'FETÖ' yapılanması içerisinde yer aldığı gerekçesiyle tutuklandıktan sonra tahliye olan Atilla Taş yaşadıklarını kitaplaştırdı.
Taş, kitabını Hürriyet gazetesinden Hakan Gence'ye anlattı.
Sizinki bir çöküş hikâyesi mi?
Kesinlikle. İbretlik... Memleketinden kalkmış İstanbul’a gelmiş, önce şöhret olmuş ama sonra yerin dibinin dibini, en sonunda da hapsi boylamış bir adamın hikâyesi bu. Başta tam bir şöhret budalasıydım. Sonra ‘loser’ (kaybeden) oldum. Ama vazgeçmedim.
Nerede hata yaptınız?
Şöhreti kaldıramadım. Para bana ağır geldi.
Kitapta zamanla aşağılanan bir figür haline geldiğinizi anlatıyorsunuz...
Biz o dönem popüler kültür çerezleriydik. “Şurada tüket, burada tükür at” denilen, geçici bir müzik yapıyordum. Televole bizi öyle yerlere itti ki kamerayı gördüğümüz zaman oynuyor ve bunu bir şey zannediyorduk. Zamanla kendimden rahatsız oldum. Ben de kazandığım zaman paranın çoğunu eğitime harcadım. Bir yıl İngiltere, iki yıl Amerika’da kaldım. Hazırdan yedim. Sonra döndüm. Ama kariyerim bitmişti, artık dalga geçilen bir magazin figürüydüm.
Müzik kariyeriniz artık bitti mi?
Kendi başımayken türkü söylemekten keyif alıyorum ama artık başkalarına zarar vermiyorum.
Ne zaman başladı politik paylaşımlarınız?
Gezi olaylarıyla. Yoksa mutlu mesut, apolitik bir adamdım.
Hâlâ muhalif misiniz yoksa ‘FETÖ’nün medya ayağı’ olma iddiasıyla cezaevine girip çıktıktan sonra ağzınız yandı mı?
Laikliği, Atatürkçülüğü ve demokrasiyi savunuyorum. Özgürlüğe inanıyorum. Bunlar muhaliflikse muhalifim. Devam eden bir yargı süreci var. Karar duruşmasına az kaldı. Beraat etmem gerektiğini düşünüyorum. Hiçbir zaman yanlış bir şey yapmadım. Sadece bir gazetede yazı yazdım. Olayın temeli bu. Dosyamda tweet’lerim de var. Ama maddi anlamda çok sıkıntıdaydım ve o yüzden yazarlık yaptım.
Artık siyasi içerikli tweet atmıyor musunuz?
Hayır. Siyaset bir kör kuyu. Bir de insanlar, ‘Yürü, arkandayız’ falan yazıyor’ ama mahkemede, cezaevinde kim arkamdaydı? “Atilla Taş yalnız değildir” yazanlar var; vallahi de billahi de yalnızdım ve gözümün üzerinde bir külotla yatıyordum.
Şimdi nasıl geçiniyorsunuz?
Kitap yazdım, stand-up’ım başlıyor. Olmadı müziğe dönerim, valla sonrasını insanlar düşünsün!
Sizden kurtuluş yok yani!
Yok. Şarkıcılık yaptım, yerin dibine sokuldum; yazarlık yaptım, cezaevine girdim. N’apayım?