Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022’de meydana gelen ve 43 işçinin hayatını kaybettiği, 9 işçinin ise yaralandığı patlamaya ilişkin 8’i tutuklu 23 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması dördüncü gününde arar karar çıktı.

Mahkeme; tutuklu sanık Salih Atmaca'nın adli kontrol ile tahliyesine, diğer tutuklu 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Duruşma, tutuksuz sanıkların savunmalarının alınması için 3 Mayıs'a ertelendi.

Evrensel’den Hilal Tok’un haberine göre, Dava; Sakarya, Bolu ve Kocaeli Baro başkanlarının davaya katılma talebinin ardından sanık kartiye mühendisi Levent Aydın’ın sorgusuyla devam etti.

Aydın, “Her ne olduysa -320'de olmadı, burada patlamanın 350’de olduğunu düşünüyorum çünkü -320’de herhangi bir hasar yok. Vagonları sağa sola savuracak kadar bir basınç nasıl olurda etrafına zarar vermeden diğer tarafa gider benim aklım almıyor. Bilirkişinin söylediği darbeye bağlı yaralanmaların çoğunluğu yine -350’de, şiddetli yanmaların çoğunluğu burada. Ben arından rekuba değil, rekuptan arına yangının çıktığını düşünüyorum. 320 tavanda patlamanın olduğunu düşünürsek” dedi. Aydın, patlamaya ilişkin tahminlerini söylerken avukatı araya girerek “Müvekkilimin psikolojisinin şu anda iyi olduğunu düşünmüyorum. İzin verirseniz 5 dakika özel görüşmek isterim” dedi.

Mağdur Avukatları “Savunma bölünemez”, aileler de “Gerçekleri söylesin” diyerek savunmasının bölünmemesini talep etti. Mahkeme başkanı “Ben öyle uygun gördüm” diyerek 5 dakika izin verdi. Aileler karara tepki göstererek “Böyle adalet olmaz” diye bağırdı.

"OLAY GÜNÜNE DAİR SENSÖR ARIZASINA İLİŞKİN BİR DUYUM ALDIM"

Ayak arkasındaki metanın bir şekilde patlamaya neden olduğunu söyleyen Aydın, “Benim bundan başka söyleyebileceğim bir şey yok. Dediğim şekilde gerçekleştiyse zaten bunun tespit edilmesi mümkün değil. Ayak arkası uzunca bir boşluk, tavanı çatlak kaya, buraya girip zaten metan ölçemezsin bu işin mevzuatında yok. Ocak kendi kendine canlıdır, yukarıdan basınç gelir her şey değişir. Bu söylediklerim sadece gösterge kırıntıları. Ama şunu kesin olarak söyleyebilirim, ne olduysa -350'de oldu. Olay gününe dair ciddi sensör arızasına ilişkin bir duyum aldım. Ayın 16’ında sensör yeni kurulduğu için kalibrasyonunda yanlış olmuş" dedi.

Aile avukatı Derviş Emre Aydın söz alarak sanık Levent Aydın’a soru sormaya başladı. -320'de sanıkların anlatmadığı bir hat olup olmadığını sordu. Sanık Levent Aydın, "Evet burada bir hat çekildi" dedi.

Derviş Aydın'ın bu sorusuna daha önce hiçbir sanık bir hat olduğu sorusuna ‘evet’ yanıtını vermemişti. Bunu hatırlatan avukat Aydın, "Biz metanı uzaklaştırmak için, tavanı kazana kadar, havayı hızlandırmak maksadıyla, o an için alınması gereken bir önlem olarak yapıyoruz" dedi. Avukat Aydın, "Yani havanın atamadığı metanı, vantüpün arkasından ek hat çekerek mi atmaya çalıyordunuz? Bir kişi bile sizin gibi ters çevrilen vantüp hattı olduğunu söylemedi" dedi.

