Ankara Garı katliamı ile ilgili firari sanıklar yönünden devam eden dava duruşmasında, ana davanın karara bağlanmasından 1 buçuk yıl sonra mahkeme kalemine bırakılan 9 klasör gündem oldu. Klasörlerde Nizip Savcılığı’nın katliamdan 8 gün önce dava sanıklarından Yakup Şahin’in araştırılması için Antep İstihbaratı ve TEM’ine yazı gönderdiği ortaya çıktı.

10 Ekim Ankara Gar Katliamı ile ilgili 16 firari sanığın yargılandığı davanın Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edilen üçüncü duruşmasında, avukatlar sanık Erman Ekici’ye sorular yöneltmeyi sürdürdü.

Mezopotamya Ajansı'nda yer alan ahbere göre, müşteki avukatlarından Kemal Gündüz’ün yönelttiği “Kamil Rüştü Yumuşak ile tanışıyor musun? Kamil Rüştü Yumuşak’ın yargılandığı davayla ilişkin nedir? Yusuf Cabael’i tanıyor musun? Şengül Büyükçelebi seni tanıdığını ve Suriye’deki evine geldiğini söylüyor ne diyorsun?” sorulara sanık Ekici yanıt vermedi.

Müşteki avukatlardan Senem Doğanoğlu’nun ise “Muasker ne demektir?” diye sorduğu Ekici, “Muasker IŞİD’lilerin kullandığı özel bir isimdir” yanıtı vermekle yetindi.

SAVCININ SORULARINI YANITLADI

Avukatların sorduğu soruların çoğunluğuna yanıt vermeyen Ekici’ye iddia makamı sorular yöneltti.

İddia makamının “Örgütün 10 Ekim’deki eylemi gerçekleştirmekteki amacı nedir?” diye sorduğu Ekici, “Ben örgüte ait bir insan değilim, bilmiyorum” yanıtını verdi.

Yine iddia makamının yönelttiği “10 Ekim’de örgüt içindeki işbirliğinden haberin var mı?” sorusuna ise, Ekici şu yanıtı verdi: “Yunus Durmaz ile en son 2013 yılında görüştüm. Hücre evlerinin görüntüleri çıktı. Bir tane beni gösteren görüntü çıkmadı. Göz önüne alınmadı. Durmaz’ın dijital materyallerinde tek bir yerde ben yokum. Suriye’deki kamplarından da görüntü çıktı yani hiç mi takılmadım. Ben çok mu profesyonel bir teröristim ki takılmadım.” 

Savcılığın “10 Ekim eylemi gerçekleştirmeden önce güvenlik tedbirlerinden örgütün haberi var mıydı?” sorusunu da sanık Ekici “bilgim yoktur” diye cevapladı.
 
FİRARİ SANIKLAR HAKKINDA BİR GELİŞME YOK

Ekici’nin çapraz sorgusunun ardından mahkeme başkanı tarafından dosyaya eklenen belgeler okundu. DAİŞ’li Deniz Büyükçelebi’nin eşi Şengül Büyükçelebi’nin duruşmaya katılması yönünde Nizip Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan müzekkereye verilen yanıtta şahsın şehir dışında olmasından ötürü hazır edilemediği belirtildi.
 
Mahkeme başkanı, kırmızı bülten ile aranan firari sanıklar hakkında Adalet Bakanlığı’na yazılan müzekkerelere ise yanıt verilmediği bilgisini paylaştı.
 
ŞAHISLARINDAN BİRİ TEŞHİS EDİLDİ

Dava dosyasında yer alan X,Y,Z kodlu şahıslar hakkında Emniyet Genel Müdürlüğü istihbarat ve terörle mücadele daire başkanlıklarınca gönderilen araştırma tutanaklarında “X17” olarak kodlanan kişinin Burak Ormanoğlu olabileceği belirtildi.

9 KLASÖR 1,5 YIL SONRA ORTAYA ÇIKTI

Dosyaya eklenen belgelere ilişkin beyanda bulunan Avukat Kemal Gündüz, Gar katliamına ilişkin mahkeme kalemine bırakılan 9 klasörlük dosya üzerinde durdu.

