Ercan Jan Aktaş / Demokrat Haber

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar 22 Kasım tarihinde basına verdiği brifingte; “Vicdani ret kavramıyla ilgili yasalarımızda hüküm bulunmamakla birlikte konuya ilişkin herhangi bir çalışma da yoktur. Vicdani ret kapsamında 82 milyonluk ülkemizde 2017’de 28 kişi, 2018’de 23 kişi, 2019 yılında ise bugüne kadar da 18 kişi müracaatta bulunmuştur” diyordu.

Parası olup da vermeyi tercih edenler zorunlu askerlik hizmetini paraları ile satın alırken birileri her türlü bedeli göze alarak vicdani reddini açıklıyor, kimileri de zorunlu askerlikten muaf olmak için 'psikoseksüel raporu' alma sürecine giriyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinin eşcinsel erkeklere “psikoseksüel bozukluk” tanılı çürük raporu vermesine halk arasında “pembe tezkere” deniyor.

Ege de bu süreci yeni tamamlayanlardan. İsteği üzerine sadece ismini kullanacağız. Öte yandan bir resmini de paylaşamıyoruz, bunun üzerine kendisini başka bir resim iletmesini istedim. "Fotoğraf bu olabilir, ironik" dediği resim ile hikayesini konuşmaya başladık…

Sevgili Efe, tanışmamız sanırım bir yılı geride bıraktı. Kaygı ve endişeler ile “Pembe Tezkere” almak için bir yolculuğa girdin. Yanlış hatırlamıyorsam "süreci bırakacağım" dediğin zamanlar oldu. Ancak iyi bir direniş ile sürecin istediğin gibi tamamlandı. Öncelikle duygularını alabilir miyim?

Sonuçlandıktan önce ve sonra olarak ayırabilirim duygularımı. Sonuçlanmadan önce tedirgin, heyecanlı ve geceleri uyuyamayacak derecede kaygılıydım ben genel olarak devlet işlerinde çok tedirgin olurum, aman bir şey olacak mı aman nasıl bir şey ile karşılaşacağım diye çok söylenirim kendi kendime bu yüzden mental olarak zorlu bir süreçti ama sonuçlandıktan sonra dedim ki bunun için mi bu kadar yıprattım kendimi.

Seni tanıyabilir miyiz biraz?

Tabii... Adım Efe, İzmirliyim ve 23 yaşındayım. Müzikle uğraşıyorum ve İstanbul da psikoloji okuyorum. Şimdi diyeceksiniz ki madem okuyorsun neden uğraştın :) Yaşım ilerledikçe yüzümde bir olgunluk bir adam adam görüntü oluşmaya başladı dedim hazır hala çocuksu duruyorken gideyim de askerliği halledeyim çünkü az çok biliyorsunuz inandırmak ZORUNDA bırakılıyoruz ne yazık ki...

Askerliğe dair kendinle ilk tartışmaların ne zaman ve nasıl başladı?

İnsanın kendini bilmesi gerçekten çok güzel ve yaşantısında inanılmaz katkı sağlayan bir husus bence. Ben çok küçük yaşlarımda etrafında ve kendinde olan biten her şeyin hemen farkına varan ve üzerine düşünen bir çocuktum, bu yüzden askerliğin adı geçince bile tedirgin oluyor ve gerçekten psikolojik olarak çok etkileniyordum yani bildiğin bu korkuyla büyüdüm. Aslında gerçekten çok yanlış bir şey bunun diretilmesi. İnsanların hayatı boyunca zaten birçok önemli olaylar oluyor, birden fazla güzel anılar biriktirebileceği yerlerde bulunuyor. Vatan millet aşkı adı altında insanların buna zorla itilmesi çok yanlış. Çünkü ben gerçekten vatanına ve milletine aşık biriyim ama askerliğin benim için uygun olmadığını bile bile özellikle psikolojimi bozacağını bile bile gidemezdim. Duyuyoruz giden çoğu kişilerin psikolojilerinin nasıl bozulduğunu daha sonrasında tedavi gördüklerini, buna gerçekten mecbur bırakılmak ve bunun için bu “PEMBE TEZKERE”den başka hiçbir kaçış yolunun olmaması gerçekten çok üzücü...

Askerliğe dair tartışmaların başladığında arkadaş çevren ya da ailen ile bu süreci nasıl paylaştın, onlar bu tartışmalarını nasıl karşıladılar?

