12 Eylül Davası'nda, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılanmasına devam edildi.

 

Ara kararını açıklayan mahkeme, Erdal Eren'in ailesinin müdahillik talebini kabul etti. Bir sonraki duruşma 29 Haziran'da.

 

Türkiye'nin çeşitli illerinden davayı takip etmek için gelen darbe mağdurları, yakınları ve çeşitli sivil toplum kuruluşları Ankara Adliyesi önünde toplandı. 12 Eylül davasıyla ilgili çeşitli dövizler taşıyan grup üyeleri, 'Paşalar da maşalar da yargılanacak', '12 Eylül'ü aklama yargıla' sloganları attı. Devrimci 78'liler Federasyonu'nun ise üzerinde '12 Eylül mahkemesine sunulmak üzere ‘işte belge' yazan darağacı ile adliyeye gelmesi dikkat çekti.

 

Adliye önünde bulunan havuzun etrafının darbe döneminde hayatını kaybedenlerin fotoğraflarıyla çevrildiği görüldü.

 

12 Eylül askeri darbesine ilişkin dönemin Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya hakkında açılan davanın dördüncü duruşması bugün görüldü.

 

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi duruşmanın ardından ara kararlarını açıkladı.

 

Mahkeme, sanıkların eş ve çocuklarının mal varlıklarının araştırılması için ilgili kurumlara yazı yazılmasına karar verirken, mal varlıklarına tedbir konulması talebini ise kabul etmedi. Ayrıca Tahsin Şahinkaya ile ilgili dönemin milletvekili Cüneyt Canver'in 1986 yılında Meclis'e verdiği yolsuzluk önergesinin TBMM Başkanlığı'ndan istenmesi kararlaştırıldı.

 

Mahkeme, sanıklar Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın sağlık durumlarıyla ilgili İstanbul Adli Tıp Kurumu'na yazılan müzekkerenin cevabının beklenmesine karar verdi.

 

Mahkeme ayrıca davayla ilgili müdahillik başvurularını da karara bağladı.

 

Kurumlarla ilgili başvuruda TÖBDER, ÇHD, Ülkü Ocakları Vakfı ile Diyarbakır, Mersin ve Muğla barolarının müdahilliklerini kabul etti. Kişisel başvurulardan ise 1042'liklerden Baskın Oran, Mehmet Özer, Halil Demirer, Muazzez Özer, Arif Işık, Kenan Yayla, Kenan Dilberoğlu'nun müdahillikleri kabul edildi. Mahkeme, ayrıca Alparslan Türkeş'in oğlu Ahmet Türkeş'in de müdahilliğini kabul etti.

 

Meclis kararı olmadan idam edilen Erdal Eren, Serdar Soyergin, Ramazan Yukarıgöz, Veysel Güney, Ömer Yazgan, Cengiz Baştemur, Halil Esendağ ve Mustafa Özerk ile işkencede öldürülen Ali Sarıbal, Zeynel Abidin Ceylan, Satılmış Şahin, Hasan Asker Özmen'in aileleri ile gözaltında işkence gören Abdül Gülbudak ve Erdem Şenocak'ın müdahillikleri de kabul edildi.

 

Devrimci İşçi Köylü ve Gençlik Derneği, Barış ve Demokrasi Partisi, İnsan Hakları Derneği, Büyük Birlik Partisi, 68'liler Dayanışma Derneği, Avrasya Hukuk ve Demokrasi Derneği, Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği, Milliyetçi Türkiye Partisi, Yeşiltepe Eğitim Derneği, 78'liler Dernekleri Federasyonu, Eşitlik ve Demokrasi Partisi, Devrimci 78'liler Federasyonu, 78'liler Dayanışma ve Araştırma Dernekleri Federasyonu, Hak ve Özgürlükler Partisi, Emek Partisi, Yeşiller Partisi, Memur Dernekleri Federasyonu, Tüm Memurlar Birleşme ve Dayanışma Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası, Ankara Genç İşadamları Derneği ve Devrimci Demokratik Kültür Derneği'nin kuruluş tarihleri ve amaçları değerlendirilerek, müdahillik talepleri reddedildi.

