Faili meçhul cinayetleri araştırmak için gittiği Batman’da 4 Eylül 1993’te benzer bir şekilde katledilen Demokrasi Partisi (DEP) Milletvekili Mehmet Sincar’ın ölümüne dair Hizbullah tetikçisi Cihan Yıldız hakkında açılan davanın duruşması görüldü.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Devlet Güvenlik Mahkemesinde (DGM) yapılan yargılamada “adil yargılama ilkesinin ihlali” yönünde verilen kararın ardından tahliye edilen Yıldız’ın yeniden yargılandığı davanın duruşması Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Yıldız’ın Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldığı, Mehmet Sincar’ın eşi Cihan Sincar ile Avukat Şaneşin Aydın ve Yunus Muratakan’ın hazır bulunduğu duruşmayı, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Eş Başkanları Zeyyat Ceylan ve Gülistan Atasoy ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) milletvekilleri izledi.
"10 DURUŞMADA HENÜZ YARGILAMA YOK"
Duruşmada beyanda bulunan Sincar ailesinin avukatı Şaneşin Aydın, davanın yeniden görülmeye başlanmasının üzerinden 10 celse geçtiğini hatırlatarak, “Bu 10 duruşmada henüz bir yargılama yok. Sincar’ın öldürülmesinin ardından 30 yıl geçti, bu 30 yılda bir yargılama yapılmadı.
Mahkeme, sanığın birlikte cinayetler işleyip yargılandığı Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesindeki davayı bekletici mesele yapıyor. Bundan dolayı dosyada yargılama yapılamıyor. Bekletici mesele yargılanmaya engel ise bu dava 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesiyle birleştirilmeli. Bu birleştirici mesele yapılmalı” dedi.
Aydın, 14 Şubat’ta Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden yargılamanın bekletici mesele yapılması kararından vazgeçilmesini talep etti. İddia makamı, dosyadaki eksikliklerin giderilmesini istedi.
Sincar ailesinin Avukatı Yunus Muratakan, mahkemenin önceki celsede, Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dosyanın incelenmesi için müzekkere yazdığını ancak mahkemenin müzekkereye yanıt olarak dosyayı göndermek yerine, dosyanın akıbeti hakkında bilgi verdiğini belirterek, dosyanın istenmesini talep etti.
"DEVLETLE İŞ BİRLİĞİ YAPANLAR KORUNUYOR"
Dosyanın cezasızlıkla sonuçlanması için bir taktik uygulandığını ifade eden Muratakan, Hizbullah’ın Lideri Hüseyin Velioğlu’nun 17 Ocak 2000’de yapılan Beykoz baskınıyla öldürüldüğünü, örgütün arşivinin ele geçirildiğini, bu arşivde Sincar’ın Hizbullah tarafından öldürüldüğü bilgisinin yer aldığını ifade etti.
Sincar cinayetinin tetikçisi kadar arkasındaki güçlerin de açığa çıkması gerektiğine dikkat çeken Muratakan, Veli Küçük’ün “Hizbullah, PKK’nin askeri ve siyasi gücünün kırılması nedeniyle kuruldu” yönündeki beyanlarına işaret etti. Sincar cinayetinin arkasındaki güçlere dikkat çeken Muratakan, “Bu davada bir hukuk politikası izleniyor. Devlet ile iş birliği içinde olan güçler ve kişiler korunuyor” diye konuştu.
HİZBULLAH’IN İŞLEDİĞİ SUÇLAR CEZASIZLIKLA SONUÇLANDIRILIYOR
Son dönemlerde Hizbullah’a bağlı Şeyh Said Seriyyeleri ve bunların işlediği cinayetlere işaret eden Muratakan, “Örgütün işlemiş olduğu suçlar, çeşitli sıyrılma maddeleriyle cezasızlıkla sonuçlandırılıyor” dedi.
Muratakan, sanığın tutuklanmasını talep ederek, davanın bir an önce karara bağlanmasını istedi.
Mahkeme heyeti, sanığın tutuklanma talebini reddederek, dosyada bekletici mesele yapılan Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyanın incelenmek üzere mahkemeye gönderilmesi için müzekkere yazılmasına karar verdi. Duruşma 17 Temmuz’a ertelendi.