Deutsche Welle Türkçe, Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasında başlayan ‘sığınmacı değişimi’ndeki süreç hakkında merak edilenleri mercek altına aldı.

5 soruda ‘sığınmacı değişimi’nin süreci şöyle:

1. Türkiye'den AB'ye gönderilecek sığınmacılar nasıl seçiliyor?

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, AB'ye gönderilmesi muhtemel adayları BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne bildiriyor. Kuruluş, adayları inceleyerek, adaylar hakkında AB ülkelerine gönderilmek üzere dosyalar hazırlıyor. Her ülke, hangi sığınmacının kabul edileceği konusunda kendisi karar veriyor. Alman yetkili birimleri, söz konusu dosyalar arasından uygun adayları seçiyor. Almanya bu konuda çeşitli kriterleri göz önünde bulundurarak karar veriyor; örneğin ailelerin bir arada kalmasına özen gösteriliyor veya Almanya ile herhangi bir bağı olanlara öncelik tanınıyor. Öte yandan Almanya İçişleri Bakanlığı Sözcüsü'nün açıklamasına göre, adayların 'korunma gereksinimi' ve 'uyum kabiliyeti' de dikkat edilen hususlar arasında. Uyum kabiliyeti kriterinde, adayın eğitim seviyesi, yabancı dil bilip bilmediği, iş tecrübesi gibi unsurlar göz önünde bulunduruluyor. Kimlik kontrolleri ve güvenlik incelemesinin ardından seçilen sığınmacılara Almanya'ya giriş vizesi veriliyor.

2. Yunanistan'dan Türkiye'ye gönderilen sığınmacılarla kabul edilen sığınmacılar arasındaki bağlantı nedir?

Temelde Yunanistan'dan Türkiye'ye gönderilen her Suriyeli sığınmacı karşılığında bir Suriyeli sığınmacının Türkiye'den AB'ye gönderilmesi öngörülüyor. Sayıların uzun vadede birbiriyle örtüşmesi gerekiyor. Ancak Almanya İçişleri Bakanlığı, kısa vadede iade edilenler ile kabul edilenlerin sayısı arasında farklar oluşabileceğine dikkat çekiyor.

3. Hangi sayılar dikkate alınıyor?

Öncelikle AB ile Türkiye arasında uzlaşmaya varılan ilk kontenjanların doldurulması amaçlanıyor. En başta, 22 bin 500 kişilik bir kontenjan öngörülmüştü. Ancak bunun 18 bin 500'ü henüz doldurulmadı. Buradan Almanya'nın payına 1600 sığınmacı düşüyor. Bunun ötesinde AB ülkeleri, sığınmacı kontenjanının tüm ülkeler arasında dağıtılmasını da taahhüt etti. Bu aşamada ise Türkiye'den kabul edilecelek Suriyeliler için ayrılan kontenjanın devreye girmesi bekleniyor. Zira AB, Türkiye ile varılan anlaşma çerçevesinde 72 bin sığınmacının kabul edileceğini taahhüt etti. Yani 54 bin Suriyelinin daha AB'ye kabul edilmesi gerekiyor. Buradan Almanya'nın payına düşen 13 bin 500 kişi. Bu kontenjanların dolmasının ardından yeniden müzakere edilmesi planlanıyor.

4. Almanya bu anlaşma çerçevesinde şimdiye kadar Türkiye'den sığınmacı kabul eden tek ülke mi?

Şu ana kadar 32 kişinin Türkiye'den Hannover Havaalanı'na geldiği bildirildi. Finlandiya da 11 sığınmacı kabul etti. Alman İçişleri Bakanlığı Sözcüsü'nün verdiği bilgilere göre, Hollanda ve Fransa'da da bu hafta başında ilk sığınmacıların ülkeye gönderilmesi bekleniyor.

5. Türkiye ile varılan anlaşma uluslararası hukukuna uygun mu?

Federal Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, pazartesi günü yaptığı açıklamada sığınmacıların Yunanistan'dan Türkiye'ye iadesinin 'Avrupa ve uluslarası hukuk normları ile tamamiyle bütünlük içinde' cereyan ettiğini söyledi. Ancak anlaşmaya yönelik oldukça sert eleştiriler mevcut. Örneğin mülteci örgütü ProAsyl, Türkiye'nin 'sığınmacıların iade edilebileceği güvenli bir ülke olarak kabul edilmesi' konusunda ciddi tereddütlerini olduğunu açıkladı. Örgüte göre, Türkiye'ye iadeler, o nedenle mülteci haklarını güvence altına alan Cenevre Sözleşmesi'ni ihlal ediyor. Federal hükümetin Eski İnsan Hakları Sorumlusu Markus Löning de benzer bir görüşü savunuyor. Löning ayrıca, "Olanlar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne de aykırı" dedi. Alman hükümetinin halihazırdaki İnsan Hakları Sorumlusu Bärbel Kofler de anlaşmaya ilişkin endişelerini dile getirmişti.

(Kaynak: Deutsche Welle Türkçe)