DİSK, KESK, TTB ve TMMOB'un çağrısıyla emekçiler ülke genelinde grevde. İstanbul'da bir araya gelen on binlerce kişi Taksim Meydanı'na yürüdü.

KESK'in çağrısıyla iş bırakan emekçi memurlar, işyerlerinde yaptıkları açıklamaların ardından Unkapanı'ndaki İMÇ Çarşısı önünde toplandı. "Güvenceli istihdam, ücret güvenliği" ana pankartı arkasında kortejlerini oluşturan KEKS üyeleri, tutuklu arkadaşlarının fotoğraflarının olduğu tişörtleri giydi, fotoğraflarını taşıdı.

Eyleme, KESK üyelerinin yanı sıra TÜMTİS, Deri-İş, Hava-İş, Belediye-İş de katıldı. ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP Eş Başkanı Fatma Gök ile ÖDP Eş Başkanı Alper Taş'ın da katıldığı eylemde, ÖDP, SDP, Partizan ve İstanbul Tabip Odası bayrak ve pankartları açıldı.

ESP üyeleri, KESK'li emekçi memurları, Şişhane'de "Genel grev genel direniş" sloganı ile karşıladı.

Çevredeki halkın alkışlarla, araçlardan korna çalarak destek verdiği ve onbinlerce emekçinin katıldığı yürüyüşte sık sık, "Hükümet istifa", "Her yer Taksim, her yer direniş", "Mücadele bitmedi, yeni başlıyor", "Tayyip’e dersini öğretmenler verecek", "Genel grev gene direniş", "KESK'li tutsaklar onurumuzdur" sloganları atıldı.

TRT'YE TEPKİ

Anadolu Yakası'dan gelen emekçi memurlar da Karaköy'den Taksim'e doğru yürüdü. Kitle Şişhane'de buluştuktan sonra tek kortej halinde yürüyüşünü sürdürdü. TRT binası önüne gelen KESK üyeleri, Taksim direnişine uygulanan sansür nedeniyle TRT'yi protesto etti, "Siz vermeseniz de bizim sesimizi dünya duydu" dedi.

Taksim Meydanı'na ulaşan KESK’li emekçi memurları, günlerdir kurdukları direniş çadırlarında ve Gezi Parkı’nda bekleyen binlerce kişi alkış ve sloganlarla bekledi.

Basın açıklamasından önce KESK'liler, “Türk medyası ölmüştür. Ancak biz biliyoruz ki, siz günlerdir burada polisin gazına copuna rağmen çalıştınız. Çektikleriniz sansür edildi. Biliyoruz siz bizim sınıf kardeşlerimizsiniz" diyerek, birlikte alanlarda polis gazına maruz kaldıkları basın emekçilerine karanfiller verdi.

DİSK'LİLER ŞİŞLİ'DEN YÜRÜDÜ

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun çağrısıyla iş bırakan işçiler öğle saatlerinde konfederasyonun Şişli'deki genel merkezi binasının önünde bir araya geldi.

DİSK'e bağlı sendikalardan Birleşik Metal-İş, Sosyal-İş, Sine-Sen, Genel-İş ve Nakliyat-İş ile Sarıyer Belediyesi taşeron işçileri, İstanbul Tabip Odası, BDSP, DİK ve PDD, pankart ve bayraklar açarak Taksim Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti.

Kitlenin en önde DİSK imzalı "AKP diktatörlüğüne karşı yürüyoruz" yazılı pankart açıldı. DİSK'e bağlı Nakliyat-İş imzalı "Söz, yetki karar çalışanlara", "İşçilerin birliği sermayeyi yenecek", "Yurtiçi kargoda işçi kıyımına son", "Yaşasın örgütlü mücadelemiz" pankartları, Dev Sağlık-İş ise "Baskılar bizi yıldıramaz. İnsanca yaşamak istiyoruz" pankartı ile yürüdü. İşçiler, "Tayyip istifa", "Hükümet istifa", "Faşizme karşı omuz omuza", "Her yer Taksim, her yer direniş", "Tayyip sonun mübarek olsun" sloganlarıyla yürüyüşe katıldı.

