20 yıllık aşçı İsmail Erdoğan, cezaevinde açlık grevine devam eden akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça'ya destek olmak için açlık grevine başladı.

Sekiz gündür eylemde olan Erdoğan, "Hayatım boyunca Nuriye ve Semih ile yan yana gelmedim. Aynı masaya oturmadım, gözlerine bakmadım. Ama iki insan açken, yemeyi canım istemiyor. Ben de en azından açlıklarına ortak olurum diye düşündüm" dedi.

Açlık grevinin ne zaman sonlandıracağına ilişkin soruya cevap veren İsmail Erdoğan, "Kendim için talebim yok. Talebim Nuriye ve Semih’in talebidir. Açlık grevimin ne kadar süreceğine ise yine onlar karar verecek" dedi.

İsmail Erdoğan'ın Cumhuriyet gazetesinden Seyhan Avşar'a verdiği söyleşinin bir bölümü şöyle:

- Açlık grevine başlamaya nasıl karar verdiniz?

Açlık grevi denen şey devletin değil, toplumların yüreğine seslenir. Yeryüzündeki hiç bir devletin vicdanı yoktur. Egemenler eliyle gerçekleştirilen tüm kötülükler devletle meşrulaştırılır. Hal böyle olunca bu iki insanın açlıkla toplumun vicdanına yönelik seslenişi, karşılık bulmayınca kendimi kötü hissettim. Onlar için bir şey yapamıyorsam en azından açlıklarına ortak olurum diye düşündüm.

- Şu an neler hissediyorsunuz?

Nuriye ve Semih’i zorla beslemeye kalkacaklarını düşünüyorum. Tabii ki durum beni endişelendiriyor. Zorla besleme insan vücudunda geri dönüşü olmayan hasarlar bırakıyor. İnsan yaşamını savunuyorsanız, zorla beslemeyle olmaz. İnsanları yaşatmak istiyorsanız, onların haklı taleplerini değerlendirmelisiniz. Açlık greviyle beraber vücutta oluşabilecek tahribatları çok iyi biliyorum. Nuriye ve Semih’te eminim ki bunu bilerek açlık grevine başladılar. Süleyman Soylu, ‘kandırılan insanlar’ diye tarif etti. İnsanların aklını bu kadar küçük gören, aşağılayan bir yaklaşım olamaz. Ne Semih, ne Nuriye, ne de ben kandırılmadık.

- Bir aşçının açlık grevi yapması ironik değil mi?

Üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışan bir hocanın, kara tahta başında öğrencilerine yarını anlatan bir öğretmenin açlık grevi yapması bana tuhaf geliyor. Hayatını üniversitede akademisyen olmaya adamış bir insanın bir sabah uyandığında cemaatçi damgası yemesi, 200 gün geçtikten sonra başka bir grupla ilişkilendirilmesi ilginç geliyor. Bir aşçının açlık grevi yapması ilginç gelmiyor o nedenle...

- Eyleminizi ne zaman sonlandıracaksınız?

Kendim için talebim yok. Talebim Nuriye ve Semih’in talebidir. Açlık grevimin ne kadar süreceğine ise yine onlar karar verecek. Hayatının büyük bir kısmını din sömürüsü yapan cemaatlerle mücadeleye adamış insanları, FETÖ ile ilişkilendirmek onlara yapılan en büyük hakaretti.Cemaatle ilgisi olmayan insanlar işten attılar. Onlar ne zaman bırakmaya karar verirlerse o zaman bende bırakacağım.