Suriye’de Humus’a bağlı Hula kasabasında 49’u çocuk, 34’ü kadın 109 sivilin katledilmesinin ardından Şam yönetimi üzerindeki baskı tırmandı.

 

BM ve Arap Birliği özel temsilcisi Kofi Annan dün başkent Şam’a giderken BM Güvenlik Konseyi katliamı şiddetle kınayıp Beşşar Esad yönetimini uluslararası hukuk ve BM kararlarını ihlal etmekle suçladı. Rusya ve Çin’in de imzaladığı konsey açıklamasında, BM gözlemcilerinin hükümet güçlerinin top ve tank mermileriyle katliamın içinde olduğunu tespit ettiği vurgulandı. Esad’dan Annan Planı çerçevesinde ağır silahları yerleşim merkezlerinden çekmesi, şiddete bulaşanlardan hesap sorulması istendi. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ve Annan Hula katliamını ‘uluslararası hukukun ağır ihlali’ olarak niteledi. Toplantıda Fransa ve Britanya Esad yönetiminin güçlü bir şekilde kınanmasını isterken Rusya’nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı İgor Pankin “Ne olduğu ve neyin tetiklediği hala açık değil. Hükümet güçleri bir taraftan tanklarla ateş ederken diğer yandan yakın mesafeden silah ve bıçak kullanarak insanları infaz ettiğini tahayyül etmek zor” diyerek itiraz etti. Suriye’den yapılan açıklamada ise katliamda İslamcı muhalifler işaret edildi.

 

SURİYE: “İSLAMA UYGUN KESİM” YAPILIYOR

Suriye resmi haber ajansı Sana’ya göre, Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı BM Genel Kurulu, Uluslararası Güvenlik Konseyi ve insan haklarıyla ilgili tüm kurumlara mektup gönderdi.

 

Bakanlık mektubunda; 25 Mayıs 2012 tarihinde meydana gelen olaylara ek olarak medya kanalları tarafından gerçeklerin çarpıtıldığı iddiaları yer aldı.

 

Aralarında anti tank füzeleri gibi ağır silahlarla donatılmış yüzlerce kişinin katliamın işlendiği bölge etrafında sistematik ve planlı bir şekilde toplandıklarını iddia eden Bakanlık; “sıfır saati” olarak belirledikleri saat 14:00’da Resten, Telbise ve Ksayr bölgelerinden olmak üzere 3 eksenden eş zamanlı olarak Teldo ve Şomariye’ye saldırdıklarını iddia etti.

 

Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı; katliamları işleyen grupların aynı zamanda vatandaşların tarım mahsullerini ve evlerini ateşe verdiklerini iddia ederek; sahipleri henüz bilinmeyen ve kömür haline gelen cesetlerin bulunduğuna işaret etti. Muhaliflerin ayrıca devlet hastanesini sabote ettiklerini belirten Bakanlık; katliamların işlendikleri bölgelerin dışında bulunan beş askeri noktaya da saldırıldığını iddia etti.

 

Suriye Ordusunun kendini ve sivil vatandaşları savunmada meşru görevini yerine getirerek çatışmaya girdiğini iddia eden Bakanlık; saat 23 sularında ordunun katliamlara son vermeyi başardığını iddia etti. Bakanlık çatışmada 3 askerin öldüğünü, 16’sının da yaralandığını açıkladı.

 

Bakanlık; bunun haricinde ortaya koyulan tüm iddia ve haberlerin aslı gerçeği olmadığını, yalan ve iftiralardan ibaret olduğunu iddia etti. Silahlı muhalif grupların en ağır silahlarla donatılmış olarak kasıtlı öldürme ve katliamda bulunma amacıyla bölgeye saldırdıklarını iddia eden Bakanlık; “buna en büyük kanıtın, teröristlerin imzası haline gelen ve kendi deyimleriyle ‘İslama Uygun Kesim’ dedikleri şekilde bıçakla insanların boğazları kesildiği”ni iddia etti.

 

Bakanlık, katledilen çocuk, kadın ve erkeklerin belirli yerlerde toplandığını belirterek taraflı medya organlarının iddia ettiği gibi bombalama sonucu katledilmiş olsalardı eğer bombalama izlerinin görülebileceğini veya en azından aldıkları yaraların bombalama sonucu olduğunun görülebileceğini iddia etti.

 

Bakanlık, "bu bölgenin sakinleri Suriye ordusunu tüm dünyanın gözü önünde selamlamış ve orduya desteğini ifade etmiştir. Anlaşılan bu destek hayatlarına mal oldu" iddiasında bulundu.

