Taraf Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı Ahmet Altan, “Başbakan ve kof kabadayılık,” “Dava” ve “Bu nasıl ordu” başlıklı yazıları nedeniyle açılan üç ayrı soruşturmada Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı’na ifade verdi. Soruşturmalardan ikisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, diğeri ise Genelkurmay Başkanlığı’nın suç duyurusu üzerine açıldı.

Avukatları Yelda Bilal ve Veysel Ok ile birlikte Kadıköy Adliyesi’ne gelen Altan, burada Kadıköy Basın Savcısı Ahmet Faik Kapluhan’a ifade verdi ve suçlamaları reddetti.

Hoş olmayan şeyler söyledi

Ahmet Altan,“Başbakan ve kof kabadayılık” yazısına ilişkin soruşturma kapsamında şunları söyledi:

“Benim Başbakan’a hakaret etmek kastım yoktur. Başbakan’la aramızdaki mesele kendisinin bir heykeli ‘ucube’ diyerek yıktırmak istemesiyle başladı. Bir Başbakan bir sanatçının eserini toplumun önünde böyle insafsızca eleştirme hakkını kendinde bulsa bile dünyanın hiçbir yerinde bir Başbakan beğenmediği bir heykeli yıkma hakkı tanımaz. Başbakan beğenmemekle kalmadı bu heykeli yıktırdı. Bu heykeli yıktırdığı için kendisini eleştirdiğimden dolayı benimle adımı vermeden tartışmaya girip pek de hoş olmayan sözler sarfetti. Şimdi kendisinin şikâyetçi olduğu bu yazıyı bu gelişmelerin sonunda yazdım. Başbakan’a söylediğim şudur: Kendi kişisel beklentisi olan adam kişisel beklentisi olmayan adamla polemik yapamaz. Başbakan’ın her siyasetçi gibi kişisel hesapları ve beklentileri var. Benim de birçok yazar gibi bir beklentim var. Başbakan benimle bir tartışma sürdüremez. Polemik yapamaz. Söylediğimin doğru olduğu bu tartışmanın orta yerinde Başbakan’ın mahkemeye koşması ile zaten kanıtlanmıştır.”

Estetik konusunda tutarlı değil

Başbakan’ın tutarlı ve dürüst olmasını önerdiğini söyleyen Altan “Eğer estetik değerlere bu kadar meraklıysa, gidip bir heykeltıraşın heykelini yıktıracak kadar aklına takıyorsa bu ülkenin bütün binalarını ve heykellerini de eleştirmesi gerekir. Ama biz dinin görkemine uygun olmayan herhangi bir camiyi eleştirdiğini ya da herhangi bir Atatürk heykelini çirkin diye yıktırdığını duymadık. Demek ki estetik konusunda Başbakan’ın bir tutarlılığı yok” dedi.

Başbakan’ın, eleştiriye mahkeme celbi ile cevap vermesini, tartışmaktan çekinmesine, eleştiriden hoşlanmamasına ve eleştiriyi susturmak istemesine bağlayan Altan, “Başbakan bunları isteyebilir. Ama onun demokrasi ve hukuk açısından yersiz olan bu taleplerine yargı uymak zorunda değil” dedi.

Peygamberin sözü suç mu

Ahmet Altan, Başbakan’ın kendisi aleyhine dava açmasına ilişkin yazdığı “Dava” yazısı nedeniyle açılan soruşturma kapsamında da ifade verdi. Altan, şunları söyledi: “Eğer 2011 yılında bir ülkede bir insan Hz. Muhammed’in Hadisi Şerif’ini yazdığı için savcı tarafından hesaba çekiliyorsa, o ülkede adaletin, hukukun, demokrasinin, insan haklarının yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Bir peygamberin sözleri hukuku ve Başbakan’ı rahatsız ediyorsa o hukuk sistemi ve o Başbakan dönüp bir daha kendine bakmak zorundadır.”

Darbeler ordu için bir şey ifade etmiyor mu

Taraf Başyazarı Ahmet Altan’ın ifade verdiği diğer soruşturma ise “Bu nasıl bir ordu” başlıklı yazısıyla ilgiliydi. Genelkurmay Başkanlığı’nın suç duyurusu üzerine açılan soruşturmada ifade veren Altan şunları söyledi:

“Türk ordusunun ve Genelkurmay’ın yazdığım yazının neresinden şikâyetçi olduğunu anlamak mümkün değil. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan... bu ihbarı yazan Genelkurmay görevlisi için bir şey ifade etmiyor mu? Bu tarihlerde yaşananlar ortadayken, Genelkurmay ne hakla ve ne cüretle bir yazarı mahkemeye ve hapishaneye göndermek için harekete geçebilir. Türkiye geçmişindeki karanlığı artık hukuk perdesi arkasına saklamayacak. Hukuk da hukukçular da artık buna alet olmayacaktır. Ordu ihbar mektupları yazmak yerine, kendisini daha düzgün bir ordu olması için eleştirenlerin sözlerine kulak vermeli.”

TARAF