Viyana’da 11 Ekim’de eyalet yani belediye seçimleri yapıldı. Irkçı FPÖ (Avusturya Özgürlük Partisi) her seçimdeki gibi alışık seçim programı olan yabancı düşmanlığını temel strateji yaptı. Ama bu sefer işi iyice abartı. Neredeyse bir farsa dönüşen seçim propagandasıyla hızla erimeye yüz tutan oyunu frenlemeyi hesaplamıştı.

Aziz Stefan Katedrali’nin arkasında minarenin hilali, önde peçeli kadınlar ve Avusturya’daki evine dönmüş olan bir cihatçıyı ima eden kocaman bir afiş. Irkçılığın her türlü versiyonunu içeren bu afiş abartının bir noktadan sonra gülünçleşme aşamasına geçebileceğini bize fazlasıyla anlatıyor.

Bu arada muhafazakâr ÖVP de (Avusturya Halk Partisi) FPÖ’nün seçmenlerine göz dikerek FPÖ’nün bir önceki döneme ait yabancı düşmanlığı enstrümanına sarıldı.

İbiza Skandalı

17 Mayıs 2019’da Alman Süddeutsche Zeitung gazetesinin ifşa ettiği skandal Haider döneminden beri sürekli yükselişte olan ve kısmen ikinci büyük parti konumuna gelen FPÖ’nün bir bakıma yıkılışının başlangıç tarihi oldu.

Peki FPÖ’nün ÖVP ile olan hükümet ortaklığının sonunu getiren İbiza’da ne olmuştu? Kısaca özetleyelim:

Haziran 2017’de, seçimlerden kısa bir süre önce parti başkanlığı ve Başbakan yardımcılığı gibi birçok makamı üstlenmiş olan Heinz-Christian Strache ile Viyana Eyalet Parlamentosu FPÖ Grup Başkanı Johann Gudenus ve sözde bir Rus oligarkının yeğeni olan bir kadınla İspanya’nın İbiza Adasında bir villada yapılan buluşmanın çekimleri ortaya çıkmıştı.

Videonun 17 Mayıs 2019’da yayınlanmasının ertesi günü her iki politikacı tüm politik makamlarından istifa etmek zorunda kaldılar. Akabinde ÖVP-FPÖ  koalisyon hükümeti çöktü.

İbiza videosunda zengin Rus kadının Avusturya’ya yapacağı büyük yatırımlar, FPÖ’ye yapılacak büyük bağışlar ve buna karşılık Avusturyalılar tarafından yapılacak yatırımlar ve bağışlar üzerine istişare yapılıyordu.

H. C. Strache hararetle bütün konuşma boyunca sık sık Avusturya’nın en büyük günlük gazetesi olan Krone Zeitung’un satın alınmasından ve bunun için her şeyi açık bir şekilde konuşmaya hazır olduğunu vurgulayıp duruyor. Seçime birkaç ay kala Krone Zeitung’un birdenbire FPÖ’ye tam destek vermesi sayesinde oy oranlarının % 34’e çıkacağını ve kamu yararını güden bir dernek üzerinden zengin Rus kadının yapacağı bağışların Avusturya Sayıştay’ı ve Partilerin Finanse Edilmesi Yasası’nı nasıl atlatabileceklerini açıklamaya çalışıyor. Ayrıca bu görüşmede Avusturya’nın radyo televizyon kurumu olan ORF’in bir kanalının kendi yararları için özelleştirilmesini de konu ediliyor.

Hükümetin dağılması sonrasında 2019 yılında parlamento seçimleri yapıldı ve ardından aylar boyu süren görüşmeler sonucunda muhafazakâr ÖVP ile Yeşiller yeni bir koalisyon hükümeti kurarak yeni bir ilke imza atmış oldular.

İbiza Skandalı’ndan sonra yapılan yerel seçimlerde FPÖ %9,8 oranında ciddi oranda oy kaybettiyse de, bu kayıplar hezimet sayılabilecek düzeyde değildi.

Seçimlerden sonra H. C. Strache partisinde yükselen itirazların sonunda partiden atıldı.

Zamanında Avusturya’nın yakın siyasal tarihinde ırkçılığın babası sayılan Jörg Haider’e rağmen FPÖ’yü ikinci parti konumuna yükseltmeyi başaran, belagati yüksek H. C. Strache partiden atılmayı içine sindirmedi ve nihayetinde “H. C. Strache Timi” adıyla Viyana Seçimlerine hazırlanmıştı.

Kamuoyu gözlemcileri, siyasi çevreler ve normal vatandaşlar 11 Ekim 2020’de yapılan Viyana Eyalet Seçimlerinde FPÖ’nün ne kadar oy kaybedebileceğini merakla bekliyorlardı.

Tabloda da görüldüğü gibi FPÖ resmen çöküşü andıran %19,7 oranında oy kaybına uğradı. Tabi FPÖ’den kaçan oylar çoğunlukla muhafazakâr ÖVP’ye kayarak bu partinin Viyana’daki gücünü ikiye katladı.

Seçimin diğer ilginç sonuçları hem Sosyal Demokrat SPÖ’nün %1,2, hem liberal Neos2UN %1,08, hem (Yeniciler) ve Sol Blok Links (Sol)’in %2,6 oranında oylarını yükseltmeleriydi.

Seçim atmosferinin belirleyicisi ve yön vereni çok fazla oy kaybetse de hiç şüphesiz FPÖ oldu. Sol blok yabancı düşmanlığına ve ırkçılığa açıktan karşı çıkarken Sosyal demokratlar dahil, lokal milliyetçilik tüm partilerde en hâkim eğilim olarak kampanya boyunca etkili oldu. Liberal Neos’lar yabancı düşmanlığı kampanyalarına itibar etmemiş olsalar da seçim atmosferinin belirleyici motifi olan ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı fazlasıyla kayıtsız kaldı. “Hoş Görülü Viyana” sloganı bu anlamda karşılığı olmayan bir temenni olmaktan öteye gidemedi.

Seçimlerin en ilginç listesi Bier Partei (Bira Partisi) oldu. Kimsenin ciddiye almadığı Bira Partisinin 1,8 oranında oy alması her bakımdan ilginç bir seçim sonucu oldu.  Bira Partisi’nin Başkanı Marco Pogo her şeyi şakaya alıyor, partinin çalışanları da aynı düzlemde seçim propagandası yaparken, seçim stantlarında birayı hiç eksik etmediler. Siyasetle ilişkisi tiye almak üzerinde olan bir partinin bile %2’ye yakın oy olması aynı zamanda günümüzde insanların seçime yaklaşımları, ciddiyeti ve hangi saiklerle  oy verdiklerini gözlemlemek açısından ilginç oldu.

Seçimlerden zaferle çıkan Viyana Belediye Başkanı Micheal Ludwig tek başına Eyaleti yönetemeyecek, Yeşiller, Neos’lar ve ÖVP arasından birisiyle koalisyona gitmek zorunda.

Haber: Cemalettin Efe