Ankara’da Barış Mitingine yönelik gerçekleşen bombalı saldırı ile ilgili konuşan Yazar Cafer Solgun, başta İçişleri Bakanı ve ilgili kurumların derhal istifa etmesi gerektiğini söyledi.

Ankara’da ‘Barış Mitingi’ne yönelik düzenlenen bombalı saldırıda yüzlerce ölü ve yaralı olmasına rağmen ‘güvenlik zafiyeti yok’ diyen Hükümet yetkililerine tepki gösteren Yazar Cafer Solgun, ANF’ye konuştu. Demokratik bir ülkede böylesi bir vahşetin yaşanması halinde İçişleri Bakanının istifa etmesi gerektiğini kaydeden Solgun, “Devletin istihbarat kuruluşları bu katliamları organize edenlerle ilgili herhangi bir bilgi sahibi değilse ne iş yapmaktadırlar?” diyerek tepki gösterdi.

'ALÇAKÇA, VAHŞİCE BİR KATLİAM'

Ankara'da 'Barış Mitingi'ne yönelik yapılan saldırıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Alçakça, vahşice, barbarca bir katliam… Barış konulu bir barışçıl etkinliği kana boğmak, başka türlü izahı yapılamayacak korkunç bir katliam…

PKK'nin tek taraflı ateşkes ilanı yapılması beklenirken böylesi bir patlama herkesin kafasında soru işareti bıraktı... Oysa geçmişteki diğer seçimlerde AKP Hükümetinin 'Ateşkes talebinde hep ısrarcıydı...

KCK’nin tek yanlı ateşkes kararı alacağı beklenirken derin dondurucuya kaldırılan çözüm sürecinin koordinatör bakanlığını yapmış Yalçın Akdoğan, “buna karnımız tok, kış yaklaşıyor diye taktik yapıyorlar” açıklaması yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da benzer içerikte bir açıklama yaptı. Bu tutumdan çıkan sonuç, savaş, çatışmalar, operasyonlar, dolayısıyla da ölümler devam etsin istedikleridir. KCK’nin tek yanlı silahlarını susturması, önemlidir ve kalıcı barışın inşası için bütün demokrasi güçlerinin iyi değerlendirmesi gereken bir şanstır, imkandır…

'BU KADAR PİŞKİNLİK İNSANA 'PES' DEDİRTİYOR'

Demokratik bir ülkede güvenlik zaafı nedeniyle böylesi bir katliam yaşansaydı İçişleri Bakanı istifa etmesi gerekmez miydi?

Olayın siyasi sorumluluğunu taşıyanlar tabii ki bir an önce istifa etmelidirler. Başta İçişleri Bakanı ve Ankara Emniyet Müdürü olmak üzere. Ama istifa etmedikleri gibi “gerekli güvenlik tedbirleri alınmıştı” gibi açıklamalar yapabildiler. Bu kadar yüzsüzlük, pişkinlik, utanmazlık gerçekten insana “pes” dedirtiyor…

Türkiye tarihinde en büyük sivil katliamını yaşadık, Barış Mitingine yönelik bu saldırıdan burada ilgili kurumlar gerçekten haberi yok muydu?

Bu durum, bu katliamların devlet içerisindeki belirli odakların ya doğrudan ya da dolaylı olarak bu katliamların gerçekleşmesinde dahi olduğunu akla getiriyor elbette. Devletin istihbarat kuruluşları bu katliamları organize edenlerle ilgili herhangi bir bilgi sahibi değilse ne iş yapmaktadırlar?

İnsanlar ülkenin dört bir yanından 'barış' için Ankara'ya gitti, ama canından oldular... Dünya kamuoyuna bunun izahatı nasıl yapılacak?

Ben de merak ediyorum… Ankara’da, Türkiye’nin başkentinde böyle bir katliam oluyorsa, dünyaya “güçlü devlet” havası atmaya hangi yüzle devam edebilecekler?

Ülkede yaşanan bu kaos'un son bulması için aydın, akademisyen ve ileriyi görebilen duyarlı kesimin nasıl bir tavır içerisinde olmalıdır?

Hangi ideolojik, siyasi tercihe sahip olursa olsun barış, demokrasi ve özgürlük değerlerini savunan herkesin “illa da barış… inadına barış” tutumu alması gereken bir dönemden geçiyoruz…

Barış talebinde bulunan Kürtler katledildi, bundan sonra Kürtler artık sokağa çıkıp ‘barış istiyoruz’ da mı diyemeyecek?

Bu katliam, öncelikle Kürtler açısından provokatif bir nitelik taşımaktadır. Kürtleri korkutmayı, içine kapanmayı, moralini bozmayı ve mücadele azmini, barış umudunu boşa çıkartmayı hedeflemektedirler. Fakat Kürtler haklarını savunmayı da barışta ısrar etmeyi de sürdüreceklerdir inancındayım. (ANF)