Büyük Menderes, tarımsal arazi sulaması ve hayvancılık açısından Menderes Havzası’nın can damarı. Geçen hafta toplu balık ölümleriyle gündeme gelen Büyük Menderes, ne yazık ki artık Türkiye’nin üçüncü kirli nehri olarak gösteriliyor.

Banu Şen'in Hürriyet'te yer alan haberine göre sanayileşme, kentleşme, tarımsal etkenler nehri yok olma noktasına getirirken etrafındaki yaşamı da tehlikeye atıyor.

Kaynağından pırıl pırıl doğan damlalar Ege Denizi’ne yaklaştıkça siyaha dönüyor, sularına karışan atıklarla denizle buluşurken yaşam değil ölüm getiriyor.

İnsanlar yıllardır bu büyük akarsuyu çöplüğü gibi kullanıyor.

Deri sanayinin yoğun olduğu Uşak’ta sanayi atıklarıyla kirlenen Ulubey Çayı, Büyük Menderes’le birleşiyor ve kirliliğini de beraber getiriyor. İki suyun birleştiği noktada nehir artık, berraklığını yitirmeye başlıyor ve kötü bir koku geliyor. Ulubey Kanyonu’nun içinden geçerken nehrin rengi ve kokusunun değişmeye başladığını çok net görebiliyoruz. 

Kirlilik gözle görülür hale gelirken, keskin kötü koku da giderek artıyor. Suya karışan atıkları gözlemleyebiliyoruz. Nehrin üzerinde artık kiremit renginde bir tabaka var.

Aydın’da şehir içi olarak sayılan otogar mevkisinde köpük şeklindeki atıklar nehre karışıyor. Su, artık üzerinde beyaz tabaka ile ilerliyor. Burada hayvan leşi kokusunu andıran bir koku var. Suyun rengi ise kimi zaman koyu yeşile yer yer de siyaha dönüyor. Büyük Menderes’in Ege Denizi’ne son ulaştığı nokta ise Balat Deltası.

Binlerce balık geçen hafta burada öldü. Az sonra denizle kavuşacak nehir artık siyaha yakın koyu bir renkte. Büyük Menderes’in buradaki son hali bir ‘ölüm yolculuğunun’ da artık son durağı.