 

Bakanlık, Suriye hükümetinin bu çirkin terör eylemlerini şiddetle kınadığını belirterek işlenen katliamların korkunç katliam, planlı ve programlı ihlal ve insan haklarına aykırılık nitelemeleriyle tamamıyla uyuştuğunu ifade etti.

 

MOOD GÖRDÜKLERİNİ ANLATTI

BM gözlemci misyonunun başkanı General Robert Mood ise video konferansla bağlanarak Özgür Suriye Ordusunun kurbanların sayısını 116 olarak verdiğini, gözlemcilerin ise 108 ceset gördüğünü belirttikten sonra tank ve havan topu mermileri ile fiziksel tacizin izlerini gördüklerini, ölümlerin şarapnel parçaları ve yakın plandan açılan ateş sonucu olduğunu aktardı.

 

CAFERİ: BİZ YAPMADIK

Suriye’nin BM Temsilcisi Beşşar Caferi ise “Bu korkunç, alçakça, kesinlikle maruz görülemeyen suçu ve katliamı biz yapmadık ve şiddetle kınıyoruz” dedi. Caferi, Annan’ın Şam ziyaretinden hemen önce bu türde bir katliamın işlenmesinin basit bir tesadüf olmadığını belirterek “Bu katliamı işleyenler ülkemizdeki şiddet sarmalının daha da artmasını, olayların uluslararası hale gelmesini ve BM Güvenlik Konseyi’ni olayın içine çekerek uluslararası müdahale olmasını istiyorlar” diye konuştu. Caferi, Hula’nın terör gruplarının kontrolünde olduğunu, olayların 200 kişilik silahlı bir grubun Cumanın ardından gece geç saate kadar Hula ve civarında durmadan sivillere saldırdıklarını, güvenlik güçlerinin de buna cevap verdiklerini söyledi.

 

ANNAN: SORUMLU OLAN KİMSE HESAP VERMELİ

BM ve Arap Birliği özel temsilcisi Kofi Annan, kritik rönemde Suriye’ye gitti. Annan dün Şam’a indiğinde “Dehşete kapıldım. Bu korkunç suçu kim işlediyse sorumlu tutulmalıdır” deyip tarafları şiddete son vermeye çağırdı. Dışişleri Bakanı Velid Muallim ile görüşen Annan bugün Beşşar Esad ile bir araya gelecek.

 

MUHALİFLER: MÜDAHALE EDİN

Müslüman Kardeşler BM Güvenlik Konseyi’ni askeri müdahale öngören 7. maddeyi işletmediği için eleştirdi. Mısır’daki Müslüman Kardeşler de uluslararası toplumu katliamı durdurmak için müdahaleye çağırdı.

 

HAMA’DA DA KATLİAM

Hama’nın bombaladığı öne sürüldü. Muhaliflere göre Meşa el-Furusiyye ve Güney Meşa semtlerini hedef alan saldırılarda 8’i çocuk 50 kişi öldü.

 

BAĞIMSIZ SORUŞTURMA ŞART

BM İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Navi Pillay Hula katliamının Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne havale edilmesini istedi. İnsan Hakları İzleme örgütü ise Esad rejimini suçlayıp BM’nin bağımsız soruşturma yürütmesi gerektiğini açıkladı.

 

ESAD’IN BAŞINA ÖDÜL

Suudi din adamı Ali el-Rebii, Suriye lideri Beşşar Esad ’ın başına 450 bin dolar ödül koydu. Rebii, twitter mesajında Hula’daki katliamın bütün dünyayı dehşete düşürdüğünü belirterek “Esad’ı öldürecek kişiye 450 bin dolar ödül vaat ediyoruz” dedi.

 

‘HULA’DA HER İKİ TARAF DA SUÇLU’

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Hula katliamı nedeniyle hem Suriye rejimini hem muhalifleri suçlayarak “Her iki tarafın masum insanların ölümünde parmağı var. Bu bölge asilerin kontrolünde, aynı zamanda askerlerin kuşatması altında. Soruşturma şart” dedi. Dün Moskova’da Britanyalı meslektaşı William Hague’i ağırlayan Lavrov, “Onlarca oyuncu var. Suçlu objektif olarak belirlenmeli. Tango için iki kişi gerekli. Suriye hükümetini değil Annan Planı’nı destekliyoruz” ifadelerini kullandı. Hague ise “Birincil sorumluluk hükümette olsa da Suriye’de bütün şiddetten Esad rejiminin sorumlu olduğunu öne sürmüyoruz” dedi. Çin Dışişleri “Derinden sarsıldık, şiddetle kınıyoruz. Failler derhal bulunmalı” açıklamasını yaptı. İran katliamı kınarken Lübnan’daki Hizbullah “Katliamı şiddetle kınıyoruz” ifadelerini kullandı.