Gazeteci Can Dündar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Gezi Parkı soruşturması kapsamında hakkında tutuklama kararı çıkarmasını değerlendirdi.

Gezi eylemlerini yönlendirmekle suçlanan Can Dündar “Tabii yurt dışına çıkınca İkinci Dünya Savaşı’nı da bana yıkarlarsa hiç şaşırmayacağım” dedi.

Artı TV’de yayınlanan “Sorudan Soruya” programına telefonla bağlanan Can Dündar hakkında alınan yakalama kararını değerlendirdi. Uluslararası polis teşkilatı İnterpol’ün artık Türkiye’den gelen yakalama kararlarını ciddiye almadığını vurgulayan Can Dündar,  hükümetin İnterpol’ü kendi polisi gibi kullanmaya çalıştığını dolayısıyla bu durumun İnterpol tarafından da fark edildiğini söyledi.

Yakalama kararlarının kendisini çok etkilemediğini belirten Dündar, hakkındaki suçlamaların nedenini şöyle anlattı:

“(Gezi sürecinde) etkin şekilde muhalefet yapanlardan biriydim. Gezi Türkiye’nin verdiği en kıymetli tepkilerden biridir. Ondan çok korktular. Şimdi tekrarı olmasın diye kendilerince hem orada rol alanları cezalandırmaya hem de yeni bir ihtimal varsa onu peşinen önlemeye çalışıyorlar. Ama Gezi’de rol alanların sayısı milyonları aşar. Buna cezaevleri yetmez. Tabii yurt dışına çıkınca İkinci Dünya Savaşı’nı da bana yıkarlarsa hiç şaşırmayacağım. Zannediyorum bu hakkımdaki beş ya da altıncı yakalama kararı. (Gezi’nin organizatörlerinden biri olduğu iddiası) bütün bunlar palavra. Gezi’nin özelliği de zaten biri tarafından yönlendiricisinin olmamasıydı. Bir önderi yoktu. Dolayısıyla bütün bunlar kendi muhaliflerini cezalandırmaya yönelik arayışlar… Yakalama kararlarının beni çok etkilediğini söyleyemeyeceğim. Başta hükümet İnterpol’e başvuruyordu yakalama kararı çıkarmak için şimdi İnterpol otomatik olarak bu başvuruları reddediyor. Çünkü Erdoğan’ın niyetinin burada hukuku işletmek değil İnterpol’ü kendi polis gücü olarak kullanmak olduğunu anladılar. Bundan beri ciddiye almıyorlar. Bu yüzden yakalama kararlarının uluslararası alanda bir anlamı yok, sadece Türkiye’yi itibarsızlaştırmaya yarıyor biraz daha."