Birikim Dergisi’nin Nisan-Mayıs 2011 tarihli Gençlik Hareketi dosyası hakkında bir eleştiri yazısı Deniz Derya imzasıyla Sendika.Org sitesinde yayımlandı. Oldukça hacimli olan metin, 1985 yılında üniversiteye başlayan yazarın devrimci öğrenci hareketine dair değerlendirmelerini içeriyor.

Deniz Derya’nın adeta öfkesini kustuğu ve gençlere öğütler verdiği yazıya yönelik çok sayıda eleştiri kaleme alınacağa benziyor. Çünkü Kürt öğrencilerin görmezden gelindiği yazıda ÖDP’den TKP’ye, GÖC’den EMEP’e kadar hemen herkes hakaret ve ithamlardan nasbini almış. Bu yazıda sadece Genç-Sen ile ilgili kısımlara cevap vermeye çalışacağım.

Söz konusu yazı, dili ve yöntemi açısından Sendika.Org, Devrimci Gençlik veya Halkın Sesi gibi dergilere değil “İnci Sözlük” sitesine yakışan bir şaheserdir. Mesnetsiz iddialara ve zaman zaman savcılık iddianamesini andıran bölümlere yer vermektedir. Ortaya attığı hiçbir fikri ispat etmeye çalışmamaktadır. Ayrıca, yazıyı yaşı kemale ermiş birinin serzenişleri olarak mı okumalıyız yoksa bir siyasi çevrenin değerlendirmeleri olarak mı, anlamak zor.

Rekabet değil dayanışma
Niyetimiz dostluk... Yazıya elimizi uzatarak başlayalım. “Öğrenci Kolektifleri”, bugün çok sayıda üniversitede, soruşturmadan tutuklamaya kadar çeşitli baskılara rağmen, parasız eğitim ve özgürlükler için mücadele eden, bunun yanı sıra yoksul halkla dayanışma faaliyetleri ve çevre hareketi gibi alanlarda önemli adımlar atan cesur, kararlı ve devrimci aktivistlere sahip önemli bir öğrenci örgütüdür. Memleketin bu koşulları altında yapmamız gereken ilk iş eleştirmek değil Kolektifler’e ve diğer öğrenci örgütlerine destek olmaktır. (Bkz: ozgurbirak.org)

Genç-Sen, kuruluş sürecinden itibaren Öğrenci Kolektifleri’ni, Halkevleri’ni ve Toplumsal Hareket Sendikacılığı fikrini savunan sendikaları kendine birer müttefik, birer mücadele ortağı olarak saymıştır. Ancak Kolektifler, hazırlık günlerinden itibaren Genç-Sen’i engellenmesi gereken bir rakip olarak görmüş, karalama faaliyetleri yürütmüştür. Eleştiri yazıları yayımlamak, toplantıları sabote etmek veya ortak eylemlerde “onlar varsa biz yokuz” demek gibi yöntemleri kullanmıştır.

Genç-Sen hakkında hurafeler
Genç-Sen hakkında, kuruluşundan itibaren çok çeşitli iddialar ortaya atılmıştır. Bunların en popülerlerini sizin için derledik: “Öğrencinin sendikası mı olur?”, “İthal bir fikir, burası Türkiye!”, “AB’den para almışlar”, “Terörist bunlar!”, “Bunlar sosyalist, bunlar soysal demokrat”, “Amirim! Gaz sıktık, kaçmayanları aldık!”, “DİSK’in Gençlik Kolu”, “Oportünist, Revizyonist, Troçkist Kırması…” Bunların bazılarını valilik, savcılık, emniyet müdürlüğü söylerken bazılarını sosyalistlerin söylemesi üzücüdür.

Türkiye Solu, ‘söz dalaşı’ zengini bir ortam olmasına rağmen kimse birbirine karşı “Hocam, sizin bu Leninist Parti Modeli Çarlık dönemi Rusya’ya özgü, burada tutmaz! Zaten bayrağınızdaki orak çekici de araklamışsınız” gibi eleştirilerde bulunmamıştır. Ama nedense Genç-Sen’e “bu fikir Fransa’dan alındı, Türkiye’de tutmaz” demek oldukça yaygındır. Fakat aradan geçen 5 yıl, onlarca sendika şubesi ve binlerce üye aksini göstermektedir.

Yazının ilgili bölümünden Deniz Derya’nın okuma alışkanlığı olmadığı anlaşılıyor. Dile getirdiğin iddialar 5 yıl önce Genç-Sen henüz kendi hakkında hiçbir açıklama yapmamışken yayımlanmış bir yazının tekrarından ibaret. Genç-Sen’i eleştirirken sendikanın belgeleri yerine Aksiyon ve Samanyolu TV gibi kaynakları kullanmış olmalı. Akit gazetesine bakmadığı için Genç-Sen’in “Sarıkız” darbe girişiminin bir parçası olduğunu eklemeyi unutmuş.

