuşatılmışlığın kaldırılması anlamına geldiğini belirten Noyan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Mevcut ekonomik çıkmazın, Rojava ve genel savaş politikalarının hepsinin mutlak tecritle bağı vardır. Bu bağlamda bizler açlık grevi eylemlerinin ve eylemcilerinin taleplerinin kabulü için tüm devrimci, demokrat kamuoyuna ve halklara çağrıda bulunuyoruz. Herkesi ve her kesimi cezaevlerinde yükselen bu direnişe ses vermeye çağırıyoruz. Cezaevlerinde açlık grevlerine giren tutsakların talebi talebimizdir. Güven ve zindan direnişçileri haklıdır. Mutlak tecrit kaldırılmalıdır."

YÜRÜYÜŞE POLİS ENGELİ

Açıklamanın ardından grup cezaevi önünden E5 karayoluna doğru yürüyüşe geçti. Bir süre yürüdükten sonra önleri polis tarafından kesilen grup, "Direne direne kazanacağız", "Biji berxwadane zindana" sloganlarıyla engeli protesto etti. Grup, 10 dakikalık oturma eyleminin ardından dağıldı.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı