Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından gazetecilerin karşısına çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklamalarda bulundu.

Bütçe görüşmeleri sırasında Meclis'te yaşanan gerginliğe değinen Erdoğan muhalefet milletvekillerini suçlayarak, "Türkiye şehit yakınlarına galiz küfürler eden bir milletvekilinin şokunu atlamamışken bu kez de bir başka edepsizlik örneği ile sarsılmıştır" dedi.

Erdoğan, “Biz ne yaptığımızı, nasıl yapacağımızı, nereye gideceğimizi, ne elde edeceğimizi biliyoruz. Milletimizden bize güvenmesini ve sabırlı olmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

"Millete söyleyecek sözü, ortaya koyacak programı vizyonu olmayanların içlerindeki kini, nefreti bu tarz davranışlarla dışa yansıttıkları görülüyor. Hiç kimsenin partisinde, dost ortamında, evinde nasıl davrandığına elbette karışmayız. (CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM’deki el hareketi) Ama buradan TBMM'nin nezaketine, izzetine, bu yüce kurumun faziletine uygun davranışlar sergilemeye davet etmek de bizim görevimizdir" diyen Erdoğan, "Meclis Genel Kurulu'nda süren bütçe görüşmelerinin bir an önce hayırlısıyla tamamlanmasını diliyorum. Yeni Hazine ve Maliye Bakanımız Nureddin Nebati Bey'e bir kez daha başarılar diliyorum. Kendisinin üstlendiği görevi maliye politikalarımızı, yeni ekonomi programı doğrultusunda güçlü bir şekilde yöneteceğine inanıyorum" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Pazartesi ve Salı günleri Katar'a resmi ziyaret gerçekleştirdik. Katar'la bugüne kadar siyasi, askeri, ticari, ekonomik ve kültürel konuları kapsayan 84 mutabakat imzalayarak işbirliğimizi sürekli ileri taşıdık. Cumartesi günü Siirt'te ilk etabını hizmete açtığımız tamamı 500 milyon doları bulacak yatırımı Katar'la ahenkli yürüttüğümüz örneklerinden biridir.

Türk-Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığı'ndaki askerlerimizi ziyaret ettik. Önceki hafta Abu Dabi prensinin ülkemizi ziyareti yeniden yükselen ilişkilerimizin bir başka işaretiydi. BAE'nin ülkemize yapacağı 15 milyar dolarlık yatırımın müjdesini kamuoyunda paylaştık. BAE ile başlattığımız yeni dönemi hızla daha ileriye taşımanın gayreti içerisinde olacağız.

Ülkemizin dört bir yanında kimi kendi vatandaşlarımız, kimi uluslararası yatırımcılar tarafından yürütülen yüzlerce dev yatırımı yakından takip ediyoruz. Türkiye'nin kurtuluşunu, küresel çıkar odaklarının güdümündeki reçetelerle değil kendi kaynaklarını harekete geçirecek yatırımlarla istihdamda, üretimde, cari fazlalığıyla görüyoruz.

Ülkemizi 19 yıldır hakka, hakikate hakkaniyete dayalı bir demokrasi ve kalkınma anlayışıyla yönetiyoruz. Türkiye'de bu kavramlardan nasibini almamış bir zihniyet hep olmuştur, bundan sonra da olacaktır. Tek parti faşizmi ile başlayıp, darbe ve vesayet dönemiyle süren, dışarıdan aldığı destekle kendini milli iradenin üstünde gören, gerektiğinde terör örgütleri ve her türlü şer şebekesiyle işbirliği yapan bu zihniyet milletimizin izanına çarpmıştır.

Bu zihniyet ekonomide yaşanan değişimi aynı sinsilikle mecrasından saptırmaya başlıyor. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme. Hedef bu. Bu zihniyet yüksek faizle ekonomiyi soğutmak, küçültmek ve istihdamı azaltmak istiyor. Türkiye siyasi, sosyal, ekonomik, askeri her alanda bölgesel ve küresel güç haline gelsin diyoruz, bu zihniyet ülkemizin siyasi ve ekonomik iddialarından vazgeçirerek eskiye döndürmek istiyor.

Gelişmiş ülkeler 2008 finans krizine girdiğinde birileri felaket senaryoları yazmaya başlamıştı. Biz bu krizin Türkiye'yi teğet geçeceğini söylediğimizde birileri bunu istihza ile karşılamıştı. Salgın döneminde de yine benzer bir tablo ile karşı karşıya kaldık. Biz yüzde 1,8 oranında büyüme kaydettik. Bu yılki büyüme oranımız çoğunluğu sanayi üretimine ve ihracatımıza dayalı olarak çift haneli rakama doğru gidiyoruz. Önümüzde zorluklar yok mu? Elbette var. Dünyadaki enerji ve gıda fiyat yükselişleri bir süre sonra bu da dengeye oturacak.

Gelişmiş ülkelerdeki üretici fiyatları ile tüketici fiyat enflasyonları arasındaki büyük fark, bu ekonomileri bir süre daha sarsmayı sürdürecektir. Bu tablo bize ülkemizin üretim ve ihracat konusundaki hedeflerine ulaştırması için ihtiyacımız olan zamanı da kazandıracak. Düşük faiz ve dengeli kur ile üretim ve istihdamı adım adım daha iyiye kavuşturacağız.

Biz ne yaptığımızı, nasıl yapacağımızı, nereye gideceğimizi, ne elde edeceğimizi biliyoruz. Milletimizden bize güvenmesini ve sabırlı olmasını istiyoruz. Türkiye'nin defalarca teşebbüs ettiği, her seferinde yarım kalan büyük kalkınma hamlesinin önü inşallah bu defa kesilemeyecektir.

Geçmişte Türkiye hep başkalarının reçeteleriyle sıkıntıları çözmeye çalışmıştır. Bu defa dünyadan ve kendimizden çıkardığımız dersler ışığında, bilimin, aklın, gayretin, inancın desteğiyle kendi hikayemizi yazıyoruz. Güçlü bir altyapı, kamu düzeni, kamu maliyesi, özel sektör, nitelikli insan kaynağı ve güçlü bir azim eşliğinde hayata geçiriyoruz."