Aslında paylaşmadım, askerlik benim çevrem için inanılmaz düzeyde muazzam bir erkeklik göstergesiydi, sadece korktuğumu dile getirebiliyordum.

‘Pembe Tezkere’ sürecine nasıl girdin, ilk olarak bu sürece dair nasıl bilgi sahibi oldun?

Bu olaya renklerin cinsiyetçiliğiyle yaklaşıldığı için öncelikle pembe tezkere denilmesi çok irite ediyor beni, onun yerine psikoseksüel raporu diyelim. Bu sürece girmeyi kafama koydum ama çok korkuyordum ne olacak ne bitecek ailem arkadaşlarım toplum bunlar öğrenirse nasıl tepki verirler diye. Hep kaçtım kaçabildiğim yere kadar en son dedim ki yok olmayacak, korkunun ecele faydası yok sonuçta, internetten size ulaştım zaten, aslında bu tür şeylerde asla birileri beni rahat ettiremez başına buyruk ve kimseyi dinlememe tavırlarım olduğundan dolayı. Yine öyle oldu kendim gidip görüp rahatladım.

‘Pembe Tezkere’ alma kararlılığına, pardon kendimi düzeltiyorum. Senin de dediğin gibi "pembe tezkere" adlandırmasında renklere cinsiyetçi bir yaklaşım söz konusu. O zaman senin adlandırman ile, psikoseksüel raporunu alma kararlılığına vardığında bunu ilk kimlerle paylaştın, nasıl tepkiler aldın?

Eski sevgilimle paylaşmıştım. Tabi o zamanlar sevgilimdi şu an eski sevgilim :))) Kararıma saygı gösterdi. Zaten kime ne söyleyeceğimi bilirim alacağım tepkileri az çok tatmin edici bulmak adına bana destek olacak kişilere böyle şeyleri söylemeyi tercih ediyorum.

Kendi ‘Pembe Tezkere’ sürecini… Ya gerçekten özür dilerim. 'Pembe Tezkere' dile o kadar çok yerleşmiş ki... Nasıl bir süreç yaşandı sende?

Ben çok oyalandım. Askeriye, aile hekimi, psikiyatri ve heyet olarak 4 aşamalık bir süreç, aslında 2 haftaya biterdi ama ben yine her zamanki gibi korktum ve sürekli süreci uzatmak için psikiyatri aşamasını hep ileri tarihe atıp 1 ayda tamamlamış oldum. Bu aşamaların hepsinde karşınıza çıkan insanlar gerçekten çok önemli askeriyedeki memurdan tutun da psikiyatri doktoruna kadar hepsine gerçekten çok teşekkür ederim, çok iyi ve anlayışlı insanlardı.

Bu süreçte seni zorlayan neler oldu? Bir yerlerde, birilerinden destek alabildin mi?

Beni zorlayan tek şey kendim oldum. Kimseden destek almadım. Öyle kadınsı bir şekilde de gitmedim, tek yaptığım şey sinek kaydı tıraş ve üzerine sakal izlerimin belli olmaması için BB krem ("Blemish Balm" olan BB krem "kusur kapatıcı krem" olarak biliniyor)

‘Pembe Tezkere’ ile hayatına yeni başladın. Bu süreçte yasadıklarının hayatına nasıl bir etkisi oluyor?

Vallahi şu an için hiçbir fikrim yok, zaman gösterecek ama 6 ay da olsa zamanımı hiç kimseye satmadığım ve kaybetmediğim için çok mutluyum.

Yaşadıklarından hareketle bu sürece yeni gireceklere neler tavsiye edersin?

Kesinlikle korkmasınlar, benden daha korkağı yoktur bu dünyada bu konu üzerine bunu çok içten söyleyebilirim, kendimi yerden yere atıyordum dedim ya uyuyamıyordum bile korkudan, endişeden. Hayat sizin, zaman sizin, ömür sizin, sevdiklerinizi ve kendinizi düşünerek hareket edin. Şimdi belki sevdiklerini düşündün ondan mı kendine bu damgayı vurdurdun diyenler olabilir onlara da, bir tek -oraya gidip psikolojimi bozup geriye döndüğümde ölü gibi olduğumda sevdiklerimi daha mı mutlu edecektim demem yeterli olur diye düşünüyorum.

Sürecini paylaştığın için teşekkür ederim. Hayat istediğin gibi yol alsın Efe.

Ben teşekkür ederim, umarım herkes için hayat daima çok güzel olur.