Okumadığı için hatırlatalım; dünyanın her yerinde öğrenci sendikaları bulunmaktadır. Bunların alamet-i farikası öğrencileri çeşitli düzeylerde temsil etmeyi amaçlamasıdır. Aralarında sağcı ve piyasacı olanlar bulunduğu gibi solcu ve eşitlikçi olanlar da vardır. Örneğin Fransa’da sağın ve solun çeşitli yorumlarından 6 farklı öğrenci sendikası bulunmaktadır. Bunlardan UNEF hakkında bilgileri ve belgeleri kolektifler.net ve sendika.org sitesinde bulabilirsiniz. Genç-Sen’in kuruluşunda kendine örnek aldığı modeller ise Fransa, İngiltere, Şili ve Arjantin gibi ülkelerdeki devrimci öğrenci sendikalarıdır. Elbette Genç-Sen’li öğrenciler Türkiye’de yaşadıkları için ülkenin, şehirlerin ve kampusların özgünlüklerinin farkındalar.

Yazının en üzücü bölümlerinden biri Deniz Derya’nın ders verircesine “sendikaların ekonomik mücadele araçları” olduğunu ve işçiler tarafından “patronlara karşı ekonomik koşulları iyileştirmek” amacıyla kurulduğunu vb. söylemesidir. Daha üzücü olan bu satırları sendika.org sitesinde okumaktır. Sendikacılığın sadece ekonomik taleplere indirgenemeyeceği, işçi-işveren ilişkilerinin yeni anlamlar kazandığı gibi fikirler yaygınlaşmaktayken Deniz Derya, sendika şablonunun değişemeyeceğini vurguluyor ve Genç-Sen’i “siyaset yapmakla” suçluyor.

Genç-Sen’in amacı öğrencileri çeşitli düzeylerde (YÖK, Rektörlük, Milli Eğitim Bakanlığı, Kantin, Yemekhane vb. karşısında) temsil eden ve onlar adına “Toplu Sözleşme” imzalayan bir örgüt olmaktır. Genç-Sen, kendisini işçi sınıfı hareketinin bir parçası olarak görür. İşçilerle dayanışma faaliyetleri yürütür, öğrencilerle işçiler arasında bağlar kurmaya çalışır. “Eşit, parasız, bilimsel ve anadilde eğitim”, “diplomalı işsiz olmayacağız” ve “söz, yetki, karar öğrencilere” sloganları çerçevesinde öğrencilerin ve gençlerin güncel sorunlarıyla ilgili faaliyetler yürütür. Eğitim sisteminde ve günlük hayatta kadınlara yönelik ayrımcılıklara karşı mücadele eder.

DİSK metinlerinde geçen “gençlik sendikası”, “işsizler sendikası” ve “işkolu sendikalarının gençlik birimleri” gibi kavramlar Deniz Derya’nın kafasını karıştırmış olmalı. Genç-Sen bugün öğrencileri, genç işsizleri ve güvencesiz genç işçileri örgütlemektedir. Genç işçileri ilgili işkolu sendikalarını güçlendirmeye yönlendirir. İşsizler hareketi ve sendikası DİSK içinde tartışılmaya devam etmektedir. Deniz Derya, Genç-Sen’in DİSK’in sözünden ve kontrolünden çıkamayacağını ima ediyor. Genç-Sen seçilmiş karar ve yürütme organları bulunan, bölüm, kampus, üniversite, şehir ve ülke düzeyinde geniş katılımlı üye toplantıları yapan bağımsız bir örgüttür. Genç-Sen’in DİSK ve DİSK üyesi sendikalarla ilişkisi bugün bir dayanışma ilişkisidir.

DİSK’i etkinliklerine davet edenler, dayanışma talep edenler, konu Genç-Sen olunca DİSK yöneticileri arasında sosyal demokratlar olduğunu hatırlamakta ve DİSK’i işçilerin, özellikle güvencesiz işçilerin sorunlarına çare bulamamakla suçlamaktadırlar. Bazen hakarete varan bu durum Derya Deniz’in sevdiği lahana turşusu örneğini akla getirmektedir.

