T24 yazarı Aydın EnginHDP yöneticilerine ve İsimsizler Haraketi adlı sivil oluşuma yönelik operasyona tepki gösterdi.  "Susan, boyun eğen sadece ödlek değildir; onlar, yurttaşlıktan da vazgeçmiş demektir" diyen Engin, "Yurttaşlığı elimizden almaya kalkışanlara karşı demokrasinin sınırları içinde kalarak, şiddeti reddederek direniş günlerindeyiz. Bunun buluşlu, bilişli yöntemlerini bulmak, üretmek günlerindeyiz.Ondan ötesi lâf kalabalığı, lâf ebeliğinden ibarettir" dedi. 

Aydın Engin'in T24'te, "Hukuk yoksa yurttaş da yok" başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle: 

Dün sabah bir gözaltı dalgasıyla uyandık. HDP’nin henüz tutuklanmamış yönetici kademelerinde yer almış 82 kişi. Yetmedi İsimsizler Haraketi adlı sivil oluşumdan dört kişi sabahın köründe evlerine baskın yapılarak gözaltına alındılar. HDP’nin 7 milletvekili hakkında da dokunulmazlıklarının kaldırılması için fezleke düzenlendiği Ankara Başsavcılığınca ilan edildi. (Bakalım CHP "Anayasa'ya aykırı ama yine de evet diyeceğiz" marifetini yineleyecek mi?)

2020 dünyasında hukuk dendiğinde anlaşılan kurallar, evrensel ilkeler artık geçerli değilse, geçersiz kılınmışsa artık yurttaş da yok demektir.

Biat etmeyen, Reis’in ve iktidarının önünde boyun büküp diz çökmeyen, itiraz eden ve direnenler yurttaş olmaktan çıkarıldı. Anayasa ve yasaların kapsamı ve güvencesi dışındalar.

Onlar artık yurttaş değil, uyruk, tebaa, kul, köle, tutsak, esir, düşman kabul ediliyorlar ve bunun sonuçları olacaktır. Tıpkı dün sabah olduğu gibi…

Şimdi tutup "Efendim Kobani davası altı yıl önce görülmüş ve bağlanmıştı. Bu gözaltılar hukuka aykırıdır" diye mızıldanmanın anlamı da yoktur, değeri de.

Meselâ TBMM’de fiyakalı bir dekor önünde basın açıklaması yapıp, parlak cümleler, incelikli laf dokundurmalarla AKP – MHP iktidarını eleştirmenin, onları hukuka aykırı işler yapmakla suçlamanın anlamı artık biz yurttaşlarla alay etmektir.

Yurttaşlık derebeylerine, krallara, sultanlara, padişahlara karşı ayağa kalkan kitlelerin gücüyle kazanıldı. Öyle tepelerden gelen bir buyrukla bağışlanmadı.

Yurttaş olmak, yurttaşlığı, yurttaşın kazanımlarını, çağdaş hukuku, o hukuka bağlı yasaları, herkesin yasalar önündeki eşitliğini savunmak demektir.