Cumartesi Anneleri/İnsanları, adalet arayışlarının 598'inci haftasında Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi.

"Failler belli, kayıplar nerede?" yazılı pankartı açan ve üzerine kırmızı karanfiller bırakan Cumartesi Anneleri, kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıdı.

Bu hafta 12 Eylül 1980 darbesinde gözaltına alınarak kaybedilen ilk kayıplardan Cemil Kırbayır'ın akıbeti soruldu.

'DEVLET YALAN SÖYLEMEYE DEVAM EDİYOR'

Eylemde ilk olarak konuşan kayıp yakınlarının Avukatı Eren Keskin, "Bu devlet kendi halkına yalan söyledi ve söylemeye devam ediyor. En büyük yalanı ise gözaltına evlatlarını kaybettiğini annelere söyledi. Bunun en büyük simgesi de Berfo Ana'dır" dedi. 8 Ekim 1980'de gözaltına alınarak kaybedilen Cemil Kırbayır'ın dosyasında hiçbir ilerlemenin olmadığını aktaran Keskin, Kırbayır ile ilgili dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yolladıklarını ve karar beklediklerini söyledi.

'ANNEME VERDİĞİN SÖZÜ YERİNE GETİR'

Kırbayır'ın ablası Fatma Kırbayır da, 12 Eylül zihniyetinin devam ettiğini ifade ederek, "Cumhurbaşkanı anneme Cemil'i bulacağına dair söz vermişti. Cemil Kırbayır nerededir" diye sordu. “Kardeşimin kemiklerini buluncaya kadar hakkımı sana helal etmiyorum" diyen abla Kırbayır, annesine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kardeşinin kemiklerini bulmasına dair söz verdiğini ancak kardeşinin kemikleri bulunmadığı için annesinin mezarına gidemediğini söyledi. Devletin istediği taktirde kayıpları bulabileceğini ifade eden Kırbayır, devlet yetkililerine, "Anneme verdiğiniz sözü yerine getirin" diye seslendi.

'BERFO ANA KUCAĞINI AÇIP CEMİLİ BEKLİYOR'

12 Eylül 1980 darbesinde yakınlarının gözaltına alınarak kaybedildiğini söyleyen Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır, "Bir şekilde infaz etmeleri yetmediği gibi mezarlarını da hapsettiler" dedi. 2011 yılında TBMM'de hazırlanan raporu hatırlatan Kırbayır, "Raporun sonuç bölümünde Kırbayır'ın firari olmadığı ve katledildiği yazıyor. O günden bugüne buna yönelik hiçbir dava açılmadı. Adalet sarayında adaletsizlik devam ediyor. Kemiklerimizi istiyoruz vermiyorlar" dedi.

Berfo Ana'nın, "Cemil'im kemikleri bulunmadan beni gömmeyin" vasiyetini hatırlatan Kırbayır, "Bunun üzerine Berfo Ana mezarının yanında boş bir mezar aldık. Şimdi Berfo Ana kucağını açmış Cemil'inin kemiklerini bekliyor" diye konuştu.

Kendi ömrünün de kardeşi Kırbayır'ın kemiklerini bulmaya yetmeyeceğini dile getiren Kırbayır, "Eğer benim de ömrüm yetmezse Cemil'in kemiklerini bulmaya, vasiyetimdir mezar taşıma, 'Ser verip sır vermeyen Cemil sen ki dik duruşunla kan tükürmüştün cellâdın suratına. Düğünün olacaktı, yattığın toprağı sürseydim yüzüme. Hay va hay devlet senden alacağım olsun' yazılmasını istedi."ifadelerini kullandı.

'BERFO ANA'NIN BIRAKTIĞI YERDEN DEVAM'

Haftanın basın açıklamasını ise 21 Kasım 1980'de İstanbul'da gözaltına alınarak kaybedilen Hayrettin Eren'in kardeşi İkbal Eren okudu.

12 Eylül darbecilerinin, darbe sürecinde yaşanan hak ihlallerinin ve işlenen suçların failleri olarak yargılanması gerektiğini ifade eden Eren, "Darbe ile hesaplaşan ülkelerde olduğu gibi bu topraklarda da devleti yönetenler 'Darbe devlet terörüdür, bir daha asla!' demelidir. Aksi halde bu topraklarda darbeci gelenek yaşamaya devam edecektir" dedi.

13 Eylül 1980'de askerlerin Kırbayır ailesinin Ardahan'ın Göle İlçesindeki Okçu köyündeki evlerine baskın yaparak üniversite öğrencisi olan oğulları Cemil Kırbayır'ı gözaltına aldıklarını dile getiren Eren, "Cemil, önce Göle'ye sonra Kars Askeri Gözetim Evi'ne getirildi ve işkence edilerek sorgulandı. Onu işkencede koma halinde gören çok sayıda tanık olmasına rağmen 'Firar etti, onu bir daha sormayın' denildi ve Cemil'den bir daha haber alınamadı" diye belirti.

Eren, "Cemil Kırbayır dosyası bu topraklarda darbecilerin, devletin gücüyle insanlığa karşı suç işleyenlerin korunduğunun, hukukun ve adaletin yok hükmünde olduğunun belgesidir" diyerek, Berfo Ana'nın bıraktığı mücadeleyi kaldığı yerden faillerden hesap sorarak sürdüreceklerini söyledi.

(Kaynak: DİHA)