9 klasörün davada çılan karardan 1,5 yıl sonra ortaya çıktığını söyleyen Gündüz, “Dosyada kısıtlılık kararı olduğundan bu 9 klasörden haberimiz yoktu. Türkiye’nin en büyük davası karara bağlandıktan bir buçuk yıl sonra bu 9 klasör ortaya çıktı. Dosyaların birer suretini aldık, inceledik ancak çok vahim şeyler ortaya çıktı. Suç işlendiğinin tespitidir. Bu saatten sonra bununla ilgili bir şey yapılmalıdır” dedi.
 
SAVCILIK 2 EKİM’DE YAKUP ŞAHİN’İN ARAŞTIRILMASINI İSTEMİŞ!
 
Bu klasörlerden birinde dava sanıklarından Yakup Şahin hakkında Nizip Cumhuriyet Savcılığı’nın bir soruşturma yaptığı bilgisinin yer aldığını paylaşan Gündüz, şu bilgileri verdi: “Katliamdan 10 gün önce Nizip’teki Özdemir Tarım Gübre Fabrikası sahibi ihbar yapmış, ‘İki tip benden gübre almaya geldi ama şüphelendim, vermedim demiş. Bindikleri arabanın ‘27 Z’ plakalı olduğunu söylemiş. 1 Ekim 2015 tarihinde satıcının ifadesi alınmış, güvenlik kayıtları alınmış, araba tespit edilmiş. 27 plakalı aracın Yakup Şahin’in ablası Hülya Demir adına kayıtlı olduğu tespiti yapılmış ve Nizip Cumhuriyet Savcılığı civardaki tüm gübre satan yerlerin listesini de çıkarmış. Nizip Savcılığı, Yakup Şahin’in plakasını, fotoğrafını almış. Örgüt bağlantıları araştırılsın diye Antep Terörle Mücadele Şubesi’ne ve İstihbarat Daire Başkanlığı’na 2 Ekim 2015 tarihinde yazı yazmış. Ancak bir şey yapılmadığı için Yakup Şahin bu sefer Birecik’ten gidip, gübre alıyor ve Antep’e getiriliyor.
 
Katliam olduktan sonra 15 Ekim’de Yakup Şahin ifade vereceğini söylemiş. Nizip’e gidilmiş, 13.45’te uçak kalmış 3.10’u gece depo bulunmuş. Nizip Emniyet’i eliyle koymuş gibi bulmuş. 16 Ekim’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Nizip Savcılığı aracılığıyla el koymuşlar. Yakup Şahin’i tespit etiklerini bildirmişler.”

‘KATLİAM ÖNLENEBİLİRDİ’

Ortaya çıkan yeni bilgilerin gösterdiği gibi kamu görevlilerin sorumluluğunun dava başladığından bu yana görmezden gelindiğini söyleyen Av. Gündüz, “Kamusal sorumluların hiçbiri buraya sunulmadı, gizlendi, saklandı. Nizip Savcılığı, Antep Emniyeti, TEM, İstihbarat Daire Başkanı’na yazı gönderilmiş. Antep Emniyeti görevini yapsaydı, İstihbarat görevini yapsaydı bu katliam önlenebilirdi. Kamusal ihmal çok açık” dedi. 

Antep’teki kamu kurumlarının görevlerini kötüye kullandığını söyleyen Av. Gündüz, ortasya çıkan 9 klasörün Ankara Gar katliamı soruşturmasını yürüten 3 savcıdan hangisinin dolabından çıktığının tespit edilmesi ve hakkında işlem yapılmasını talep etti.

Av. Gündüz, mahkemeden yine Nizip Savcılığı’nın 2 Ekim 2015 tarihli yazısı ile Antep Emniyeti, Antep İstihbarat Daire Başkanlığı ve Antep TEM’de hangi işlemlerin yapıldığının tespit edilmesini için söz konusu kurumlara yazı yazılmasını talep etti.

Talepleri alan mahkeme heyeti, duruşmaya öğle arası verdi.