Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili dönemin kamu görevlilerinin yargılandığı davanın 7 Temmuz Salı günü başlayan 107, 108 ve 109’uncu duruşmaları bugün tamamlandı.

Mahkemenin iki heyetine atanan başkan Akın Gürlek’in ilk defa yönettiği davada dönemin İstanbul Jandarma Komutanı Ünal Karaosmanoğlu, eski İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Aycan Oktaylar’ın aralarında bulunduğu tanıklar dinlendi.

Davada yargılanan 77 sanık arasında İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, Emniyet İstihbarat Daire Başkanları Engin Dinç ve Ramazan Akyürek, İstanbul Emniyet istihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, istihbaratçı polis Ali Fuat Yılmazer ve gazeteci Ercan Gün yer alıyor.

Davada Akyürek, Yılmazer, Gün, Hamza Celepoğlu, Yavuz Karakaya ve Muharrem Demirkale tutuklu yargılanıyor.

Sanıklara ‘FETÖ üyeliği, kasten öldürme, tasarlayarak öldürme, görevi kötüye kullanma, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme’ suçlamaları yöneltiliyor.

Kamu görevlilerinin yargılanmasına Nisan 2017’de başlandı. Dava kapsamında tetikçi ve azmettiricilerin dosyası geçtiğimiz yıl Temmuz ayında ayrılmış ve Erhan Tuncel 99 yıl altı ay, Yasin Hayal yedi yıl altı ay, Ogün Samast ise iki yıl altı ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

MİT GÖREVLİLERİNİN DİNLENMESİ TALEBİ REDDEDİLDİ

7 Temmuz Salı günü yapılan oturumda mahkeme heyeti dönemin MİT görevlileri Özel Yılmaz, Handan Selçuk ve Hüseyin Kubilay Günay’ın tanık olarak dinlenmesinin dosyaya katkı sağlamayacağı gerekçesiyle dinlenmelerini reddetti.

Oysa mahkeme görevlilerin dinlenmesine 14 Mart 2019’da karar vermişti. Yılmaz ve Selçuk, Dink’le öldürülmeden önce İstanbul Valiliği’nde gerçekleşen görüşmede yer almıştı.

‘İSTANBUL JANDARMA KOMUTANLIĞI’NA BİLGİ GELMEDİ‘

8 Temmuz Çarşamba günü yapılan ikinci oturumda da Karaosmanoğlu ve Oktaylar’ın aralarında bulunduğu dört tanık dinlendi.

Karaosmanoğlu, SEGBİS aracılığıyla katıldığı duruşmada cinayetten önce bu konuda bir bilgi geldiğini hatırlamadığını söyledi.

Diken’den Canan Coşkun’un haberine göre, Karaosmanoğlu olay gününü şöyle anlattı:

“Olay günü Kocaeli Jandarma Komutanlığı’nda alay komutanları toplantısına katılmıştım. Oradayken bu konuyu istihbarat şube müdürümden öğrendim. Olayın polis bölgesinde olduğu söylendi. Olayın takip edilmesini istedim ve toplantıya devam ettik. Olay sonrası sansasyonel gelişmeler olduğu için İstanbul’a döndüm. Valiliğe geldim doğrudan. Geldiğimde hava kararmak üzereydi.

Oraya gittiğimde vali, emniyet müdürü, Adalet ve İçişleri bakanları, terörle mücadele daire başkanı toplantı salonundaydı.

İlk bilgileri orada öğrendim. Ardından emniyet müdürlüğünün odasında gelişmeleri takip ettim. Bir şüpheli fotoğrafı geldi. Failin kim olduğu belli değildi, bu yüzden fotoğrafın basınla paylaşılmasını ben istedim.”

