Bu kentte ve ülkede cereyan eden ölümlere, açlık grevlerine, savaşın bıraktığı tahribata, haksızlıklara ve buna yönelik yapılan eylemlere sadece ekonomik ve politik çıkar açısından bakmak nasıl bir vicdanın ürünüdür?. Dün Van gazetelerinde Van Ekonomik Konseyi’nin ve AKP Van il Başkanı’nın 30 Ekim’de Van’da yapılan eylemlere yönelik eleştirel açıklamalarını hayret ve dehşet duygularına kapılarak okudum. Aslında açıklamalara eleştirel bile denemez, ‘pire yavrusu’ anlamına gelen başka bir kelime sanırım daha uygun düşmektedir.

Öncelikle bir devletten ayrışan “sivil toplum”u temsil ettiğini iddia eden bir STK iktidar ile aynı dili konuşmamalı. Aynı gün gazetelere yansıyan AKP İl Başkanı’nın açıklaması ile STK’lardan oluşan bir yapının aynı tarzda ve paraleldeki açıklamaları o STK’ların hepsi açısından tam anlamıyla utanç verici bir vesikadır. Bir STK her şeyden önce ezilenden yana olur, politik tavrını ve konumunu ezilenden yana belirler.

Ha madem esnafa ve Van halkına bu kadar duyarlısın, hadi gel aşağıda yazdığım meseleler hakkında çalışma yap, sesini çıkar..

Hadi hesap yap kapitalist!! Çeyrek yüzyıldır süren savaş mı daha çok zarar verdi esnafa, yoksa bir günlük kepenk indirilmesi mi? Bunun bir hesabını, muhasebesini yap bakalım? 30 yıldır süregelen kayıplar, yerinden edilmeler mi daha derin zarar verdi yoksa 1 günlük kepenk kapatma eylemi mi?

Her sene resmi bayramlarda, Beşyol’da yapılan mitinglerde Beşyol esnafının işleri duruyor. En az iki resmi bayram ve en az 10 gün de miting oluyor Beşyol kavşağında. Bunu gördün mü?

Kentin belli başlı yerlerinde konuşlanmış askeri araçlar esnafın işlerini engellemiyor mu? Onlar her gün oralarda. Esnaf, silahların gölgesinde iş yapmaya çalışıyor, her gün hem de her gün. Bunu görmüyor musun?

Esnaf hiçbir ticari faaliyet bile yapmasa her ay damga vergisi, stopaj gibi vergileri veriyor. Bunu gördün mü?

BAĞKUR’A kayıtlı esnaf bir ay bile BAĞKUR primi ödemese sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor. Bunu gördün mü?

En az emekli aylığı alıp da en çok primi kim ödüyor? Tabii ki Esnaf. Bunu bir kez bile dillendirdin mi?

Deprem sonrası esnafa kredi verilecek dendi. Hangi esnaf aldı? Zengin esnaf aldı o kredileri. Senin altta kalmış esnafın aldı mı? Hayır... Onu dillendirdin mi? Yine o zaman hükümetle aynı ağızla konuşmayı tercih ettin. Kapıkulu kültürüne sadık kalarak “hükümetimiz çok yaşa” dedin. Ama hükümetin kredi vermediği binlerce esnafı es geçiyorsun.

31 Ekim 2012 tarihinde senin değer verdiğin esnafın depremden bu yana birikmiş olan SSK ve Bağkur prim borçlarını ödemek zorunda. Bunu görüp dillendirdin mi?

Deprem sonrası Van’a il dışından başka kapitalistler geldi hep, TOKİ’lerde yabancı işçiler ve müteahhitler çalıştı. Van’a ve Vanlıya yapılan yatırımlar hiçbir şekilde Van’ın ekonomik yaşamına yansımadı. Bunu bilir misin? Bilirsin bilirsin de ‘hükümetimiz çok yaşa’ demekten geri durmazsın.

Cezaevlerine neyle yargılandığını bile bilmeyen on binden fazla insanın kapatılmış olması, tüm bu insanların ekonomik yaşam döngüsünden kopartılmış olması bile ekonomik hesaplarına darbe vurmuyor mu? Dışarıda olsalardı bu insanlar sayesinde sen daha çok kazanmaz mıydın?

Esnaf sizin koltuklarına rahatça çöktüğünüz o odalara her işlemde her resmi evrakta tonlarca para vermek zorunda kalıyor. Esnafların verdiği aidat ve resmi evrak paraları sayesinde lüks makam odalarında oturabildiğinizi, seyahatler yapabildiğinizi unutmayın sakın. Ayrıca o odaların yumuşak koltukları sayesinde bir popülariteniz ve prestijiniz olduğunu sanırım unutmuşsunuz.

Deprem sonrası Van’daki tüm seçilmişler cezaevine atılırken de Van Ekonomi Konseyi ‘adalete saygımız sonsuzdur’ demişti. Sizin vicdanınız var mı ki, adalet duygunuz olsun? TÜSİAD bile açlık grevleri hakkında açıklama yaparken, siz bu bölgede yaşayanlar olarak üç maymunu oynamaya devam ediyorsunuz. İnsafsızlar... Vicdansızlar...

Dünya döndükçe siz ekonomik ve politik çıkar grupları bizim çevremizde bir kir tabakası gibi duracaksınız. Yoksul ve dışlanmış insanların sırtından elde edilen haksız kazançlarla korunaklı plazalarında oturan, enkaz altında kalanlardan, enkazlardan, savaşlardan, ölümlerden bile rant hesabı güden siz kan emiciler, bizim zihnimizde hep dünyayı ve insanlığı kirletenler olarak kalacaksınız...

*Yazar Necmettin Salaz'ın yazımla çok örtüşen 'Burjuva denilen kir tabakası' tanımını yazıya başlık olarak seçtim. Kendisine teşekkür ederim.