Evren Demirdaş / Demokrat Haber Elazığ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Eren Erdem bu yıl 8.'si düzenlenen Abdulcabbar Hazretlerini Anma ve Zafer Birlik Cem'i etkinliklerine katılmak üzere Elazığ'a geldi. Erdem, Demokrat Haber'e gündemle ilgili konularda değerlendirmelerde bulundu.

“Çözüm sürecine karşı değildik, yöntemsel eleştiri yaptık” diyen Erdem, “Parlamento çatısı altında bu konuyu konuşabilmeliyiz'' ifadelerini kullandı.

'PARLAMENTO ÇATISI ALTINDA BU KONUYU KONUŞABİLMELİYİZ'

Eren Erdem, Cumhuriyet Halk Partisi’nin olmadığı bir masada Kürt sorununun asla çözülemeyeceğini söyledi. CHP'nin, 7 Haziran'da ortaya koymuş olduğu çözüm perspektifinin dışında bir çözüm sürecinin gelişme şansının olmadığını savunan Erdem şöyle devam etti:

''Bunun da en büyük delili çözüm süreci adı altında yürüyen sürecin gelmiş olduğu çatışma ve savaş iklimidir. Türkiye'de bugün bütün halklar birbiriyle savaşmaktadır. Türkiye ile Kürt halkları arasında bir çatışma zemini oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bunda hükümetin samimiyetsiz tavrını görmezden gelen Kürt siyasi hareketinin de sorumluluğu vardır.

“Çok net söylüyorum Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz diyoruz ki, Kürt siyasi hareketinin bütün talepleri tartışılmalı, masaya yatırılmalıdır, bunun yeri de parlamentodur. Kapalı kapılar arkasında, gizli ajandalara bağımlı kalan müzakere ve uzlaşma zemini içerisinde yapılan görüşmelerin sonuçlarını görüyoruz, hiçbir sonuç çıkmamıştır. Barış iradesinin gelişebilmesinin tek yolu vardır, demokratik parlamenter rejim içerisinde bizim bu konuyu tartışabilmemizdir. Parlamento çatısı altında bu konuyu konuşabilmeliyiz''.

‘İKİ TARAF DA SORUMLUDUR'

''Biz CHP olarak, yerel yönetimler özerklik şartnamesinde şerhleri kaldıracağız diyoruz. Bugün Kürt siyasi hareketinin temel talepleri budur zaten, yerel yönetimlerdeki özerklik şartnamesindeki şerhleri kaldırmaktır. Aynı zamanda Kürt toplumunun temel hak ve özgürlüklerinin eşit yurttaşlık üzerinden yeni bir anayasal güvence altına alınabilmesi söz konusudur. Bu ihtiyacı da karşılamanın yeri parlamentodur.

“Onun için bu sürecin çözüme kavuşamamasından ben iki tarafı da sorumlu tutuyorum. Halkların bugün ölmesinin askerin de, Kürdün de ölmesinin temel sorumlusu çözüm sürecinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaptığı metodolojik eleştiriyi dikkate almayanlardır.

“ÇÖZÜM SÜRECİNE KARŞI DEĞİLDİK, YÖNTEMSEL ELEŞTİRİ YAPTIK”

“Biz çözüm sürecine karşı değildik, biz metodolojik, yöntemsel bir eleştiri yaptık. Bu yöntem doğru bir yöntem değil, bu sorunun parlamento içerisinde, şeffaf herkesin izleme ve gözlemlemesine müsait bir zeminde görüşülebilmelidir. Bugün de bu yaklaşımımızın arkasındayız, çok net bir şekilde diyoruz ki, Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından sosyal demokratların çözüm perspektifine ihtiyaç vardır. Bizim sunmuş olduğumuz 21 maddelik Kürt sorunu çözüm perspektifini gerek Kürt siyasal hareketi, gerek hükümet dikkate almalıdır.

“Bunun dışında yapılan çalışmalar hükümetin seçim yatırımıdır. Bu tuzağa düşmemek Kürt siyasal hareketinin temel görevi olmalıdır. Herkesin eşit olduğu eşit yaşadığı bir ülkede yaşamak şiarıyla bizim önerilerimizin dikkate alınması gerekmektedir. Bu ihtiyaç ne zaman görülecek. Türkiye'de artık insanlar her gün birbirlerini katletmekte, her gün şehit haberleri geliyor, Kürt cenazeleri geliyor. Bunların sayısı ne kadar çoğaldığı zaman biz bunun farkına varacağız? Bizim çözüm önerilerimizi her iki taraf da derhal dikkate alınmak zorundadır.''

'HDP, TÜRKİYE'NİN BÜTÜN ÇÖZÜM TARTIŞMALARINDA OLMALIDIR’

Anayasa komisyonunda HDP'ye yer verilmemesini değerlendiren CHP İstanbul milletvekili Eren Erdem, ''HDP beş milyon oy almış bir siyasi partidir. Elbette ki bugün PKK'nin yapmış olduğu tutumla ilgili ciddi bir eleştiri mekanizması geliştirmek zorundadır ama bu onun demokratik siyaset alanının dışında tutulması anlamına gelmez'' dedi.

Eren Erdem sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz halkın iradesine inanan bir siyasi hareketiz. Sandık kurulup seçim yapılmıştır, HDP 5 milyon oy almıştır. Meşru bir güç merkezidir, Türkiye'nin bütün çözüm tartışmalarında mutlaka özne olması gerekir. Aksi takdirde biz nasıl beş milyon insanın iradesinin varsayıldığını iddia edebiliriz ki.

“Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz parlamenter ve çoğulcu demokrasinin gerekliliği olarak Türkiye'deki bütün toplumsal kesimlerin anayasal tartışmalarının içerisindeki yerinin özne olması gerektiğine inanıyoruz.''