Anayasa Mahkemesi (AYM), intihar ettiği öne sürülen zorunlu asker İmam Bildik’le ilgili kararında, yaşam hakkı ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Uşak’ta zorunlu askerlik yapan İmam Bildik’in 15 Ekim 2012’de devriye aracı hareket halindeyken komutanı ile yaşadığı tartışma sonrası araçtan atlayarak intihar ettiği ileri sürülmüştü.

Başvurucu olan İmam Bildik’in yakınları Fatma Bilik ve Hasan Bildik, İmam Bildik’in intihar etmesi için bir sebep bulunmadığını, ölüme devriye komutanı Ö.D.nin kasıtlı eylemlerinin sebebiyet vermiş olabileceğini belirterek şüphelerini şöyle sıraladılar:

* İmam Bildik’in olay günü giydiği kıyafetlerin kömür torbalarının arasında bulunması

* Aracın Olay Yeri İnceleme ekipleri gelmeden önce temizlenmiş olması

* İmam Bildik’in olaydan sonra derhâl hastaneye götürülmesi yerine Jandarma Karakoluna götürülmüş olması.

‘YAŞAM HAKKI İHLAL EDİLDİ’

Resmi Gazete’de yayınlanan karara göre, Anayasa Mahkemesi, yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin kararında özetle şu ifadelere yer verdi:

* Devletin negatif bir yükümlülük olarak yetki alanında bulunan hiçbir bireyin yaşamına kasıtlı ve hukuka aykırı olarak son vermeme, bunun yanı sıra pozitif bir yükümlülük olarak yine yetki alanında bulunan tüm bireylerin yaşam hakkını gerek kamusal makamların gerek diğer bireylerin gerekse kişinin kendisinin eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı koruma yükümlülüğü vardır.

* Devlet, doğal olmayan her ölüm olayının sorumlularının belirlenmesini ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek, etkili resmî bir soruşturma yürütmek durumundadır.

* (…) Yaşam hakkının korunması, silah altındaki bir askerin askerî makamların kontrolü altında iken şüpheli bir biçimde ölmesi durumunda bağımsız ve tarafsız bir şekilde etkili ve uygun resmî bir soruşturmanın yürütülmesini de gerekli kılmaktadır.

* Mahkemeler hiçbir durumda mağdurların yaşam hakkına, maddi ve manevi varlığına karşı yapıldığı sabit görülen saldırıları cezasız bırakmamalıdır.

* İdari ve hukuki soruşturmalar ve davalar sonucunda sadece tazminat ödenmesi yaşam hakkı ihlalini gidermek ve mağdur sıfatını ortadan kaldırmak için yeterli değildir.

* Yaşam hakkı kapsamında yürütülmesi gereken ceza soruşturmalarının amacı yaşam hakkını koruyan mevzuat hükümlerinin etkili bir şekilde uygulanmasını ve vuku bulan ölüm olayında varsa sorumluları ve sorumluluklarını tespit etmek üzere sorumluların adalet önüne çıkarılmalarım sağlamaktır.

MAHKEMEYE ERİŞİM HAKKI İHLALİ

Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının da ihlal edildiğine karar verdi.

Adli Tıp Kurumu İmam Birlik’in olayın ardından hastane yerine karakola götürülmesiyle ilgili olarak, karakolda geçirilen sürenin kişinin ölümüne bir etkisi olmadığını belirtmiş, askeri savcılık da olayla ilgili kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti.

Birlik’in yakınları, Milli Savunma Bakanlığına maddi ve manevi zararlarının tazmini istemiyle başvurmuş, talebin reddi üzerine tam yargı davası açmış, İdare Mahkemesi görevsizlik kararı vererek dosyayı Askerî Yüksek İdare Mahkemesine göndermişti. AYİM, süre aşımından davanın reddine hükmetmiş, karar düzeltme istemini de reddetmişti.

YALÇINDAĞ-BAYDEMİR “İNTİHAR OLSA DA DEVLET SORUMLU” DEMİŞTİ

İmam Birlik’in ölümünün ardından, 16 Ekim 2012’de bianet’e konuşan avukat Reyhan Yalçındağ Baydemir, "Olay intihar olsa bile devlet sorumludur. Ayrıca orada zorunlu askerlik yapan erler nasıl hür iradeleriyle savunma yapabilecekler?" demiş ve sözlerini şöyle sürdürmüştü:

“İntihar veya şüpheli ölümlerle ilgili eksik ve yetersiz soruşturma yürütülüyor. Geniş kapsamlı otopsi yapılmadan cenazeler ailelere teslim ediliyor.

"Sağlıklı bir psikolojik denetlemeden geçmeksizin sadece boya kiloya bakılarak askerliğe elverişli raporu verilmesine karşıyız. Bu çocuklar istemeden askere gittikleri için bunalıma girip intihar etse de devlet sorumludur. Bu nedenle AİHM Türkiye'yi cezaya çarptırıyor.

"Orada askerliği devam eden kişiler nasıl tanıklık yapabilecekler? Üstlerinde ciddi bir baskı hissedecek ve doğruyu söyleyemeyeceklerdir. Komutanın kusuru varsa, askerliği devam ederken nasıl komutanı aleyhine ifade verecekler?"

Kaynak: Bianet