Yol boyunca ses aracından Metin Lokumcu anısına Lazca ezgiler çalındı.

KAZANCI YOKUŞUNA KARANFİL BIRAKTILAR

Taksim Meydanı'na "Taksim 1 Mayıs alanıdır" sloganıyla giren işçiler, 1977 1 Mayıs'ında emekçilerin yaşamını yitirdiği Kazancı yokuşuna karanfil bıraktı, "Devrim şehitleri ölümsüzdür" sloganını attı.

Ardından Gezi Parkı girişine geçen işçiler burada basın açıklaması yaptı. DİSK Genel Başkanı Kani Beko burada yaptığı konuşmada, Taksim'de direnenleri mücadelenin ateşiyle kucakladıklarını belirtti. 43 yıl önce 15-16 Haziran'da büyük işçi direnişini yaratanları da saygıyla andığını ifade eden Beko, "Dünyanın bütün egemenlerine, zorbalarına, bütün zalimlere sesleniyorum. Topunuzla, tanklarınızla, copunuzla, panzerinizle gelseniz bile dindiremezsiniz halkın coşkusunu" dedi.

Beko'nun ardından KESK Genel Başkanı Lami Özgen konuşma yaptı.

Günlerdir sokaklarda olan halkın, Erdoğan'ın ağzından çıkan her sözün kanun olamayacağını, kendi haklı ve meşru taleplerinin şiddetle bastırılamayacağını gösterdiğini belirten Özgen, "AKP iktidarının, her toplumsal talebi şiddetle bastırma tutumu çığırından çıkmıştır" dedi.

Başta Başbakan olmak üzere AKP iktidarını Taksim'den Türkiye'ye yayılan direnişin şartlarını yerine getirmeye çağıran Özgen, "Erdoğan'ın ifadesiyle 'Kendi halkına zulüm eden iktidar, meşruiyetini bitirmiş demektir'" dedi.

İşçi ve emekçilerin haklarının kazanılmış haklarına ve örgütlülüklerine yönelik saldırılara dikkat çeken Özgen, şunları söyledi: "Taşeronlaşmaya, esnek çalıştırmaya, güvencesizliğe ve kamu emekçilerinin iş güvencesinin ortadan kaldırılmasına, çalışma hayatının işverenlerin ve devletin keyfiyetine terk edilmesine yönelik çabalar, AKP hükümetinin 'sandıkta ben daha çok oy aldım, dolayısıyla ben yaparım, herkes itaat eder' anlayışının bir ürünüdür."

AKP'yi sokaklarda olan emekçilerin, işçilerin, kadınların, gençlerin taleplerine kulak vermeye çağıran KESK Genel Başkanı Lami Özgen, toplumun tüm kesimlerini birleşik mücadeleyi büyütmeye çağırdı.

AKTAN: SOKAĞIN SESİNİ GÖSTERDİK

Türk Tabipleri Biriliği Genel Başkanı Özdemir Aktan ise, 1 Mayıs ve Gezi Parkı direnişinde yaşananları hatırlattı, "1 Mayıs'ta bizleri burada miting yapılamayacağını ikna etmeye çalışıyorlardı. İşte buradayız. Polis karışmazsa bir şey olmuyor. 1 milyon değiliz ama on binlerle buradayız işte" dedi.

Günlerdir yaşanan polis saldırılarına dikkat çeken Aktan, "Kimyasal savaş yaşandı" dedi. İki kişinin yaşamın yitirdiğini, onlarca kişinin polisin attığı mermilerden, gaz bombalarından ve uyguladığı işkenceden dolayı yaralandığını hatırlatan Aktan, polisin cezalandırılması gerektiğini söyledi.

Milyonların, sokaklarda faşizme teslim olmayacağını gösterdiğini söyleyen Aktan, şöyle devam etti: "Baskıcı rejime teslim olmayacağız, kardeşçe, bir arada yaşamak istiyoruz. Sokağın sesinin nasıl olduğunu gösterdik."

Konuşmaların ardından, halaylar çekildi. (ETHA)