Şırnak'ın İdil ilçesine bağlı Süryani köyü olan Sare ve 90'lı yıllarda boşaltıldıktan sonra köy sakinlerinin Avrupa ülkelerine göç ettiği Ezidi Mağaraköy (Kiwex) köyleri arasında bulunan 150 hektarlık ormanlık alan "güvenlik" gerekçesiyle Olağanüstü Hâsılat Etası Raporu kapsamında kesiliyor.

10 kilometrelik uzunluk ve 4 kilometrelik genişlikteki alanda 150 hektarlık meşe ormanı, bölgeden geçen Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattında meydana gelen patlamalar gerekçe gösterilerek kesiliyor.

Bölgenin oksijen deposu görevini de gören ormanlık alanın yok edilmesi haberleri üzerine, Kiwex Destek Koruma ve Kalkınma Derneği yazılı bir açıklama yaptı.

Şırnak ili sınırları içerisinde tek Ezidi köyü olan Kiwex ormanının kanundışı bir şekilde kesildiği ve köylerinde bir doğa katliamı yaşandığını kaydeden Dernek, şunları belirtti:

"AĞAÇLARIN BİLGİMİZ DAHİLİNDE KESİLDİĞİ YALAN"

"İdil Kaymakamlığı'nın 'ağaçlar köylülerin bilgisi dahilinde kesiliyor' şeklinde bir açıklama yaptığını öğrendik. Bu kesinlikle yalandır. Biz Kiwexliler bu doğa katliamını öğrendiğimiz anda 12.02.2013 tarihinde Şırnak Valiliği'ne ve İdil Kaymakamı'na başvuru yaptık. İdil Kaymakamı dilekçemize cevap vermedi. Ancak Şırnak Valiliği Proje Koordinasyon Merkezi Koordinatörü 14.02.2013 tarihinde aynen şu cevabı göndermiştir: '13.02.2013 tarihli dilekçeniz elimize ulaşmıştır. Konu ile ilgili olarak Valiliğimiz Köye Dönüş Bürosu ve İdil Kaymakamlığı bilgilendirilmiştir. Konuyla ilgili olarak gerekli çalışmalar başlatılarak sizlere bilgi verilecektir.' Başvurularımıza rağmen orman kesimi önlenmemiştir. Bundan dolayı biz Mağaraköyü sakinleri olarak Başbakanlık Makamı'na, TBMM Dilekçe İnceleme Komisyonu Başkanlığı'na, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı'na ve Orman ve Su İşleri Başkanlığı'na dilekçeler gönderdik."

"ORMANLA GÜVENLİK GEREKÇESİYLE KESİLMİYOR"

Basından köylerindeki ağaçların "güvenlik" gerekçesiyle kesildiği bilgisi edindiklerini Dernek, şunları kaydetti:

"Biz Kiwexliler olarak bunu şiddetle reddediyoruz. Çünkü, Botaş boru hattı sadece köyümüzden geçmiyor. Botaş boru hattı binlerce kilometre uzunluğa sahiptir. Sadece köyümüzden geçen kısmı mı güvenli değildir? Neden binlerce kilometre güvenlidir de, sadece 10 kilometre güvenli değildir? Neden sadece bizim köyün ormanları kesiliyor? Konuya ilişkin elimizdeki bilgilere göre bölgedeki askeri yetkililer, korucular ve ağalar hep birlikte odunları satıyorlar. Neden şu ana kadar tek bir devlet yetkilisi 'kim odunları satıyor? kazanılan paralar nereye ve kime gidiyor?' diye sormuyor. Köyümüzün ormanları güvenlik gerekçesiyle kesilmiyor. Bazı yetkililer ve kişiler para kazanmak ve bize gözdağı vermek için kesiyor."

"BASKILARIN TEK AMACI KÖYÜ KORUCULARA VERMEK"

Köylerinin sürekli baskı altında tutulduğunu kaydeden Dernek şunları belirtti:

"Geçen yıl köyümüzün mezarlığında bir Korucu Karakolu yapılmıştı. Şimdi köye giden herkes önce koruculardan izin almak zorunda. Biz bununla da ilgili devlet kurumlarına başvuru yapmıştık. Ancak hiçbir sonuca varılmamıştır. Bu baskıların tek hedefi köyümüzü koruculara ve ağalara vermektir. Biz Kiwexliler olarak köyümüzden vazgeçmeyeceğimizi, her yerde hakkımızı arayacağımızı ve hukuki süreci başlattığımızı duyurmak istiyoruz. Ayrıca şu anda yürütülen barış süreci bir sonuca giderse, biz köyümüze geri döneceğiz."

PARTİLERE, STK'LARA VE DOĞA ÖRGÜTLERİNE ÇAĞRI

Son olarak açıklamada, "Biz Kiwexliler olarak insan hakları kurumlarından, demokratik parti ve çevrelere, sivil toplum örgütlerine, çevre ve doğa örgütlerine çağrıda bulunuyoruz. Hemen harekete geçmelerini istiyoruz. Bir an önce bu doğa katliamına dur denilerek engellenmesi sağlanmalıdır" denildi. (Yuksekovahaber)