Olay günü Agos gazetesi çevresinde olduğu iddia edilen jandarmaların fotoğraflarının kendisine savcılıkta gösterildiğini ancak tanımadığını söyleyen Karaosmanoğlu, şöyle devam etti:

“Hrant Dink’in kim olduğunu istihbarat şube müdürü başta olmak üzere gazetelerden öğrendik. Jandarma yasalarla görev yapan bir kolluk gücüdür. İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’nın etnik, dinsel, politik bir çalışması yoktur. Dink ile ilgili bir çalışmamızın olmadığını biliyorum. Bu konuda ülkem itibar kaybetti.”

Dink ailesinin avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, Trabzon ve İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve İstihbarat Daire Başkanlığı’nın Dink’e yönelik eylem hazırlığından haberdar olduğunu hatırlattı ve katıldığı toplantılarda bu bilgilerin konuşulup konuşulmadığını sordu.

Karaosmanoğlu şöyle yanıtladı:

“Ramazan Akyürek bu konuda hiç konuşmadı. Ne kadar bilgiye sahipti bilmiyorum. Ahmet İlhan Güler ve Celalettin Cerrah olayın ortaya çıkması konusunda çok gayret sarfetti.”

Bunun üzerine Bakırcıoğlu, Dink’e yönelik eylem yapılacağı bilgisinin yer aldığı istihbarat notunun Ahmet İlhan Güler tarafından imzalandığını anımsattı. Karaosmanoğlu da Güler’in bu konuda konuştuğunu hatırlamadığını söyledi.

JANDARMA İSTİHBARAT DA BİLMİYOR

Karaosmanoğlu’ndan sonra Oktaylar tanık olarak dinlendi. Oktaylar, olayı bütün kanallar canlı yayına geçince öğrendiğini savundu ve şöyle devam etti:

“Jandarma Genel Komutanlığı’nı bilgilendirmek için telefon görüşmeleri yaptık. Olay jandarma bölgesinde gelişmediği için bize bir bilgi gelmedi. Bize eylem yapılacağı ile ilgili bir bilgi gelmedi. Olaydan sonra açık kaynaklardan bilgi edindik.”

Oktaylar, olay yerinde olduğu iddia edilen jandarma personelinin fotoğraflarının kendisine savcılıkta gösterildiğini söyleyerek hiçbirinin personeli olmadığını aktardı. İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğü, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı ve Trabzon Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğü’yle paylaşılan Dink’e yönelik eylem hazırlığının yer aldığı istihbarat belgesini görmediğini söyleyen Oktaylar, Dink’in yargılandığı davayı takip etmediklerini ancak duruşmada olanlarla ilgili genel bilgilendirme yapıldığını anlattı.

Mahkeme başkanı Akın Gürlek’in tanıklara soru sorarken yönlendirici olduğuna dikkat çekti. Gürlek, Oktaylar’a soru sorduğu sırada Dink ailesinin avukatlarından Bakırcıoğlu’nun sözünü ‘aynı soruları sorduğu’ gerekçesiyle keserek uyarıda bulundu.

Dönemin Trabzon jandarma görevlisi olan tanık Saittin Bölükbaşı da Erhan Tuncel’in Trabzon jandarma görevlisi sanıklardan Volkan Şahin’in yanına gelip gittiğini anlattı. Bölükbaşı, Şahin’in Tuncel ile görüşmemesi için uyardığını da ekledi.

BİR SONRAKİ DURUŞMA 16 EYLÜL’DE

Bugün yapılan oturumda ise mahkeme heyeti tarafların taleplerini dinledi. Dink ailesinin avukatlarından Bakırcıoğlu heyetin MİT görevlisi tanıkları dinlememe kararıyla ilgili açıklamada bulundu ve detaylı bir dilekçe sunacaklarını söyledi.

Tutuklu sanıkların da tahliye taleplerinin alınmasından sonra heyet ara kararını açıkladı. Tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar veren heyet, MİT Müsteşarlığının izin vermesi durumunda MİT İstanbul Bölge Başkanı Ahmet Köksoy’un tanık olarak dinlenmesine hükmetti.

Bir sonraki duruşma 16 Eylül’de yapılacak.