Mahkemede sanıklara tepki göstererek, "Yetimler yapışacak yakanıza" diye haykıran bir madenci yakını dışarı çıkarıldı.

"ÇALIŞANLARIN AŞAĞIYA İNDİĞİ BİR TAKİP SİSTEMİ, SAAT SİSTEMİ VAR MI?"

Patlamada hayatını kaybeden Öner Yıldız'ın yakını söz alarak, "Arzu ediyoruz ki, savundukları sanıkların gerçekten bir suçu var ise ona göre savunma yapsınlar. Sanık avukatları sürekli soruları kesiyor. TTK maden ocağının bir işlem yönergeniz var mı? Var ise birbirinizin bu yönerge hakkında neden bilginiz yok. Biri soruyor her sanık diyor ki 'Bu benim konum değil' bir çalışma yönetmeliğiniz yok mu sizin. Kartiyedeki çalışanların aşağıya indiği bir takip sistemi, saat sistemi var mı? Ocağa giren ve çıkanlar için kamera var mı? Lütfen sorulara makul cevap verin" dedi 

Sanık Aydın tüm bunların olduğunu söylerken " Şimdiye dek en net cevapları veren benim sanıklar içinde " diye konuştu.

Duruşmaya verilen aranın ardından 1. kartiye mühendisi sanık İbrahim Hakan Mengeş'in sorgusu ile devam ediliyor.

Bilirkişi raporunda kömür tozuna karşı mücadelede kusuru olduğu belirtilen Mengeş, "Kazaya dair herhangi bir fikrim yok. Ayakta son zamanlarda taş tozu uygulaması yapıldığını görmedim. Kömür tozu patlaması olduğunu düşünüyorum. Tek başına grizu patlamasının bunu yapabildiğine dair bir tecrübem yok" dedi.

“HİÇ OCAĞA GİRMEDEN LAMBA İNDİRENLER DE OLUYORDU”

Kimi mühendis ve amirlerin lambalarını (isimlere zimmetli ve ocağa giriş çıkışı belli eden cihazlar) önden gönderip ocağa girmediğine dair verilen savcılık ifadelerinde kendisinin de adının geçtiği, lambasını önden gönderip ocağa girmediği belirtilen mühendislerden olduğu ifadeleri hatırlatılan Hakan Mengeş, "Ocağa girdiğimde kart basıp girmeyenler olduğunu gördüm, ama ben yapmadım. Bu herkes tarafından bilinen rutin bir şey. Hiç ocağa girmeden lamba indirenler de oluyordu. Bunların kimler olduğunu söyleyemem" diye konuştu.

Sanık Mengeş aile avukatlarından Derviş Emre Aydın'ın " Metan gazı biriken tavan damar ile kalın damar noktası arasında temas olup olmadığını biliyor musunuz?" Sorusuna "Bu planları ben hazırlamıyorum" diye yanıt verdi.

Söz alan sanık Volkan Soylu, "İki kısım aynı anda çalışsa evet problem ama orada baya bir mesafe var" dedi.

TELSİZ KONUŞMALARI DİNLETİLDİ

Avukat Esat Kerküş'ün sorgusuyla devam eden duruşmada Mühendis Recep Orhan ve gaz izleme operatörü Mehmet Özdemir arasında yapılan konuşma dinletildi.

Konuşmada;

"-Gaz oranın düşmesi lazım ama düşmemiş.

-Ayağın arkası göçmüş acaba hava mı çıkmıyor dediğin gibi?

-Büyük ihtimalle öyledir.

-Olmadı gece vardiyası baksın.

-Şimdi lağım atacaklar pek sıkıntı olmaz da ne olur ne olmaz."

Diyaloglarının geçtiği konuşmaya "Anlayamadım" dedi.

Ayak arkası kontrollerini nezaretçi onlar yoksa kendisinin yaptığını söyleyen Mengeş, kendisine tekrar lambaların aşağı gönderilmesi sonrasında "Ben lambaları göndermiyorum, işçiler kendileri alıyor. Niye alıyorlar onlara sormak lazım " yanıtını verdi.