 

Bir sonraki duruşma 29 Haziran tarihinde görülecek.

 

DURUŞMADA ÖNE ÇIKANLAR

MİT HÜKÜMETİ UYARMADI

Duruşmada, 27 Aralık 1979'da dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'e verilen, ''Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Görüşü'' başlıklı ''Uyarı mektubu'' ile 1 Mayıs 1977 olaylarıyla ilgili MİT raporu da mahkemeye ulaştı.

 

Mahkemenin, MİT Başkanlığı'nın darbe yapılacağına yönelik Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve TBMM başkanlığına bilgi verip vermediğine yönelik müzekkeresine gelen cevapta, ''Arşivlerde böyle bir belgeye rastlanamadığı'' belirtildi.

 

'OĞLUMUN CENAZESİNİ İSTİYORUM'

Duruşmaya davanın sembol ismi haline gelen, 13 Eylül 1980'de gözaltına alındıktan sonra kaybolan Cemil Kırbayır'ın annesi, 104 yaşındaki Berfo Kırbayır da katıldı.

 

Berfo Kırbayır da oğlunun cenazesinin nerede olduğunu bilmediğini belirterek, ''Ben Kenan Evren'in peşindeyim, anayım. Oğlumun cenazesini istiyorum. Ölene kadar peşindeyim, ben anayım öyle bırakmam'' diye konuştu.

 

Kırbayır, zor şartlarda mahkemeye geldiğini vurgulayarak, sanıkların da mahkemeye getirilmesini istedi.

 

Müdahil İsmail Uyar, 12 Eylül döneminde işkence gördüğünü belirterek, bir fırsatını bulup cezaevinden kaçtığını söyledi. Uyar, "Bana ulaşamayınca babamı karakola çağırdılar. Eğer bulunmazsam hane kadınlarına tecavüz edeceklerini söylemişler. Babam buna dayanamadı, minareden kendini atarak intihar etti" dedi.

 

Müdahil Sabriye Tuncay, işkence görmediğini ama kardeşinin işkence gördüğünü belirterek, "Sistem kendisine hizmet edecek kişileri buluyor ve çıkarıyor. Ben sistemin yargılanmasını istiyorum. O sistem işkence yaptı, kardeşimi ve babamı geri istiyorum. Kardeşim Özgüç Tuncay, Fatsa olayları sonrasında ortadan kayboldu. Biz kendisinin cesedini yaptığımız araştırmalarla belediye mezarlığında bulduk. 4 kız kardeş mezarını açtırdık. 12 Eylül zihniyetinin ve bu zihniyeti yaratan sistemin yargılanmasını istiyorum" dedi.

 

Müdahil Aysel Yukarıgöz, idam edilen Ramazan Yukarıgöz'ün annesi olduğunu belirterek, "Kenan Evren eğer yaptığı işlerin doğru olduğuna inanıyorsa davasına sahip çıksın. Gelsin burada kendisini savunsun" diye konuştu.

 

Müdahil Abdurrahman Demir ise, "Devlet babayı öldürür yetime sahip çıkar. Maalesef sahip çıkmadığı için basına verdim" dedi. Davaya müdahil olmak istediğini anlatan Demir, 12 Eylül darbesinde işkencede ayak parmaklarını kaybettiği ayağını duruşmada göstermek istedi.

 

'BAYRAK HAREKAT'I MAHKEMEDE

Genelkurmay Başkanlığı kendisinden istenen darbe öncesindeki sıkı yönetim koordinasyon toplantılarının kayıtlarını 4 cilt halinde mahkemeye gönderdi. Bayrak Harekat Planı'nın güncellenmesiyle ilgili belgeler de mahkemeye ulaştı.