Deniz Derya’nın yazdığı halde okumadığı bir noktaya dikkat çekelim: Genç-Sen’in 4. Genel Kurulu’ndan bahsediyor. Demek ki bu sendika 4 tane Kongre yapmış… Şube kongreleri yapmış, seçimler düzenlemiş, Temsilciler Meclisi isimli bir yönetim organı var. Her yıl Üniversiteler Sosyal Forumu topluyor, Türkiye’nin her yerinde eylemler düzenliyor. Mitingler yapabiliyor. Merkez atamalar, seçilmemiş yöneticiler, ihtiyarlar tarafından belirlenmiş gündemlere aşinayız ama 1980 sonrasında yerel örgütler kuran, yerel yürütme organlarını seçimle belirleyen kaç tane devrimci öğrenci örgütü var?

5 yıldır ısıtılıp ısıtılıp tekrar servis edilen “AB Projesi” iddiası eksik kalsa olmazdı. Deniz Derya çok emin bir şekilde bu ‘bir AB Projesidir’ demiş sonra parantez açarak fonlardan faydalanıp faydalanmadıklarını bilmiyorum demiş. Çamur atayım izi kalsın demiş, yani. Malum Türkiye bir AB fonu cehennemine döndü. Kimin kullandığını bulmak için gizli servis elemanı olmaya gerek yok. İyi bir google kullanıcısı bunu tespit edebilir. Belirtmekte fayda var, Genç-Sen’in maddi kaynakları üye aidatları, mezun üyelerin bağışları, sendika ve meslek örgütlerinin destekleriyle sınırlıdır. Genç-Sen bunlar dışında hiçbir kaynaktan tek kuruş ya da “tek cent" para almamıştır.

Deniz Derya, Genç-Sen’in içyapısını inceleyelim diyerek savcılık tefrikasını ortaya atmış. Bilmediğini itiraf ettiği halde siyasi grupların isimlerini, önemli eksik ve yanlışlarla, sıralamıştır. Genç-Sen üyeleri arasında siyasi partilere üye olanlar vardır. Bundan utanmak, bunu gizlemek bir yana saflarında sosyalist partilere önderlik yapan gençlerin bulunmasından gurur duymaktadır. Deniz Derya’nın nispi temsilin ne olduğunu bilmediği ve çoksesli, demokratik bir örgütte hiç bulunmadığı ifadelerinden kolayca anlaşılıyor. Genç-Sen hakkında bilgileri ogrenciajansi.com’dan veya Beyazıt Meydanı’ndan öğrenebilir.

Acil görevler
Genç-Sen’in sorunları başka bir yazının konusu olabilir. Ancak, acil bir konuya değinelim. İslamcı medyayı takip ederseniz, Genç-Sen, Öğrenci Kolektifleri, TKP, ÖDP, EMEP ve BDP’nin adının kullanıldığı haberlerle, toplumun üniversitelere yönelik bir saldırıya rıza göstermeye hazırlandığını görebilirsiniz. “Üniversiteyi kuşatmış vatan hainlerine karşı” kitlesel tutuklama, yasaklama ve denetleme uygulamaları yaklaşmaktadır. Eğitim hakkını ticarileştiren hükümet, öğrenci muhalefetini yok etmek istemektedir. Bu baskı karşısında devrimci öğrencilerin görevi dayanışmayı inşa etmektir.

Zaten, hayat buna zorlamaktadır. Üç örnek verelim. The Marmara Otel’de düzenlenen “Yüksek Öğrenimin Sorunları Çalıştayı”, Dolmabahçe’de gerçekleşen “Başbakan ve Rektörler Görüşmesi” ve son olarak Swiss Otel’deki “Uluslararası Yüksek Öğretim Kongresi...” Öğrenciler hakkında ama öğrenciler olmadan lüks mekânlarda toplantılar düzenlendi. Öğrenci örgütleri bu toplantılara yönelik çok parçalı protesto eylemleri gerçekleştirdiler. Kolluk kuvvetleri ise ayrım yapmaksızın öğrencilere ölümcül biçimlerde saldırdı. Devamında disiplin cezası ve tutuklamalardan herkes etkilendi. Devrimci öğrenciler, maalesef, eylemler öncesinde ve sonrasında gerekli sorumluluğu alamadılar. Dayanışma yerine rekabeti tercih ettiler.

Birbirimizi eleştirirken hareketi ileriye taşıyacak adımlar atmaya çalışalım, ortaya attığımız iddiaları ispatlayalım ve tez elden ortak mücadeleyi yaratalım. Son sözü 6 Kasım’da iki ayrı mitingde de çalıp söyleyen Bandista’ya bırakalım: Hem Sokakta, Hem Meydanda, Hem Kampüste, Hem Yolda / Hem Mahpusta, Hem Torna Tezgahında / Özgürlük Elinde Özgürlük Seninle Özgürlük / Özgürlük Sen Neredeysen Orada

* Özenç Topaloğlu / Genç-Sen Üyesi