Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Karakoç, "Bilimsellikten uzak, şeffaf olmayan, toplumun gerçek sorunlarını gözetmeyen bir süreç yürütüldü ve aynı süreç devam ediyor" dedi.

Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç, Artı TV'de yayımlanan Aris Nalcı ile Haber Aktüel programına konuk oldu. Programda, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla koronavirüs salgınının durumu ve sağlık emekçilerinin süreci nasıl geçirdiği değerlendirildi.

'SÜRECİN BAŞINDAN İTİBAREN SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN FİKRİ ALINMADI'

Karakoç, pandemi sürecinin başından itibaren bilimsellikten uzak ve anti demokratik yürütüldüğünün altını çizdi. Sağlık örgütlerinin sürecin dışına itildiğini ifade eden Karakoç şöyle konuştu: 

"2020 Mart ayında başlayan pandemi süreci ülkemizde nasıl yönetildi? Öncelikle şunu vurgulamak istiyorum; bilimsellik ve akıldan yoksun, anti demokratik uygulamaların ön plana çıktığı, toplumun sağlık hakkı değil politik kaygılarla, bu ülkede yaşayan büyük çoğunluğun ekonomik sıkıntılarını görmezden gelip büyük sermayenin çıkarlarını önceleyen ve adil olmayan bir sağlık süreci yönetildi.

Bunun sonucunda 29 bin 500 yurttaşımız hayatını kaybetti ve aktif çalışan 273 sağlık çalışanı toplamda da 285 sağlık emekçisi hayatını kaybetti. Bu rakama özellikle sağlık emekçileri açısından baktığımızda dünyada en yüksek ölüm yaşayan ülkelerden biriyiz. Neden bunu yaşadık? Sürecin başından itibaren sağlık meslek örgütleri ve sağlık emekçilerinin hiç fikri alınmadı süreç tekelden yönetildi.

Sürecin başında mart, nisan, mayıs aylarında kişisel koruyucu ekipmanlarımızda ciddi sorunlar yaşadık. Birinci dalganın ikinci piki dediğimiz sonbaharda ise çok fazla virüs yüküne maruz kaldık. Dünyada sağlık emekçilerinin hayatını kaybettiği en yüksek ülkelerden biri olduğumuz halde bie sunulan turkuaz tabloda rakamlarınz doğru olduğunu düşünmüyoruz.

2 milyon 900 bin kişi enfekte oldu ama bize gösterilen rakam 29 bin 500 civarında yurttaşın hayatını kaybettiğiydi. Ama yerel yönetimlerin açıkladığı rakamlar pandemiden daha fazla insanın hayatını kaybettiğiydi. Bilimsellikten uzak, şeffaf olmayan, toplumun gerçek sorunlarını gözetmeyen bir süreç yürütüldü ve aynı süreç devam ediyor. Sağlık örgütleri bu süreçte yer alamadı, ilgili uzmanlık dalları yer alamadı, yerel yönetimler yer alamadı dolayısıyla tek elden yürütüldü ve anti demokratikti."

'DEMOKRATİK OLMAYAN, ADALETLİ OLMAYAN BİR SÜREÇ YÜRÜTÜLDÜ'

Sağlık alanının dışında da anti demokratik uygulamaların olduğunun altını çizen Karakoç sağlık örgütlerinin kötü uygulamalarla karşılaştığını ve ifade özgürlüğü haklarının ellerinden alındığını ifade etti.

Karakoç, "Sadece sağlık alanında da değil toplumun her kesiminde anti demokratik uygulamalar yürütüldü. Biz sağlık emek örgütleri olarak haklarımıza sahip çıkarken, inanılmaz derecede kötü uygulamalarla karşılaştık. Ankara özelinde farklı bir hukuk uygulanıyor. İfade özgürlüğüne kesinlikle izin verilmiyor. En son taleplerimizi Sağlık Bakanlığı'na iletmeye çalışırken bunu yaşadık, daha sonra Şehir Hastanesi önünde basın açıklaması yapmaya çalışırken gözaltına alındık. Sağlık emekçileri mesleki yükümlülükleri gereği özveriyle çalışıyor ve ön cephede mücadele ediyor. Ama öyle bir uygulamaya gidildi ki emeklilik hakkımız, istifa hakkımız yasaklandı. OECD ülkeleri ortalamasına göre daha düşük rakamlarla çalışıyoruz, atama bekleyen yüzlerce sağlık emekçisi var. Sadece sağlık alanında da değil, hafta sonu sokağa çıkma yasağı anti demokratik bir şekilde uygulanırken işçiler için özel yasalar ve kararlar çıkarılarak işçileri zorla çalıştırdılar. Demokratik olmayan, adaletli olmayan bir süreç yürütüldü" dedi.