 

'FATSA'DA 12 EYLÜL'ÜN PROVASI YAPILDI'

Milli Savunma Bakanlığı da Fatsa olaylarıyla ilgili mahkemeye dosya gönderdi. Dönemin Fatsa Belediye Başkanı Fikri Sönmez'in oğlu Naci Sönmez, Fatsa olayları sırasında 12 Eylül darbesinin provasının yapıldığını belirtti.

 

Babası Fikri Sönmez'in tutuklanarak 5 yıl işkenceye maruz bırakıldığını anlatan Sönmez, ''Babamın cesedine otopsi yaptırılmadı. Salası dahi yarıda kesildi. Devlet cenazeyi kuşattı ve biz öyle gömdük. Müdahilliğimin kabul edilmesini istiyorum'' dedi.

 

"RÜYALARIMIN RENKLİ RÜYALARA DÖNÜŞECEĞİNE İNANIYORUM"

İsa Tekin de,

"Ben 30 yıl sonra mahkemenizde konuştuktan sonra artık kabus değil, siyah beyaz görmeye başladım. Diyarbakır zindanlarında işkence gördüm ayrıca Diyarbakır zindanlarında gerçekleştirilenleri anlatan kitapları da bir araya topladım. Bunları da mahkemenize ayrıca sunuyorum. Sanıklar hakkında bu davanın açılmasıyla rüyalarım siyah beyaza dönüştü. Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın ifadelerinin alınmasıyla rüyalarımın renkli rüyalara dönüşeceğini düşünüyorum. Mahkemeye yargılandığım davanın iddianamesini delil olarak sundum" diye konuştu.

 

"500 KÜSUR ASKERLE KÖYÜMDEN ALINDIM"

Yasin Keskin de, "Sadece Kenan Evren ve Şahinkaya'nın değil, o dönemde görev yapan tüm bu işkencelere katılan bürokratından en küçük memuruna kadar hepsinin bu davada yargılanmasını talep ediyorum. Köyden alındığımda öğretmendim, 500 küsur askerle köyümden alındım. Nasıl böyle 500'den fazla askerle köy kuşatılarak alınıyorum. Öğretmenler üzerindeki baskının düşünülmesini talep ediyorum" dedi.

 

Beyanların alınmasının ardından, Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin görüşünü açıkladı.

 

Savcı Çetin, 12 Eylül askeri darbesi öncesi olayları daha net ortaya koymak adına, bazı avukatlarca talep edildiği şekilde, dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş ile 1 Mayıs 1977 olaylarına ilişkin davanın savcısı Çetin Yetkin'in tanık olarak dinlenmesini istedi.

 

Abdi İpekçi'nin öldürülmesiyle ilgili Askeri Savcı Ahmet Koç'un, MHP'li Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak'ın öldürülmesiyle ilgili dönemin Ankara Sıkıyönetim Komutanı Nihat Özer'in, Çorum olaylarıyla ilgili Yıldırım Çabuk'un da tanık olarak mahkemeye çağrılmasını talep eden Savcı Çetin, MHP avukatının talebi doğrultusunda, parti genel merkezine yönelik 30 Haziran 1979'daki saldırıyla ilgili soruşturma dosyasının araştırılmasını ve dosyaya celbini istedi.

 

Çetin, sundukları belge ve dilekçelerin içeriğine göre zarara uğradığı tespit edilen kişi ve kurumların müdahilliklerine karar verilmesi ve sanıkların mahkemeye getirilmesiyle ilgili alınacak rapora esas olmak üzere, Adli Tıp Kurumu'na yazılan müzekkere cevabının beklenilmesi talebinde de bulundu.

 

Sanıkların avukatlarından Bülent Acar ise müdahale taleplerine ilişkin, daha önce yaptıkları savunmaları tekrarladıklarını söyledi. Acar, müvekkilleriyle ilgili Adli Tıp Kurumu raporunun tamamlanmasını istedi.

 

Ara kararların açıklanmasından sonra duruşma 29 Haziran'a ertelendi.