Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Macaristan ziyaretinin ikinci gününde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Geziye katılan Cumhuriyet gazetesi yazarı Can Dündar, Cumhurbaşkanı Gül’ün gazetecilerin sorularına verdiği yanıtları haberleştirdi.

İşte Can Dündar'ın Macaristan ziyaretindeki izlenimlerini kaleme aldığı o yazı:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Macaristan gezisinin ikinci gününde gazetecilerin sorularını yanıtlarken günlerdir kamuoyunu meşgul eden “Alo Fatih” hattına dair bir soruyu cevaplandırdı ve açıkça Başbakan’ın müdahalesine karşı tavır aldı. “Basın özgürlüğü bir ülkenin gururudur” diyen Gül, “Yayıncılık bir kamu görevidir, yeri geldiğinde doğru gördüğünde ısrar edecektir, doğru görmediğine isyan edecektir” dedi ve ekledi:

“Tabii başka bir alışveriş ilişkisi içinde değilse...”



Gül, soruları şöyle yanıtladı:

'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ BİR ÜLKENİN GURURUDUR'

Basın özgürlüğünde Türkiye hızla geriye düştü. Gelinen nokta, sizi rahatsız ediyor mu?

Basın özgürlüğü, gelişmiş demokrasilerde ülkelerin onurudur ve daima güç verir. Açıklıkla söyleyeyim: İstismar, yanlışlar söz konusu olursa, bunlar serbestlik anlamına gelemez. Basın hayatında yanlış yapılırsa bu ayrı, ama evrensel anlamda basın özgürlüğü, bir ülkenin gurur duyacağı bir şeydir.

'MEDYAYA MÜDAHALE OLMAMASI LAZIM'


Bir anlamda şikâyetler çoğalıyor. Çok hızlı telafi etmemiz lazım. Algı ile gerçek arasında daima fark var. Algı çok daha tehlikeli oluyor. Gerçeğe giderseniz de algı devam ediyor bir süre. Bunlara yol açan şeyler varsa düzeltmemiz ve fırsat vermememiz lazım. Kesinlikle...

Başbakan’ın medya organlarıyla diyaloğuna dair bazı kayıtlar ortaya çıktı. Hükümetin medyaya baskısı olduğuna dair bir eleştiri var. Sizce böyle bir ortam var mı? Varsa nasıl düzelecek?

Herkes kendi işine sahip çıkacak, doğru olduğuna inanıyorsa, arkasında duracak. Kim ne derse desin, kimse kolayına da kaçmayacak. Yaşanan şeyler olabilir. Bir yayın kuruluşu doğru bildiğini yapmalıdır. Niye çekinecek ki?

Yaptırım endişesinden olabilir mi?

Niye cezalandırma olsun ki? Bir alışveriş ilişkisi varsa o zaten yanlıştır.

'BASIN YERİ GELDİĞİNDE MÜDAHALE EDECEKTİR'

Müdahale edene hiç mi uyarınız olmayacak?

Söylüyorum, bunların, bu tür müdahalelerin olmaması lazım. Olamaz böyle bir şey.

Ancak siyasetin doğasında şu var ki, herkes benimle ilgili iyi yazsın ister. Ama aynı zamanda yayıncılık bir kamu görevidir açıkçası... Siz milyonlarca insana hitap ediyorsunuz. Orada da bir sorumluluk vardır. Yeri geldiğinde kendi otokontrolünü yapacaktır, yeri geldiğinde kendisi çeşitli ahlaki kurallara uyacaktır. Yeri geldiğinde doğru gördüğü şeyde ısrar edecektir. Doğru gördüğüne karşı bir şey görüyorsa da orada isyan edecektir. Başka bir alışveriş ilişkisi içinde değilse açıkçası…

'HSYK YASASINDA EN AZ 10 SORUN VAR'

HYSK ile ilgili de bu yasa Meclis'e geldiğinde ilk taslağı aldım. 15'e yakın mahsurlu nokta var. İyi-kötü olması ayrı konu. Size göre iyi, ötekine göre kötü yasa olabilir. Ama benim anayasa problemi olarak gördüğüm 10'dan fazla nokta vardı. Bunları Adalet Bakanı ile paylaştım, düzenletilmesini önerdim."

Haberin tamamını buradan okuyabilirsiniz.