DURUŞMA 3-4-5 MAYIS TARİHLERİNDE DEVAM EDECEK

Sanık Mengeş, son sözü sorulduğunda panik atağı olduğunu, bu yüzden cevaplarında bunun göz önünde bulundurulmasını istedi. Duruşmada tutuklu sanıkların ifadeleri tamamlandı.

Hayatını kaybeden Rasim Bulut'un eşi Mehtap Bulut, söz alarak "Mehmet Yıldız'ı görevden neden aldılar" diye sordu.

Selçuk Ekmekci "Yönetimin aldığı ortak bir karardır. Kartiye şefi olarak görevlendirdiğinde hakkında sürekli şikayetler geliyordu. Görevlendirme de benim onayımla değil, yukarıdan talimatla oldu. Kendisi de yorulduğunu söylüyordu" dedi.

Mehtap Bulut, "Hayır yalan söylüyor eşim gelip bana anlattı, işçileri tehlikeli bölgeye sokmak istemediği için görevden alındı” diye konuştu.

Emekci, "Okan Akgül kazalandı, iş kazasında ayağı konveyöre takıldı, Mehmet Yıldız göçük oldu diye kargaşa yaratmıştır, işyerinde böyle işçileri provoke etmesinden dolayı uyardık, bu yüzden görevden aldık. Okan Akgül de göçük olmadığını söylemiştir. Yıldız, yanlış ifade ettiği için özür dilemiştir" dedi.

Patlamada hayatını kaybeden Rasim Bulutun kayınpederi Cengiz Karataş da söz alarak, "Selçuk bey, Orhan Altun'u tanıyor musun? Barutçudur kendisi. İbrahim Köse nezaretçisi. Ayhan Kobay'ı tanıyor musun? İbrahim Köse patlama olduğu gün neden erken ocağa gönderildi? Nezaretçiler akşam vardiyasına 17,30'da gider. Ayhan Kobay, ocakta gaz var diye görevden alınmadı mı?" diye sordu.

Ekmekci, "Ayhan Kobay üslubu sert bir nezaretçidir. O gün vardiyada problem olmuş, o gün Salih bey ile arasında bir üslup tartışması oluyor. Salih bey talimat veriyor o da nakliyat servisine veriliyor" dedi.

Mahkeme; sanık Salih Atmaca'nın adli kontrol ile tahliyesine, diğer tutuklu 7 sanığın tutukluluk hallerinin de devamına karar verdi.

ÇSGB ve Enerji Bakanlığı yetkilileri hakkında yürütülen soruşturmanın akıbetinin Başsavcılıktan sorulmasına karar verildi.

Mahkeme, Türk Maden-İş Sendikanın katılma talebinin kabulüne karar verdi.

"SALİH ATMACA’NIN TUTUKLULUK HALİ DEVAM ETMELİDİR"

Sanıkların tutukluluk haline ilişkin olarak Av. Melike Polat söz aldı: “İşletme projesine aykırı üretim yapıldığı, ocağın havalandırma düzeninin bozulduğunu bilmelerine rağmen üretime devam edildiği ortadadır. Metan birikmesi olan yerleri bilmelerine rağmen o bölgelere sensör yerleştirilmeden yüksek metan seviyelerinde işçilerin çalıştırıldığı ortadadır.”

Avukat Ceren Yılmaz söz alarak, “ Salih Atmaca ise tüm mesleki deneyimiyle her şeyi öngörebilecek nitelikteydi. Her şeyi bilmesine ve öngörmesine rağmen görevden el çektirilmesine dahi tek ses çıkarmamış, aykırılıklara müdahale etmemiştir. Dün anlattığı her şey bir sorumluluk tarifidir. Bu sebeple diğer sanıklar gibi sanık Salih Atmaca’nın da tutukluluk hali devam etmelidir” dedi.